Polis

Polis kelimesinin günümüz Türkçesinde genel olarak ifade ettiği mana Emniyet Genel Müdürlüğü personeli olup, kısaca görevli olduğu saha içerisinde vatandaşların huzur ve güvenini temin ile suç ve suçluyla mücadele eden kişi olarak ifade edilmektedir.

Türk Polis Teşkilatının Tarihçesi

Türk Polis Teşkilatının kuruluş tarihi olarak Osmanlı Devleti tarafından kurulmuş olan ilk polis biriminin kuruluş tarihi olan 10 Nisan 1845 tarihi kabul edilmekte ve her yıl teşkilat tarafından kutlanmaktadır. Özetlemek gerekirse Türk Polis Teşkilatının temelleri, 10 Nisan 1845'te İstanbul'da, "Polis" adında bir teşkilatın kurulmasıyla atılmıştır. Yeni kurulan polis teşkilatının görevleri, yine aynı tarihte yayımlanan "Polis Nizamnamesi"nde yer aldı.

Tanzimat ve Islahat hareketleri çerçevesinde, Avrupa'daki örneklere göre bir polis teşkilatı kurulmasına yönelik atılacak adımlara, 1876'da birinci meşrutiyetin ilanından sonra oluşan hükümet programında yer verilmiştir. Program doğrultusunda 1879'da "Zaptiye Nezareti" kurulmuştur.

Emniyet Genel Müdürlüğünün bugünkü görevlerini yürüten "Zaptiye Nezareti", 1909'da kaldırılarak yerine "Dahiliye Nezareti"ne bağlı ve polis işlerinin yürütülmesiyle görevli "Emniyeti Umumiye Müdürlüğü" ve İstanbul vilayetine bağlı bir polis müdüriyeti oluşturuldu.

Emniyeti Umumiye Müdürlüğünün görevi, 9 Aralık 1913'te çıkarılan "Dahiliye Nezareti Teşkilat Nizamnamesi"nde, "Memleketin emniyet ve inzibatına taalluk eden her türlü umum ve muamelatı takip ve o babtaki muhaberat ile polis teşkilat ve mekteplerini idare etmek." olarak belirlenmiştir.

Emniyet Teşkilatının ilk birimleri

Emniyeti Umumiye Müdürlüğü, başlangıçta "emniyet", "memurin", "levazım", "muhasebe" ve "tahribat" şubelerinden oluştu. İlerleyen tarihlerde bunlara "heyet-i istihbariye", "seyrüsefer", "ecanip" ve "takibat-ı adliye" gibi birimler eklendi.

Polis Nizamnamesinin, 21 Mayıs 1913'te çıkarılmasıyla, polisin örgütlenmesi, görev ve yetkileri, derece, sınıf, mesleğe giriş, yükselme ve diğer tüm özlük işleri, soruşturma, yargılama, istifa, tayin, izin, cezalandırma, levazım işleri, kıyafeti ve davranış biçimleri ile polis karakolları ve görevleri yeniden düzenlendi.

Polisin, piyade, süvari ve sivil olmak üzere 3 sınıfa ayrıldığı bu nizamnamede, Başkent Polis Teşkilatı, diğer illerden ayrı düşünüldü, illerde polis müdürlüğü kurulacağı, liva ve kazalarda birer amirin yönetiminde yeteri kadar personel bulunduracağı belirtildi.

Teşkilatlandırma çalışmaları milletvekili Durak Bey ile başladı

Kurtuluş Savaşı'nda başarılı olunmasının ardından İstanbul'u da yönetimi altına alan milli hükümet, Osmanlı Devleti'nin "Emniyeti Umumiye Müdürlüğü"nü, "İstanbul Polis Müdürlüğü" haline dönüştürdü.

Böylece Mondros Mütarekesi ve Kurtuluş Savaşı koşullarının, Anadolu'da ortaya çıkardığı ikili polis sistemi teke indirgenerek, bütünlük sağlandı.

Ankara'da milli hükümetin kurulmasının ardından ise "Emniyeti Umumiye Müdürlüğü", bir dönemde müdürlük koltuğunda da oturan Erzurum Milletvekili Mustafa Durak Bey tarafından 1920'de teşkilatlandırılmaya başlandı.

Cumhuriyet döneminde, ilk Emniyet Umum Müdürlüğünü ise 24 Ekim 1923-6 Şubat 1924 tarihlerinde İsmail Hamit Oktay yaptı.

