18. Yüzyılda Osmanlı Devleti

18. Yüzyılda Osmanlı Devleti

A. SİYASİ OLAYLAR
Osmanlı Devleti'nin 18. yüzyıl başlarındaki temel politikası Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları ile kaybedilen yerleri geri almak için çalışmak olmuştur. Ancak Osmanlı Devleti bu konuda başarılı olamamış, yeni topraklar kaybetmiştir.

1. Osmanlı - Rus Savaşı ve Prut Antlaşması (1711)
18. yüzyılda Rusya'nın başında Çar I. Petro vardı. I. Petro, Rusya'yı kuvvetli bir Avrupa devleti haline getirmek, Karadeniz ve Baltık denizlerine ulaşarak sıcak denizlere inmek, Balkanlarda Rusya'ya bağlı Slav ve Ortodoks devletler kurulmasını sağlamak istiyordu. Ruslar Osmanlılara sığınan İsveçlileri takip etme bahanesi ile Osmanlı sınırlarını geçti. Bu arada Balkanlarda karışıklıklar çıkarmaya çalıştı. Bunun üzerine sefere çıkan Baltacı Mehmet Paşa Rusları Prut nehri kıyılarında kuşattı. Ancak yeniçerilere güvenemediğinden Rusların barış isteğini kabul etti ve Prut Antlaşması imzalandı. Buna göre;
Rusya Azak kalesini geri verecek,
Ruslar İstanbul'da daimi elçi bulundurmayacak
Osmanlılar bu antlaşma ile kaybettiği yerleri geri alma ümidini artırmıştır.

2. Osmanlı - Venedik ve Avusturya Savaşları (1715 - 1718) ve
Pasarofça Antlaşması
Mora, Karlofça Antlaşması ile Venediklilere verilmişti. Buradaki Rumların yardım istemesi üzerine Venedik'e savaş açıldı. Mora geri alındı. Ancak Avusturya, Karlofça Antlaşması’nın bozulduğunu ileri sürerek savaşa girdi. Osmanlı ordusu yenildi ve Pasarofça Antlaşması yapıldı. Buna göre;

Mora Osmanlılarda kalacak, ancak Dalmaçya kıyıları Venediklilere geri verilecekti.
Macaristan’ın tamamı, Yukarı Sırbistan ve Kuzey Eflak ile Belgrat Avusturya'ya verilecekti.

3. Osmanlı - Rus ve Avusturya Savaşları (1736 - 1739) ve
Belgrat Antlaşmaları
Rusya, Prut Antlaşması’na rağmen Karadeniz'e inme ve Balkanlara yerleşme fikrinden vazgeçmedi. Bu amaçla Avusturya ile gizlice anlaştı. Osmanlı Devleti ile Rusya arasında tampon bir devlet olan Lehistan'a yerleşmeye çalıştı. Rusların Leh milliyetçilerini takip bahanesi ile Kırım’a girmesi üzerine savaş başladı. Avusturya’da Rusya'nın yanında yer aldı. Osmanlı kuvvetleri her iki devleti de ağır yenilgilere uğrattı. Önce Avusturya sonra da Rusya ile Belgrat Antlaşmaları yapıldı. Buna göre;
Avusturya Pasarofça Antlaşması ile aldığı yerleri geri verecekti.

Azak, Ruslarda kalacak, ancak kalesi yıkılacaktı.
Ruslar Karadeniz'de savaş ve ticaret gemisi bulundurmayacaktı.

Antlaşma Osmanlıların 18. yüzyılda imzaladığı en kârlı antlaşmadır. Bunda orduda yapılan ıslahatlar etkili olmuştur. Rusya, Karadeniz'in Osmanlı gölü olduğunu kabul etmiştir. Antlaşma sırasında Osmanlıları destekleyen Fransa'ya kapitülasyonlar sürekli olarak verilmiştir.

