Su Nasıl İçilir

Su, insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir. İnsan, besin almadan haftalarca yaşamını sürdürebilmesine karşın, susuz ancak birkaç gün yaşayabiliyor.

Ama su içmenin de kendine göre bazı kuralları vardır. Bu kurallara uyarsak daha sağlık bir birey olunabilirken uymadığımız takdir de ise bir çok hastalığa davetiye çıkarmış olabiliyoruz. İşte su içerken dikkat etmemiz gereken bazı kurallar:

Su oturarak içilmeli

İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır. Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer. Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında mide caddesi denen bir oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını geçerek 12 parmak barsağına geçer. Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse bunlar önce midede birikir asitle karışarak mikropları ölür ve sonra 12 parmak barsağına geçer. Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera da dâhil birçok insan hastalıklarından korunmuş olur.

Su dinlenerek içilmeli

Aniden tek nefeste içilen su doyurucu olmuyor. Suyu 3 yudumda içtiğimiz zaman midemiz hastalıklara karşı korunmuş oluyor. Ayrıca bu şekilde içtiğimizde suyun tadını almış oluyoruz. Aniden tek nefeste içilen su ne kadar içtiğimizi fark ettirmediği için midede şişkinliğe neden olabiliyor.

İçerken bardağa solumamalı

Su içerken bardağa solumamalıyız. Suyu 3 nefeste içeceğimiz için her nefes arasında bardağın dışında nefes alıp vermeliyiz. Böylece kendinden sonra su içenlere temiz bir bardak bırakmış olur ve nefes vasıtasıyla başkalarına hastalık geçmesinin önüne geçmiş oluruz.

Suyu cam bardak ve şişelerden içmeli

Günümüzde dışarıdan satın aldığımız sular genellikle pet şişelerde oluyor. Pet şişelerde uzun süre bekleyen sular konsorejen etki yapıyor. Pet şişede bekleyen suyun 2 hafta içinde tüketilmesi gerekiyor. Birde güneş alıyorsa kansorejen etki artıyor. Şişede bekleyen sular daha sağlıklı olduğu için su tüketirken cam şişe veya bardaktan içmeye özen göstermeliyiz.

Terli iken su için ama ılık olsun

Terli iken su içilmez sözü yanlıştır. Doğrusu terli iken soğuk su içilmezdir. Terlemek vücudumuzun aşırı ısınacağı durumlara maruz kaldığında, kendini soğutmak için gösterdiği doğal bir gayrettir. Koşturup terlemek ve terli iken su içmek hastalıklara yol açmaz. Oysa tersine, terledikten sonra su içmek vücudun kaybettiği sıvının yerine konması açısından son derece faydalıdır. Vücut terli iken sıcak olduğu için aniden soğukla karşılaşması onun dengesini bozacağından hastalıklara yol açabilir. O yüzden terli iken su için ama soğuk olmamasına dikkat edin. Soğuk su ayrıca iştah açtığı için çok yemek yemeğe yol açmaktadır. Bu yüzden kilo aldırmaktadır.

Aç karna ve uykudan uyanır uyanmaz su içmeli

Yine yanlış bilinen bir şey de aç karna ve uykudan sonra su içmenin zararlı olduğudur. Oysa ki sabahleyin aç karınla içilen bir bardak ılık su vücudun içindeki ve özellikle damarlardaki çöpü temizleyebilir ve bu da kandaki yağ oranının düşmesine katkı sağlar. Ayrıca yemekten önce içilen su kişilerin kendilerini tok hissettirdikleri için daha az yemek yemelerini sağladığı için zayıflamalarına yardımcı olmaktadır.

Sıcak Su İçmeli

Sıcak su bedenin doğal serinletme sistemini çalıştırır. Bu kan dolaşımında artışa neden olur. İç organları ve kaburga kafesinin etrafındakı kasları gevşetir, daha derin nefes almanızı sağlar. Mide asidi etkilerini rahatlatir ve asit reflu semptomlarini rahatlatir. Sulanmayı ve besinlerin emilimini artırarak sindirime yardımcı olur. Kabızlığı giderir. Bu yüzden özellikle kış aylarında sıcak su tüketmeye dikkatetmeliyiz.

Yeteri kadar su tüketmeli

Suyu ne çok ne de az tüketmeliyiz. Yeteri kadar tüketmek gerekir. Uzmanlar günlük su tüketimimizin 2,5 ile 3 litre olması gerektiğini söylemektedir. Vücuttaki su oranının yeterli düzeyde tutulması yaşamsal önem taşıdığından vücuttan kaybolan miktarlarda su alınması zorunludur.

İdeal vücut su oranları; metabolizmayı tetikler, hücrelerin kendini yenilemesini sağlar, yaşlanmaya karşı etki gösterir.

Kanın akışkanlığını sağlar, böylelikle kalp ve damarların yükünü azaltır. Omurga dahil bütün organlar bundan faydalanır; su oranının bel fıtığına karşı bile büyük katkısı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca cildin dolgun, pürüzsüz ve genç kalmasını sağlamaktadır. Ama su içerken aşırıya da kaçmamız gerekir. Böbreklerin belirli bir oranda su atma kapasitesi vardır. Böbreklerin su atma kapasitesinin üzerinde su alındığında, atılamayan su, kanda birikerek, kandaki elektrolitlerin, kan hücrelerinde değişikliklere neden olarak, kan sodyum düzeyinde düşmeye neden olur. Bunu da tıpta 'hiponatremi' olarak tanımlıyoruz. Kan sodyum düzeyindeki düşmeye bağlı gelişen beyin ödemi, bulantı, kusma, halsizlik, bilinç değişiklikleri, koma ve hatta ölüme neden olabilir."

Meşrubat değil su içmeli

Bol bol meşrubat içmekle su içmiş olmuyoruz. Kola, gazoz, meyve suyu ya da ayranın yeri ayrı suyun yeri ayrıdır. Bol miktarda meşrubat içtiğimizde vucut daha az su isteyeceğinden meşrubat tüketirken aşırıya kaçmamak gerekmektedir.