29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilirken zayıf bir polis teşkilatını devralan Türkiye Cumhuriyeti, aradan geçen yıllarda sağladığı imkanlarla, ulusal ve uluslararası alanda başarılı çalışmalara imza atan Türk Polis Teşkilatını oluşturmayı başardı.

Nerede Görev Yapar?

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde belediye teşkilatlanması tamamlanmış olan il, ilçe ve beldelerde güvenlik Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından sağlanmakta, daha küçük birimlerin ve yapılaşmaya açılmamış alanların güvenliği ise Jandarma Genel Komutanlığı tarafından sağlanmaktadır.

Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez ve 81 ilde teşkilatlanmış olup konularına göre uzmanlaşmış alt birimlere ayrılmıştır. Suç türlerinin değişken olması neticesi polis teşkilatında da bu değişen suç ile mücadele edebilmek için her geçen gün yeni uzmanlık birimleri oluşturulmaktadır.

Türk polisi, bugün özgürlük ve güvenlik dengesi temelinde, hukuk devleti ilkeleri ve insan hakları perspektifiyle, çağın teknolojik gelişmelerini yakından takip ederek, vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak için 7 gün 24 saat özveriyle çalışıyor.

Polislik Eğitimi Nerede Verilmektedir?

Türk Polisinin eğitimi ise Polis Akademisi ve Meslek Yüksek Okulları tarafından verilmektedir. Akademide eğitim lisans seviyesinde olup mezunlar komiser yardımcısı rütbesi ile göreve başlar. Meslek Yüksek Okullarında eğitim 2 yıllık önlisans seviyesinde olup mezunlar polis memuru rütbesiyle göreve başlamaktadır.

Polis Ne İş Yapar?

İnsanların hak ve özgürlüklerinin güven altında bulundurulması gereklidir. Günümüzde devletler, toplumda huzuru ve düzeni sağlama, insanların can ve mal güvenliğini koruma, yasa hakimiyetini sağlamak istemektedirler. Bunun için yasalara ve yasaları uygulayacak bir kuvvete gerek vardır.

İşte Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bu görevi yürüten teşkilatlardan biri, Polis Teşkilatıdır.

Polis; güvenlik hizmetlerini sunan, kamu düzenini ve yurttaşların can ve malı ile temel hak ve özgürlüklerini koruyan, yasa uygulayıcı bir kamu görevlisidir.

Motosikletli: İki çeşittir Yunuslar ve Şahinler. Yunuslar daha çok asayişle ilgili konulara müdahil olmakla birlikte, genelde toplu gezerler ve bir motosiklete iki kişi binerler. Öndeki sürücü, arkada oturan artçı diye adlandırılmaktadır. Kıyafetleri kırmızı siyah ve beyaz renklerden oluşmaktadır. Armalarında başında kep bulunan bir yunus balığı figürü yer alır. Şahinler ise Yunusların aksine motosiklete genelde tek binerler ve tek motor halinde devriye gezerler.

Bölgelerindeki trafik aksamalarına ve yoğunluklarına ayrıca trafik kazalarına bakarlar. Bu görevlerinin yanı sıra normal polislik görevlerini de (asayiş) sağlamakla yükümlüdürler.

Şahinler genelde eskort ve yol açma hizmetlerinde kullanılmakla birlikte olaylara hızlı müdahaleleri ve sempatik polis tavırlarıyla insanlara daha yakın görünmektedirler. Şahinlerin kıyafeti fosforlu sarıdan yeşile dönmüş ayrıca lacivert ve beyaz da bulunmaktadır. Armalarında bir pençesinde şimşek gagasında da zeytin dalı bulunan şahin figürü yer almaktadır.

Küreselleşen sorunlar sadece bir ulus-devletin sınırları içinde güvenlik sağlamayı imkansız hale getirmiştir. Suçlular sınır aşan suçlar işlemekte, bir ülkede suç işleyip, diğer ülkelere kaçmaktadırlar. Bazen de suçun kaynağı başka bir ülke olabilmektedir. Suçun uluslararasılaşması polisliğin de uluslararasılaşmasını kaçınılmaz hale getirmektedir.

İstenilen düzeyde olmasa da İnterpol ve Europol uluslararası polislikte işbirliğine iyi birer örnektir.

Dünya polisliği ile karıştırılmamalıdır. Dünya polisliği ulusları aşan bir yapılanma idealini ifade eder.