4. Osmanlı - Rus Savaşı (1768 - 1774) ve
Küçük Kaynarca Antlaşması
Rusya'nın başında bulunan II. Katerina Kırım’ı almak, Karadeniz'e inmek ve Balkanlara yerleşmek için çalışmalarını hızlandırdı. Bu amaçla Lehistan'a yerleşmeye çalıştı. Rusların Leh milliyetçilerini takip bahanesi ile Osmanlı sınırlarını ihlal etmesi ve Kırım'a saldırması üzerine savaş başladı (1768). Altı yıl süren savaşlar sonunda Osmanlılar yenildi. Ruslar Osmanlı donanmasını Çeşme’de yaktı. Ruslarla Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı.
Buna göre;
Kırım'a bağımsızlık verilecek, ancak din işlerinde Müslümanların halifesine bağlı olacaktı.
Rusya Karadeniz'de savaş ve ticaret gemisi bulundurabilecek, Rus ticaret gemileri boğazlardan serbestçe geçebilecekti.

Rusya Osmanlı Devleti’ndeki Ortodoksların haklarını koruyabilecekti.
Rusya İstanbul'da bir elçi bulundurabilecek, istediği yerlerde de konsolosluk açabilecekti.

Rusya işgal ettiği Eflak, Boğdan ve Beserabya'dan çekilecekti.

Bu antlaşma, Osmanlı Devleti'nin tarihinde imzaladığı en ağır antlaşmalardan biridir. Halkı Müslüman olan bir toprak kaybedilmiştir. Rus konsoloslar Balkanlarda sürekli karışıklıklar çıkarmıştır. Rusya, Ortodoksların haklarını bahane ederek sık sık Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmaya başlamıştır.

5. Osmanlı - Rus ve Avusturya Savaşları (1787 - 1792)
Ziştovi (1791) ve Yaş (1792) Antlaşması
Rusya, Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan bir süre sonra Kırım'ı işgal etti. Balkanlardaki Osmanlı topraklarını paylaşmak için Avusturya ile de gizlice anlaştı. Halkı Müslüman olan Kırım’ın işgali üzerine Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş açtı. Avusturyada Rusya'nın yanında yer aldı. Osmanlı Devleti yenilmeye başladı. Ancak bu sırada ortaya çıkan Fransız İhtilali Avusturya'yı etkilemeye başlayınca Avusturya işgal ettiği yerleri geri vererek Ziştovi Antlaşması’nı imzaladı. Yalnız kalan Rusya da barış istedi. Ruslarla Yaş Antlaşması yapıldı. Bu antlaşma ile Kırım'ın Rusya'ya ait olduğu kabul edildi.

6. Fransa'nın Mısır'ı İşgali (1798 - 1802)
Fransa, İngiltere'nin Hindistan yolunu kesmek için Napolyon komutasındaki bir ordu ile Mısır'ı işgal etti. İngiltere ve Rusya bu duruma tepki göstererek Osmanlı Devleti'nin yanında yer aldı. Akka'da Nizam-ı Cedit ordusuna yenilen Napolyon Mısır’dan kaçtı. Bir süre sonra da Fransızlar Mısır'ı boşalttı. Bu olay Kanuni döneminde başlayan Osmanlı - Fransız dostluğunu bozdu. İngilizlerin Osmanlılar üzerindeki etkinliği arttı.

7. Osmanlı - İran Savaşları (1722 - 1746)
17. yüzyıl başlarında İran karışıklık içindeydi. Rusya'nın İran topraklarını işgale başlaması üzerine Osmanlı Devleti bunu engellemek için harekete geçti. Osmanlı ve Rus kuvvetleri savaşmak üzere iken Fransa'nın aracılığı ile Ruslarla bir antlaşma yapılarak İran toprakları paylaşıldı. İran bu durumu kabul etmeyerek savaşa başladı. Osmanlı - İran savaşları aralıklarla 1746'ya kadar devam etti. İki tarafta önemli bir başarı kazanamadı. Kasr-ı Şirin Antlaşması esas alınarak antlaşma yenilendi.

B. 17. YÜZYIL ISLAHATLARI
1. Lale Devri (1718 - 1730)
Pasarofça Antlaşması ile batının üstünlüğünü anlayan Osmanlı yöneticileri batıda bir barış dönemi başlattılar. Lale Devri denilen ve 1730'da Patrona Halil isyanına kadar süren bu dönem bir zevk ve eğlence dönemi olarak bilinmekle birlikte önemli yeniliklerin yapıldığı bir dönem oldu. Lale Devri’nde;

Avrupa başkentlerine geçici elçilik heyetleri gönderilerek batıdaki gelişmeler yakından takip edilmeye başlandı.
İstanbul'da ilk Türk matbaası kuruldu. Matbaanın kâğıt ihtiyacı için Yalova'da kâğıt fabrikası kuruldu.
İstanbul’da birçok saray, köşk, çeşme, yapıldı. Sivil mimari gelişti.

