10 Kasım Türküsü

10 Kasım Türküsü
Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler Bozkır ovalarına, Erciyes'e, Ağrı'ya Ulusun egemen olduğunu Özgür olduğunu Haykıracağım haykıracağım işte Senin sustuğunca
Yolunda yürüyeceğim Atatürk; Ana baba oğul kız Dere tepe bucak köy Yeryüzü yaşamalarımla değil
Oralarda, senin gittiğince! Atatürk, taşıyacağım Çanakkale'de, Sakarya'da, Çankaya'da, al al Senin taşıdığını; Yurdun gök ülküsü Dalgalanırken Senin bayrağını yücelteceğim. Senin çıktığınca.
Fazıl Hüsnü Dağlarca

MUSTAFA KEMAL'İ DÜŞÜNÜYORUM
Mustafa Kemal'i düşünüyorum Yeleleri alevden al bir ata binmiş Aşıyor yüce dağları, engin denizleri. Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda, Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri. Mustafa Kemal'i düşünüyorum; Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında Destanlar yaratıyorlar cihanın görmediği Arkasından dağ dağ ordular geliyor Her askeri Mustafa Kemal'i gibiMustafa Kemal'i düşünüyorum; Gelmiş geçmiş kahramanlara bedelHükmediyor uçsuz bucaksız göklere.Al bir ata binmiş yalın kılıç

Koşuyor zaferden zafereMustafa Kemal'i düşünüyorum;Ölmemiş bir kasım sabahı Yine bizimle beraber her yerde Yaşıyor dört köşesinde vatanın, Yaşıyor damar damar yüreklerde. Mustafa Kemal'i düşünüyorum; Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda; Mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum. Uykularıma giriyor her gece. Ellerinden öpüyorum.
Ümit Yaşar Oğuzcan

ATATÜRK
Atatürküm eğilmiş vatan haritasına Görmedim tunç yüzünü böylesine geceler Atatürk neylesin memleketin yarasına Uçup gitmiş elinden, eski makbul çareler Nerede İstiklal harbinin o mutlu günleriTürlü düşmana karşı kazanılan zaferi Hiç sanmam, öyle ağarsın bi daha tan yeri Atatürküm ben ölecek adam değildim

der Git hemşerim, git kardeşim toprağına yüz sür O'dur karşı kıyıdan cümlemizi düşünür Resimlerinde bile melül mahzun görünür Atatürküm kabrinde rahat uyumak ister
Cahit Sıtkı Tarancı

ONSUZ
Ah işte duyuyorum mesut günler içinden Sana "Sevimli yüzün asla solmasın" diyen Bütün adınla dolu sevinç şarkıları... – Sen öldüğün için mi şimdi bayraklar yarı!Ah işte görüyorum seni gördüğüm günü Altından, alkışlarla geçiyorsun bir tak'ın O gün bana gelmiştin babamdan daha yakın.

Meğer duyacakmışım bir sabah öldüğünü.Meğer görecekmişim bir sabah gidişini İstanbul'un önünden son defa geçişini... Bizler seninle nasıl, ah nasıl beraberdik Bizler ki az sıkılsak "O başımızda" derdik Nasıl yok bileceğiz, O güzel güneş yüzü Ana, baba değil bu, bizler Ata öksüzü... Tatmadık, bilmiyoruz bu bambaşka yarayı Öğret bize yarabbi, ah O'nsuz yaşamayı...
Ziya Osman Saba

ON KASIM'LARDA YÜRÜMEK
Atatürk'üm işte 10 Kasım yine Dalgalanır ağaçlarla oğullar Dalgalanır oğullarla nineler
Dalgalanır ninelerle genç kızlar Özlemin ta yüreğime işlemişSeni bulmak, seni görmek için benBütün toprakaltıyla barışacağım Ereceğim sana usta, barışta, başarıda Öyle Güçlüsün ki Güçleneceğim Öyle yücesin ki, yüceleceğim Düşüne düşüne seni kocaman kocaman Dağlara, dağlara karışacağım

Ozan mıyım, ordu muyum, su muyum anlaşılmaz Çağlar upuzun allığı yüreğimde ülkünün Sanki bayrak bir kalemdir, sanki gökler bir kağıt
Sanki ellerim gece Sanki ellerim gündüz Yazacağım seni daha, bir daha Ben senin ölümünle yarışacağım Fazıl Hüsnü Dağlarca

ATATÜRK'E AĞIT
Edirne'den Ardahan'a kadar Bir toprak uzanır Boz kanatlı üveyikler üstünde uçar Ardahan'dan Edirne'ye Edirne'den Ardahan'a kadar Kopdağı'nda akar bir çeşme var Serçe parmak kalınlığında suyu

