- Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertenli:
- "Hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalıkları belirli hedeflere yönelik tedavi edebilirsek, uzun dönemde gördüğümüz bu komplikasyonların hepsi yüzde 20 ila yüzde 50 azalıyor"
- Ateroskleroz Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kayıkçıoğlu:
- "Risk faktörlerini hedef değerlere ulaştırabilirsek, Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği gibi erken ölümlerin yüzde 80'ini engelleyebiliyoruz"
- Kalp Damar Hastalıklarıyla Mücadele ve Farkındalık Derneği Başkanı Prof. Dr. Ergene:
- "Kronik hastalıklarda tedavi oranları yüzde 50 civarında, kontrol oranları ise yüzde 30'un altında. Hedefimiz, en azından 2030'da bu oranları yüzde 50'ye çıkarmak"
İSTANBUL - Kronik hastalıklarla mücadelede tedaviye uyum oranlarını artırmak amacıyla 13 uzmanlık ve 1 hasta derneği "Türkiye 2030'da %50" projesini hayata geçirmek için bir araya geldi.
Servier Türkiye'nin katkılarıyla yürütülen projenin detayları, İstanbul'da dernek temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen basın toplantısında anlatıldı.
Kronik hastalıklarda tedaviye uyum oranlarını yükselterek hastalık kontrol düzeylerini 2030'a kadar en az yüzde 50'ye ulaştırmayı hedefleyen projede, Ateroskleroz Derneği, Avrasya Kalp Yetersizliği Derneği, Dahiliye Uzmanları Derneği, İç Hastalıkları Uzmanlık Eğitim Araştırma Derneği, Kalp Damar Hastalıklarıyla Mücadele ve Farkındalık Derneği, Kardiyovasküler Akademi Derneği, Klinik Endokrinoloji ve Diyabet Derneği, Metabolik Sendrom Derneği, Türk Diyabet Cemiyeti, Türk Girişimsel Kardiyoloji Vakfı, Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği, Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği, Türkiye Diyabet Vakfı, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği yer alıyor.
Proje kapsamında hekimlere yönelik rehberlik programları, e-öğrenme modülleri ve iletişim eğitimleri planlanırken, hastalar için tedaviye uyumu artırmaya yönelik "uyum elçileri" programı, hatırlatma uygulamaları ve dijital takip çözümleri geliştirilecek.
Toplumsal farkındalık için 27 Mart 2026'daki Dünya Tedaviye Uyum Günü'nde ulusal etkinlikler düzenlenmesi, kamu spotları ve bilgilendirme çalışmaları yürütülmesi hedefleniyor.
- "Amacımız, toplumsal farkındalık yaratmak"
Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. İhsan Ertenli, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, 14 derneği bir araya getiren temel unsurun kronik hastalıklarda farkındalık ihtiyacı olduğunu söyledi.
Ertenli, hipertansiyon ve diyabet başta olmak üzere kronik hastalıkların toplumda çok yaygın görüldüğünü ve nüfusun yaşlanmasıyla bu oranların daha da arttığını belirterek, hastalıkların erken dönemde belirgin bir belirti vermemesinin tedaviye uyumu olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Kronik hastalıkların yıllar içinde kalp, böbrek, göz ve sinir sistemi üzerinde ciddi hasarlara yol açtığını vurgulayan Ertenli, tedavi uyumunu kritik hale getiren bu durumu şöyle açıkladı:
"Hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalıkları belirli hedeflere yönelik tedavi edebilirsek, uzun dönemde gördüğümüz bu komplikasyonların hepsi yüzde 20 ila yüzde 50 azalıyor. Hastalarda tansiyonu, şekeri hedef değerlerde tutarsanız görme kaybı azalıyor, kalp krizi azalıyor, inme azalıyor. Bunun için en önemli şeylerden biri, hedefte kalmak için hastaların tedaviye uyumu. Bizim amacımız, toplumsal farkındalık yaratarak hastaların tedavi uyumunu artırmak."
Ertenli, hastalarda istenen hedeflere ulaşma oranının yüzde 25-30 civarında olduğunu belirterek, "Bunu 2030'a kadar en az yüzde 50'ye çıkarmayı amaçlıyoruz. Hedefte kalma oranı arttığında bypass ameliyatları, felç nedeniyle yatışlar, ayak kesileri gibi ciddi sonuçlar belirgin şekilde azalıyor. Bu da sağlık ekonomisine büyük katkı sağlar." dedi.