İstanbul ve Selanik'te kumaş (çuha), İstanbul, İznik ve Kütahya'da çini atölyeleri açılarak yerli malı kullanımına önem verildi.
İstanbul’da birçok kütüphane açıldı. Bir tercüme heyeti oluşturularak yabancı eserler Türkçe’ye çevrildi. Böylece toplumda kültür hayatı canlandırılmaya çalışıldı.
Yeniçerilerden bir itfaiye bölüğü kuruldu. İlk kez çiçek aşısı yapıldı.

Bütün bu gelişmelere karşılık lüks ve israf arttı. Yeni vergiler ve İran savaşlarındaki başarısızlıklar da tepkilere neden oldu. Bunun sonunda çıkan Patrona Halil isyanı ile Lale Devri sona erdi.

2. I. Mahmut Devri (1730 - 1754)
I. Mahmut aslen Fransız olan Humbaracı Ahmet Paşa’ya görev verdi. Bu dönemde;
Topçu ve Humbaracı ocakları Avrupa usulüne göre yeniden düzenlendi. Orduya subay yetiştirmek amacıyla Kara Mühendishanesi açıldı. (Batı tarzı ilk askeri okul)
Orduda bölük, tabur, alay sistemi uygulanmaya başladı.

3. III. Mustafa Devri (1756 - 1774)
III. Mustafa ıslahatlar için Koca Ragıp Paşa ve Fransa'dan getirtilen Baron Dö Tot'a görev verdi. Bu dönemde;

Sürat Topçuları Ocağı kuruldu. Donanmaya subay yetiştirmek amacıyla Deniz Mühendishanesi açıldı.
Maliye alanında yenilikler yapıldı.

4. I. Abdülhamit Devri (1774 - 1787)
I. Abdülhamit döneminde ıslahatlara devam edildi.
Sürat Topçuları Ocağı sayıları artırılarak yeniden düzenlendi. Kara ve deniz mühendishaneleri yenilendi. Yeni gemi ve silahlar yapıldı.
Orduya destek sağlayacak istihkam subayı yetiştirmek için İstihkam Okulu açıldı.

5. III. Selim Devri (1787 - 11807)
III. Selim iyi yetişmiş bir devlet adamı idi. Islahatlara başlamadan önce ileri gelen devlet adamlarından bir heyet oluşturarak yapılacak ıslahatlar hakkında bir rapor aldı. Islahatları belli bir plan dahilinde yapmaya çalıştı. Bu dönemde;

Yeniçeri Ocağı belli bir düzene sokulmaya çalışıldı.
Nizam-ı Cedit adıyla Avrupa tarzında yeni bir ordu kuruldu. Kara ve deniz Mühendishaneleri ıslah edildi. Topçu ve Humbaracı ocakları yenilendi.

Nizam-ı Cedit ordusunun ihtiyaçları için İrad-ı Cedit adıyla yeni bir hazine oluşturuldu.
Avrupa başkentlerinde daimi elçilikler açıldı.
Devlet parasının değerini korumak için önlemler alındı. Yerli malı kullanımı teşvik edildi.
Ancak yapılan ıslahatlardan bazıları hoşlanmadı. Kabakçı Mustafa isyanı çıktı. İsyan sonucunda III. Selim tahttan indirildi. Yapılan ıslahatlar da ortadan kaldırıldı.

6. 18. Yüzyıl Islahatlarının Genel Özellikleri
17. yüzyıl ıslahatlarına göre köklü ve kalıcı olmuştur. 19. yüzyıl ıslahatları için bir basamak olmuştur.
Lale Devri dışındaki ıslahatlar genelde askeri alanda yapılmıştır. Bunda savaşlarda kazanılacak başarıların sorunları çözeceğine inanılması etkili olmuştur.
Islahlarda batıdaki gelişmelerden yararlanılmıştır.
Islahatların önündeki en önemli engel Yeniçerilerle ulema sınıfı olmuştur