Haram etmiş gece gündüz uykuyu Akar da akarSamsun'un evleri denize bakar Sokakları yosun içinde Çaparlar, takalar, manavlar Bilyalar gibi suyun yüzünde
Bir iner bir kalkar İstanbul'da bir yâr sevdim İnsanı günaha sokar Savaştepe köprüsünden geçen tirenler Sel olur İzmir'e akar İzmir'in denizi kız, kızı deniz
Sokakları hem kız hem deniz kokar Güneyde mis kokulu bir ağaç Yuvarlak yaprakları ince Yaz gelip de güneş vurunca Dallarından bal akar Bu toprak bizim yurdumuzdur Deli gönül yücesine çıkar Bir üveyik olur uçar gider Ardahan'da Edirne'ye Edirne'den Ardahan'a kadar
Cahit Kulebi

MUSTAFA KEMAL'CE
ve bir Erzurum sabahındauzun bir savaşı düşündümMustafa Kemal'cebüyüdü ellerim ve gözlerimSakarya'nın doğu yakasındadağda bir geyik gibio zaman çizdi Seddülbahir'ialaca şekillerde Mustafa Kemalsavaş haritasınasonra barut kurşun ve kanbir nice güneşi çağırdımMustafa Kemal'in otağına
Abdülkadir Bulut

SANA BORÇLUYUZ TA DERİNDEN
Sana borçluyuz ta derinden Çünkü yurdumuzu sen kurtardın Hasta, yorgun düşmüştük Yaralarımızı iyice sardın Yiğittin, inanç doluydun, yapıcıydın Sanatkardın, denizler kadar engin Kimsenin görmediğini görürdü
Sevgiyle bakan gözlerin Dedin ki: Bu millet, bu büyük millet Yüzyıllar boyu geri kalmış Bu yurt, bu güzel yurt, bizim yurdumuz Her yanından yaralar almış Dedin ki: Bir güzel savaşmalı Kurmak için yeniden Bilgiyle, inançla, coşkunlukla

"Öğün, çalış, güven" Sana borçluyuz ta derinden Işığısın bu yurdun Dilimizi, ulusallığımızı öğrettin bize Çünkü cumhuriyetimizi sen kurdun Hürriyeti sen yaydın içimize Halkçıyız dedin halk içinden İnançta hür yetiştirdin bizi Borçluyuz sana ta derinden Devrimlerle yüceltti, çok yüceltti Bu milleti temiz ellerin Sana borçluyuz ta derinden En büyüğü Mustafa Kemallerin
Cahit Külebi

GAZİ’YE TARİH
Onu tarihe sorun, yoktur eminim bir eşi O güneş yüzlü,güneş sözlü, güneşler güneşi Sözü halkın dilidir, gözleri hakkın ateşi O güneş yüzlü, güneş sözlü güneşler güneşi Yurdu sarmıştı karanlık, onu yırtıp atan O
Soğuyan kanlara bir başka hareket katan O Kararan gözleri bir lahzada aydınlatan O O güneş yüzlü, güneş sözlü, güneşler güneşi İnkılap ordusu nur ordusunun rehberidir Milletin şehperidir, memleketin şehperidir Onu beklerdi vatan bunca zamandan beridir O güneş yüzlü, güneş sözlü güneşler güneşi Ayrılıp Çankaya’dan Hazret-i Gazi geliyor Saçının haznesi zulmetleri ok ok deliyor Şehre kalbindeki tarihi alıp yükseliyor Bu güneş yüzlü, güneş sözlü, güneşler güneşi
Yusuf Ziya Ortaç

BÜYÜK GAZİ'YE
Sen ki hilkat denilen ummanın En büyük incisisin O, bu ulvi vatanın talihinin En güzel yıldızıdır Bir dehaet ki güneşten yüksek Ve semavat ile ünsiyeti var Sen dururken ona gelmez noksan Kaplıdır toprağı zırhınla senin Hep rehakar değil ey Gazi Bu müsellah vatanın sen hem de Ebedi bekçisisin Bu mesalip–zede cemiyyete sen Yeniden bir vatan ettin ihda Görüyor şevk-i tuluunla senin Yeni bir iyd-i zafer İstanbul Kendi asar-ı dehanın belki Sen de hayretçisisin Kainatlarda tecelli buyuran Halik’ın sende o hasiyyeti var
Abdülhak Hamit Tarhan

GİDİYOR
Gidiyor, rastgelemez bir daha tarih eşine Gidiyor, on yedi milyon kişi takmış peşine Gidiyor, sonsuz olan kudreti sığmaz akla Gidiyor, göğsünü çepeçevre saran bayrakla Gidiyor, izleri üstün birikmiş yaşlar Gidiyor, yerde kılıçlarla eğilmiş başlar Gidiyor, harbin o en korkulu aslan yelesi Gidiyor, sulhun ufuklarda yanan meş’alesi Yine bir devr açacakmış gibi en başta O var Hıçkıran seste O var, sessiz akan yaşta O var Siliyor ruhunun ulviliği fani etini Çiziyor ufka batan bir güneşin heybetini Büyüyor, gökten inip toprağa yaklaştıkça Büyüyor gitgide gözlerden uzaklaştıkça
Orhan Seyfi Orhon

MUSTAFA KEMALLER TÜKENMEZ
Tükenir elbet Gökte yıldızlar denizde kum tükenir Bu vatan bu topraklar cömert Kutsal bir ateşim ki ben sönmez İnanın Mustafa Kemaller tükenmez Ben de etten kemiktendim elbet Ben de bir gün göçecektim elbet İki Mustafa Kemal var iyi bilin Ben işte o ikincisi sonsuzluktaRuh gibi bir şey görünmez İnanın Mustafa Kemaller tükenmez Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda Bilimin yapıcılığın aydınlığındaGüzel düşünceler soyut fikirlerde benEvrensel yepyeni buluşlarda Geriliği kovmuşum ben dönmezİnanın Mustafa Kemaller tükenmez Başın mı dertte beni hatırla Duy beni en sıkıldığın an Baştan sona her şeyiyle bu vatan Sakın ağlamasın kasımlarda Fatihler, Kanuniler ölmezİnanın Mustafa Kemaller tükenmez
Halim Yağcıoğlu

ANITTEPE'DE TOPLANMIŞ TÜRKİYE'MİN TEPELERİ
Bu tepe Üç Şehitler tepesi Sallanır kavaklar, ışıklar Gider bulur Mustafa Kemal'in soluğu Yurt köşesinde en uzak köyüKaranlıklar ak olur Bu tepe Rasattepe Tepelerden bakıyorum ülkeme Doruklarda Mustafa Kemal'in elleri Bu Tınaztepe, bu Kocatepe Düşlerimiz yaprak olur Bu tepe İstasyon tepe Bir ışık çakar, bir bulut sallanır Umudumuz başak olur Uykuların dar vaktinde geceler boyu Türküler yaşamak olur Bu tepe Anıttepe Mustafa Kemal Anıttepe'den bakar Türkiye'ye Yankılanır içimizdeEser yel, durmaz yaşam Anıttepe bayrak olur
Mahmut Alptekin

MAVİ AYDINLIK
Yakından görmüştüm gözlerini Mavi bir ışık akmıştı içime. Bu büyük aydınlıkla Dopdoluyum gene. Kara bir çağ kapandı Işık bakışlarınla. Mutlu yarınlar müjdeleyen sesin Kulaklarımızda hâlâ. Silemez mavi aydınlığını Atatürkleşen gönüllerden.Ne yobazlaşan karanlık Ne kızıl kefen. Bunca yıl geçti aradan Daha dünmüş gibi taptaze acın. Yaprakları her mevsim yeşil İçimizde diktiğin ağacın. Mutlu bir ışıksın ufkumuzda Bitmeyen, eksilmeyen Dualar taşır sana kuşlar Dünyanın dört yerinden. Ellerin geçti alnımızdan, En büyük tesellimiz Dağılsın bütün karanlıklar Daha da yücelen Türkiye'miz.
İlhan Geçer

ATATÜRK'ÜN BİR SAATİ VARDI
Atatürk'ün bir saati vardı Yediveren gül gibi açardı Atatürk'ün bir atı vardı Etiler'den beri yaşardı Atatürk'ün bir resmi vardı Buğday tarlası gibi ağardı Atatürk'ün bir saati vardı Durmadı
Melih Cevdet Anday

AĞLAYALIM ATATÜRK'E
Ağlayalım Atatürk'e Bütün dünya kan ağladı Süleyman olmuştu mülke Geldi ecel, can ağladı Doğu batı cenup şimal Aman tanrı bu nasıl hal Atatürk'e erdi zeval Memur mebusan ağladı Atatürk'ün eserleri Söyleyecek bundan geri
Bütün dünyanın her yeri Ah çekti, vatan ağladıFabrikalar icat etti Atalığın ispat etti Varlığın Türke terkettiDöndü çarh devran ağladı Bu ne kuvvet, bu ne kudret Var idi bunda bir hikmet Bütün Türkler İnön'İsmet Gözlerimiz kan ağladı Tren hattı tayyareler Tükler giydi hep kareler Semerkantla Buharalar İşitti her yan ağladı Siz sağ olun Türk gençleri Çalışanlar kalmaz geri Mareşalin askerleri Ordular tümen ağladı Zannetme ağlayan gülmez Aslan yatağı boş kalmaz Yalnız gidenler gelmez Her gelen insan ağladı Uzatma Veysel bu sözü Dayanmaz herkesin özü Koruyalım yurdumuzu Dost değil, düşman ağladı
Aşık Veysel