Ekonomi

Yetersiz beslenme, kronik hastalıkların görülme sıklığını ve ölümleri artırıyor

Bayındır İçerenköy Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferhan Mantar:
- "Yeterli ve dengeli beslenme, fonksiyonel durumun sürdürülmesi ve sakatlıklardan korunmada önemli bir hale geliyor" - "Deneysel çalışmalardan elde edilmiş veriler, uygun egzersiz uygulamasının yaşlanan kastaki biyokimyasal parametreleri iyileştirdiğini gösteriyor"

İSTANBUL - Bayındır İçerenköy Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferhan Mantar, yeterli ve dengeli beslenmenin, fonksiyonel durumun sürdürülmesi ve sakatlıklardan korunmada önemli bir hale geldiğini belirtti.

Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre, son yıllarda "kırılgan yaşlı" tanımı oldukça sık kullanılıyor. Kırılgan yaşlılarda düşme, fonksiyonel bağımlılık, hastanelere başvuru ve ölüm oranı artıyor. Nüfusun sağlıklı ve aktif yaşlanması, yaşlılığında bağımsız ve kendine yeterli olabilmesi, sosyal ve psikolojik açıdan kendisini iyi hissedebilmesi büyük önem taşıyor.

Son yüzyılda sağlık alanında geliştirilen tanı ve tedavi yöntemleri, ölüm hızının azaltılmasında etkili oluyor ve dünya nüfusu giderek yaşlanıyor. Ayrıca, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yeni doğmuş bir bireyin yaşaması beklenen ortalama yaşam süresi her geçen yıl artıyor.

Türkiye'de 65 yaş ve üzerindeki nüfusun yüzde 80'inde en az bir kronik hastalık bulunuyor. Nüfusun hem fiziksel hem de psikolojik olarak sağlıklı yaş alabilmesi ve bağımsız olabilmesi büyük önem taşıyor.

Tuz ve şeker tüketimini azaltın

Açıklamada görüşlerine yer verilen Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferhan Mantar, özellikle yetersiz beslenme sorunlarının yaşlılar için oldukça önemli, yaygın ve genelde erken teşhis edilemeyen bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı.

Bireylerin özellikle yaşlılık dönemlerinde, genç yaşlarına göre "protein-enerji malnütrisyonu" olarak adlandırılan yetersiz beslenme sorunlarına savunmasız hale gelebildiklerini aktaran Mantar, şunları kaydetti:

"Protein-enerji malnütrisyonu, yaşlılar için oldukça önemli, yaygın ve genelde erken teşhis edilemeyen bir sağlık sorunu... Yaşlılığa bağlı hastalıkların önlenmesi, geciktirilmesi ve tedavi edilmesinde beslenme etkin bir rol oynuyor. Yeterli ve dengeli beslenme, fonksiyonel durumun sürdürülmesi ve sakatlıklardan korunmada önemli bir hale geliyor. Yaşlılıkta enerji ihtiyacı, hastalıklar, sakatlanma ve kırıklara bağlı olarak artabiliyor. Enerji ihtiyacının arttığı bu gibi durumlarda bireylerin yetersiz beslenmesi kronik beslenme yetersizliği denilen duruma neden oluyor. Yaşlılık döneminde beslenme durumu, yaşlanma süreci boyunca vücutta meydana gelen değişikliklerden, kronik hastalıklardan, kullanılan ilaçlardan, fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik durumdan etkileniyor."

Mantar, yetersiz beslenmenin, kronik hastalıkların görülme sıklığını ve bu hastalıklara bağlı ölümleri artırdığını vurgulayarak, sağlıklı beslenme önerilerini, "Besin çeşitliliğini sağlayın. Günde en az 3 öğün beslenin. Bol ve çeşitli sebze meyve tüketin. Ekmek ve diğer tahılları yeterli miktarda tüketin. Doymuş yağ tüketimini azaltın. Yeterli miktarda su alın. Kalsiyum içeriği yüksek besinler tüketin. Tuz ve şeker tüketimini azaltın. Posa tüketimini artırın. Besinleri tükettiğiniz yerlerin temizliğine özen gösterin. Alkol ve sigara kullanmayın. Hayatınıza hareket katın." şeklinde sıraladı.

- Egzersizlerde nelere dikkat edilmeli

Uzm. Dr. Ferhan Mantar, deneysel çalışmalardan elde edilmiş verilerin, uygun egzersiz uygulamasının yaşlanan kastaki biyokimyasal parametreleri iyileştirdiğini belirterek, yaşlı bireyler için egzersiz programlarında olması gereken temel özellikleri şöyle sıraladı:

"Egzersiz kas kuvvetini, esnekliği, dayanıklılığı, koordinasyonu, dengeyi ve fonksiyonel kapasiteyi artırmalı. Egzersizin amaçları iyi saptanmalı, kişinin kapasitesine uygun ve özelleştirilebilir olmalı. Etkili olması için şiddeti, süresi, sıklığı uygun olmalı. Ancak kişi isterse egzersizin seviyesi düşürülmeli. Zaman içinde kademeli artışlar gerçekleştirilmeli. Programlar ısınma, soğuma ve germe egzersizlerini de içermeli. Düzenli ve sürekli olmalı. Emniyetli olmalı ve yaralanma ihtimali düşük olmalı. Kişinin istekleri, yaşam koşulları, psikolojik durumu göz önüne alınmalı. Zevkli ve kolay uygulanabilir olmalı. Yaşam biçiminde de modifikasyonlar yapılmalı."

Düşme riskinin yaşla birlikte dramatik olarak artış gösterdiğini ve 65 yaş üzerindeki bireylerin yüzde 25-35'inin her yıl en az bir kere olmak üzere düşme deneyimine maruz kaldığını aktaran Mantar, yaşlı bireylerin düşme ve düşme yaralanmalarına karşı risklerden korunması için aerobik, kuvvetlendirme, denge, germe, ısınma ve soğuma egzersizler ile kalistenik egzersizleri tavsiye etti.

Kaynak: ANADOLU AJANSI

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir