İlk 12 saat çok önemli

Kenenin insan vücudunda en çok sevdiği bölgeler ve ısırması durumunda yapılması gerekenler
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, kenenin 12 saat içerisinde vücuttan çıkarılmasının hastalık riskini düşürdüğünü söyledi.
Ata Nevzat Yalçın, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Prazitoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Yukarı ile birlikte son zamanlarda artan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına yönelik bilgilendirme toplantısı düzenledi. Antalya Tabip Odası'nda düzenlenen toplantıda kene örnekleri de gösteren Prof. Dr. Bayram Ali Yukarı, kene mücadelesi konusunda uyarılarda bulundu. Kene mücadelesinde erken müdahalenin önemine değinen Yukarı, "Kene ısırdığında hemen çıkarılması gerekir. Kene çıkarmak çok zor değildir. Keneyi, patlatmadan bir cımbız yardımıyla çıkarabiliriz. Fakat patlatılmaması çok önemli. Çünkü eğer kenede virüs varsa kişiye buluşması mümkün. Kene çıkarıldıktan sonra mutlaka bir sağlık kuruluşuna gidilmesi gerekir. Burada kritik süre 12 saattir. Özellikle diz ve kulak arkası, koltuk altı, kasık bölgesi nemli bölgelerdir. Kene buraları çok sever. Bu nedenle bu bölgelerin kontrol edilmesi gerekir. Ben özellikli anne ve babaların bir büyüteç yardımıyla çocuklarını kontrol etmelerini öneriyorum. Kırsal kesimde bulunan vatandaşlar, tarlaya gittiğinde açık renk elbise giymeli. Ayrıca bu vatandaşlarımız bir gün öncesinden ilaçlı elbise hazırlayarak yaylaya bu elbiselerle çıkmalılar' dedi.
İLK 12 SAAT ÇOK ÖNEMLİ
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, hastalığın birkaç günlük bir kuluçka sonucunda açığa çıktığını söyledi. Bu dönemin 10-12 güne kadar uzayabildiğini belirten Yalçın, "Hastalığın, ateş, halsizlik, eklem ve kas ağrıları, gözlere kızarıklık, bulantı, kusma, ishal gibi çok değişik hastalıklarda da görebileceğimiz belirtileri var. Hastalığın genellikle bir iki haftalık seyri bulunuyor. Hasta bu süre içinde daha da ağırlaşabiliyor. Olası hastalık şüphelerinde Sağlık Müdürlüğüyle bağlantıya geçiyoruz. Hastadan alınan kan numuneleri, Ankara'daki Hıfsızsıha Merkezi Başkanlığında çeşitli tekniklerden geçirilerek, teşhis konuyor ve bu sonuç bize bildiriliyor. Biz de soncu göre hastaya gereken yöntemleri uyguluyoruz. Tedavi sürecinde hastaların çok iyi izole edilmesi gerekiyor. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, solunum yoluyla geçmiyor fakat, hastanede çalışan bir çok kişiyi tehdit ediyor. Çünkü Kırım-Kong Kanamalı Ateşi (KKKA) kene ısırması dışında da bulaşabiliyor. Özellikle hastalardan kan alınması sırasında, iğne batması sonucu hastalığın bulaşma riski var' diye konuştu.
Kene ısırması durumunda en kısa sürede hastaneye başvurularak, kenenin vücuttan çıkarılması gerektiğini ifade eden Yalçın, şunları söyledi: "Sorun genellikle kenenin vücuttan uzaklaştırılmasında gecikilen vakalarda görülüyor. Özellikle ilk 12 saate kadar kene çıkarıldığı takdirde hastalık riski çok düşüyor. Örneğin Burdur'dan bize gelen hastamız, keneyi ısırdıktan iki gün sonra fark ettiğini söylüyor. Bu çok uçun bir dönem.' Kene ısırmalarına karşı Haziran dönemlerinin çok risk taşıdığını belirten Yalçın, Antalya gibi çok yüksek olmayan sahil kesimlerinde bu riskin çok yüksek olmadığını söyledi.
İHa
Kaynak: http://www.haberturk.com/haber.asp?id=80665&cat=220&dt=2008/06/16