Türk Devrim Tarihi

TÜRK DEVRİM TARİHİ
Temel Kavramlar
Genel Kavramlar

Devrimin açıklanabilmesi için üzerinde durmak zorunda olduğumuz kavramlar;devlet ve ulus,devletin içindeki güçler,yasama yürütme yargı ,hukuk,meşruluk,ve son olarak ekonomi ve sınıf kavramlarıdır.

Devlet ve Unsurları
Devlet,Belirli bir ülkesi olup bir hükümet yönetimi altında örgütlenmiş bulunan ve yurt dışı hiçbir denetlemeye bağlı olmayan, benzerleri tarafından tanınmış siyasal ve bağımsız topluluktur.Devlet,öteki kurumları kapsayan en yüce topluluktur.Günümüz devletin tanımlanmasında da iki eğilimle karşı karşı karşıyayız.Biri çağdaş devletin genel anlamda klasik tanımı;diğeri ise çağdaş devletin işlevci tanımıdır.
Devletin işlevci tanımına göre devletten söz edebilmek için gereken iki unsur vardır:Bunlar ,sınırları belli bir alan ve bu alan içersindeki kudret ve otoritenin tek elde bulunmasıdır.
Devletin genel anlamdaki klasik tanımı ise,Devlet sınırları belli bir toprak parçası üzerinde yaşayan bir insan topluluğunun yaşamını kolaylaştırmak için oluşturduğu ve varlığı diğer devletlerce de tanınan bir aygıttır.

Ulus-Halk
Ulus yada millet ,tarihsel ve felsefi bir kavram;halk ise sosyolojik bir kavramdır.Tüm 19.yüzyıl boyunca dünyanın ve özellikle Avrupanın değişik ülkelerinde gördüğümüz tüm devrimler bu gerekçeye ,yan, halk egemenliğine dayanır.
Sınırları belli bir ülke içinde yaşayan ve kimi zaman aralarında önemli farklar bulunan insan topluluklarını ulus yada halk yapan sözkonusu insan topluluğunun bugünü için belirli b,r doyumu ve yarını için belirli bir ortak umududur.Bu umut ekonomik rahatlık ve devletin ve o halkın bir parçası olma isteğidir.
Ülke ve Örgüt

Ülke
Her devletin sınırları belirlenmiş ve üzerinde egemen olduğu bir toprak parçası üzerinde belirli konularda devletin otoritesi tektir.Ancak,sınırları belli bir toprağın ve bu toprak üzerindeki tek otoritenin içte ve dışta tanınması ve oyan olması önemlidir.Aksi taktirde bir devlet oluşturulamaz.
Vatan ve yurt sözcükleri duygusal niteliktedir ve devletin kurulduğu alan,yani sınırlanmış bir toprak parçasını en iyi açıklayan sözcük ülkedir.
Ulusların kaderlerini tayin etme hakkı sömürgeci bir devlete karşı ulusal devlet kurma aşamasında ne denli meşru ve geçerli bir haksa ,bir ulusal devlet için de ayrılıkçı ve bölücü amaçlarla kullanıldığı zaman ,o denli gayri meşru ve geçersiz bir hak olur.Her ulusal devlet ülke bütünlüğünün koruma korunma hakkına ve yetkisine sahiptir.

Örgüt
Devletin çağdaş toplumdaki varlık nedeni belirli hizmetlerin görülmesi ve belirli hizmetlerin düzenlenmesidir.Devletin rejimi neolursa olsun ;her devlet içinde üç temel işlev vardır:yasama,yürütme,yargı.Günümüz devletlerinde bu üç güç dışında devlet başkanlığı kurumuna rastlanmaktadır.Devlet yasama ve yürütmeyi düzenleyen aygıt ve örgüt demektir.Yasama ve yürütme güçlerini elde bulundurulduğu zaman ,tüm aygıtıda elde bulunduruyor demektir.

Hukuk
Toplum yaşamını düzenleyen ve bu yaşamı en uyumlu şekilde sürdürmek amacına yönelik zorlayıcı kurallar dizisine hukuk adı verilir.Hukuk kavramını sosyalleştiren ve hukuk sosyolojisini kuran Karl MARX’dır.
Hukuk toplumsal yaşamın zorlayıcı düzenidir.Zorlama nedir?Zorlama,
Hukuka uymamanın karşılığı olarak ,gerekirse kaba güçle sağlanacak bir yaptırım olması anlamına gelir.Hukuk diğer toplumsal düzenlemelerden ,örneğin ahlak,töre,gelenek vb. gibi düzenlemelerden,bu zorlama ve yaptırımları olması unsurlarından ayrılır.

Ekonomi ve Sınıf
İnsanların gereksinimlerini karşılayacak kaynaklar sınırlıdır.Bu sınırlı kaynakları sınırsız gereksinimler karşısında optimum bir denge için dağıtma çabası dilim dalında ekonomi yada iktisat olarak adlandırılır.Pierre Laraque,biraylerin hangi sınıftan olduklarının saptanmasında üç noktaya değiniyor.