- "Risk faktörleri bir arada yönetilmeli"
Ege Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ateroskleroz Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Meral Kayıkçıoğlu da projeyle hipertansiyon ve diyabet başta olmak üzere toplumda yaygın görülen risk faktörlerinde hedef değerlere ulaşma oranlarını artırmayı amaçladıklarını belirtti.
Kayıkçıoğlu, Türkiye'de yaklaşık her 4 kişiden birinde hipertansiyon görüldüğüne işaret ederek, hipertansiyonun, kalp krizi, inme, böbrek yetmezliği ve kalp yetersizliği gibi pek çok hastalığın ana nedenlerinden biri olduğunu, bu nedenle risk faktörlerinin bir arada yönetilmesi gerektiğini söyledi.
Hipertansiyona ek olarak diyabet, obezite, kolesterol yüksekliği ve sigara kullanımının birlikte değerlendirildiğinde söz konusu risklerin daha da arttığının altını çizen Kayıkçıoğlu, "Risk faktörlerini hedef değerlere ulaştırabilirsek, Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği gibi erken ölümlerin yüzde 80'ini engelleyebiliyoruz. Bu nedenle 2030'da yüzde 50 hedefine ulaşmak çok önemli." ifadesini kullandı.
Kayıkçıoğlu, tedaviye uyum açısından Türkiye'nin karşılaştığı en önemli sorunlardan birinin sosyal medyadaki bilgi kirliliği olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
"Sosyal medyada alternatif tıp ürünleri ve bilimsel temeli olmayan öneriler çok ön planda. Bu durum hem tedavi uyumunu düşürüyor hem de hastaların ilaç kullanımıyla ilgili yanlış kanaatlere kapılmasına neden oluyor. Gıdaların daha tuzlu tüketildiği bir dönemdeyiz, tuz tüketimi arttıkça hipertansiyon kontrolü bozuluyor ve ilaç sayısı artıyor. İlaç sayısı arttıkça tedavi uyumu daha da düşüyor. Bu, yalnızca hastanın değil, sistemin bir sorunu. Bu nedenle 14 dernek olarak bir araya gelip ortak mücadele veriyoruz."
- "Derneklerin güç birliği inandırıcılığı artıracak"
Kalp Damar Hastalıklarıyla Mücadele ve Farkındalık Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene de hipertansiyon ve obezite gibi kronik hastalıkların birbirini tetikleyen bir yapıda olduğunu dile getirdi.
Ergene, "Bir hastanın hipertansiyonu varsa hipertansiyona bağlı böbrek rahatsızlığı, kalp yetersizliği, koroner arter hastalığı dediğimiz damarlarda tıkanıklık gelişebiliyor. Bunun tersi de söz konusu. Örneğin hastanın diyabeti var. Diyabetik hastalarda kalp hastalığı gelişme riski çok yüksek. Diyabetik hastalarda hipertansiyon gelişme riski de çok yüksek. Hipertansiyon, diyabet, böbrek hastalıkları ve obezite birbirini hem şiddetlendiren hem de ölüm oranlarını artıran hastalıklar." diye konuştu.
Projenin hedeflerine ilişkin Ergene, tedavi ve kontrol oranlarının halen düşük olduğuna işaret ederek, kronik hastalıklarda tedavi oranlarının yüzde 50 civarında, kontrol oranlarının ise yüzde 30'un altında olduğunu bildirdi.
Ergene, hedeflerinin en azından 2030'da bu oranları yüzde 50'ye çıkarmak olduğunu belirterek, bunun sağlık bütçesini son derece olumlu etkileyeceğini ifade etti.
Uzmanlık derneklerinin bir araya gelerek ortak etki yaratmaya çalıştığını dile getiren Ergene, "Her dernek kendi alanında uzun yıllardır eğitimler, projeler ve farkındalık çalışmaları yapıyor. Bu çabaları birlikte yürütmek, daha güçlü ve daha etkili bir mesaj verilmesini sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Tedaviye uyumun artırılmasında yalnızca derneklerin çabasının yeterli olmayacağını, kamu kurumlarının da sürece güçlü şekilde dahil olması gerektiğini söyleyen Ergene, şöyle dedi:
"Hasta başına ayrılan süre hala çok düşük. Bir hasta hekimle ortalama 5-6 dakika geçirebiliyor. Bu süre tedaviye uyumun sağlanması için yeterli değil. Birinci basamağın, özellikle aile hekimliği sisteminin daha etkin devreye alınması gerekiyor. Kurumlar arasında koordinasyon sağlanmadıkça kalıcı başarı elde edilemez."(AA)