•a.toplumun içinde oynanan rol
•b.yaşam tarzı
•c.ruhsal tutum ve kollektif bilinçOrtaç çıkarları ve bekleyişleri olan ve bunların bilincinde olan insanların oluşturdukları gruplara sınıf denir.

•A.ortak çıkar ve bekleyişler
•B.benzer bir yaşantı
•C.yaklaşık olanaklar
•D.sınıf bilinci

Ortak çıkar ve bekleyişler ,benzer bir yaşantı, yaklaşık olanaklar sınıf tanımlamamın nesnel unsurlarıdır.Sınıf kavramının ise;bir nesnel bir öznel yönü vardır.Nesnel olarak bir sınıfın üyesi sayılması gereken kişi eğer öznel olarak bunun bilincinde değilse;nesnel olarak üyesi olduğu sınıfın dışında kalmış sayılmalıdır.Ancak öznel olarak kendini üyesi saydığı sınıfın üyesi olamayacağınada kuşku yoktur.
Devrim sözcüğü ,Türk Dil Kurumu Sözlüğünde , Pek kısa bir zaman içinde meydana gelen temelli ve önemli değişiklik,inkılaptır.Yaşayan dilimizde ‘devrim’ ihtilal anlamındada kullanılmaktadır ve bu anlamda kullanıldığı zaman devrim,bir grubun devleti ya da daha doğrusu devlet aygıt ve örgütünün başı olan yönetim mekanizmasını zorla ele geçirmesidir.Bu kullanım yanlıştır.İhtilali bir ınkılap izlemeli,bir başka deyişle ihtilal ve inkılap bütünleşmelidir.İki kavram arasında bütünleşme gerçekleşmiş olursa buna devrim değil hükümet darbesi adı verilir.
Eğer toplumda yeni gelişen yada güçlenen gruplar bir ihtilal yaparak yani devleti bir ayaklanma ile ele geçirir ve sistemin temel ilişkilerini değiştirirlerse o zaman bir devrim söz konusudur.
Devrim yada inkılap, toplumdaki ekonomik yararlanma olanaklarının ve siyasal yapıdaki etkinliğin toplumun daha geniş kesimleri yararına hızlı bir şekilde değiştirilmesidir.Her ihtilal devrim olmadığı gibi her köklü değişim de devrim sayılmaz.

Türk Devrimi
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın ve Cumhuriyetimizin kuruluşunun tam anlamıyla bir devrim,bir inkılap olduğunu biliyoruz.Önce dış ve iç hakim güçlere karşı bir kurtuluş savaşı, yani bir anlamda ihtilal yapılmış; sonra da bir dizi reform ve yenileştirmelerle devrim perçinlenmeye çalışılmıştır.
CHP’nin altı oku Kemalizm,halkçılık,ulusçuluk,bağımsızlık ve çağdaşlık demektir.Ulusçuluk;Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde dil,d,n,ırk ve kültür farkı gözetmeden bir ‘Türk Halkı’ oluşturmak ve bu halkı her bakımdan yükseltmek ve yüceltmek demektir.Bağımsızlık;her türlü emperyalizme karşı askeri,ekonomik,siyasal ve kültürel bir bağımsızlığa ulaşmak ve bunu son derecede duyarlı bir şekilde korumak demektir.
Çağdaşlık ise en basit tanımıyla çağının gerisinde kalmamak;çağın bilincini,tekniğini,düşünce ve felsefesini özümlemeye çabalamak demektir.Kemalist anlamda çağdaş olmak demek 1930’ların düşünce ve felsefe kalıplarını benimseyip sınırlı kalmak demek değil,tam tersine bunları sürekli olarak aşmak ve yenilemek demektir.Halkçılık;egemenliğin halkta olması,yani iktidarın kaynağının halkın idaresi olduğunun kabul edilmesi demektir.
Ulusçuluk;Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde dil,din,ırk ve kültür farkı gözetmeden bir ‘Türk halkı’ oluşturmak ve bu halkı her bakımdan yükseltmek ve yüceltmek demektir.Bağımsızlık;her türlü emperyalizme karşı askeri,ekonomik,s,yasal ve kültürel bir bağımsızlığa ulaşmak ve bunu son derece duyarlı bir şekilde korumak demektir.
Çağdaşlık ise en basit tanımıyla çağının gerisinde kalmamak;çağın bilincini ,tekniğini,düşünce ve felsefesini özümlemeye çabalamak demektir.Kemalist anlamda çağdaş olmak demek 1930’ların düşünce ve felsefe kalıplarını benimseyip sınırlı kalmak değil ,tam tersine bunları sürekli olarak aşmak ve yenilemek demektir.