ığdırın Toprak Özellikleri Nelerdir

ığdırın Toprak Özellikleri Nelerdir

Genetikleri yönünden azonal topraklar sınıfına giren ova topraklarında hakim olan formasyon bazalttır. Bazaltlar üstünde muhtelif zamanlarda farklı yerlerden taşınmak suretiyle alüvyal karakterli toprak örtüsü hasıl olmuştur. Batı ve güneydeki yamaç araziler “kolüvyal” karakterlidir. Aras nehri nin Iğdır Ovası topraklarının bünyesi üzerinde büyük etkisi olmuştur. Geçmiş devirlerde taşkınlar ve Aras nehrinin yatak değiştirmelerine bağlı olarak kil silt kum ve değişik bünyede topraklar oluşmuştur. Ovada granüler yapıda olan topraklarda geçirgenlik su tutma kapasitesi ve havalandırma gibi özelliklerin elverişli oluşuna karşılık diğer yapılardaki topraklarda bu özellikler zayıftır. Bütünüyle farklı hususiyetler gösteren ova topraklarında kilden

çakıla kadar her çeşit bünyeye rastlanmaktadır. Ancak taban arazilerde kök bölgesi ve kök bölgesinin altında genellikle ağır ve orta bünyeli yamaçlarda ise hafif ve çok hafif bünyeli topraklar yaygın durumdadır. Ovanın çeşitli kısımlarında üst ve alt toprakların ağır veya orta bünyede bulunmasına karşılık dağ yamaçlarına ve Aras nehrine doğru yaklaşıldıkça hafif bünyeli topraklar ağırlık kazanmaktadır. Ova topraklarının büyük bir kısmında derinlik 150 cm’den daha fazla olup batıdan doğuya doğru gidildikçe toprak kalınlığı genellikle artmaktadır. Toprak derinliğini sınırlayan çakıl ve kum katmanlarıdır. Bu katmanlar Aras nehrinin geçmiş devirlerde yatak değiştirmeleri sonucu oluşmuştur. Bundan dolayı bazı alanlarda toprak derinliği 10 cm yekadar iner.

Ovanın hemen hemen her tarafında tuzlu alkali ve borlu topraklara rastlanır. 83.211 hektar yüzölçümüne sahip olan Iğdır Ovasının 36.476 hektarı (%43.8) tuzlu-alkali ve borlu araziler olup tarıma uygun değildir. Bu gibi sahalara 6.000 hektarı bulan yol kanal yerleşme sazlık ve kamışlık alanları da eklersek ova yüzölçümünün 41.701 hektarının veya %34den fazlasının tarım dışı olduğu anlaşılır. Ova toprakları kireç bakımın dan zengindir. Genel olarak toprakların kireç değerleri %10-15 arasında olmakla birlikte bazı arazilerde bu değerler %21-37 arasında değişmektedir. Sulama ve yağışlar neticesi umumiyetle toprak profillerinde nisbi bir kireç yıkanması meydana gelmiş ve mevcut drenaj şartlarına göre kireç alt tabakalar da birikmiştir.

Toprak yapısının düzelmesinde su tutma havalanma ısınma ve geçirgenlik kapasitelerinin kireçce zengin oluşu bil hassa ıslah sahaları için önem kazanmaktadır. Halen bu sahaların PH değerleri çok yüksektir. Islaha müteakip PH değeri %8.5e düştükten sonra kireç toprakta aktif hale geçmektedir. Toprakta yeter derecede kireç mevcudiyeti tatbik edilecek jips miktarını zamanla azaltacak ve toprak ıslahına yardım edecektir. Oba topraklarında bitki adaptasyonu ve ziraati tehdit edecek şekilde bilhassa kök bölgesi dahilindeki çeşitli horizonlar tuzluluk problemini göstermektedir. Genellikle alt ve üst topraklar tuzlu kök bölgesini altındaki tabakalar tuz bakımından normal bir durum göstermektedir. Daha ziyade ziraat yapılmayan sahaların büyük bir kısmında

yüksek tuzluluk tespit edilmiştir. Ovada tuzluluğun gelişi çeşitli sebeblere dayanmaktadır. Bu sebebler.

a)Civar tepelerde yüzey suları ile ovaya taşınmış olan tuzlar drenaj yetersizliği dolayısıyla satıhta yoğunlaşmıştır. Yağışların yıkamayı sağlamayacak kadar az oluşu buharlaşmanın fazlalığı Aras nehrinden gelen taşkın sularının zaman zaman araziyi basması sonucunda toprak tarafından sızdırılmayan küvet kısımlarda suların sıtıhta birikerek buharlaşması neticesinde tuzlanmalar meydana gelmektedir.

b)Tuzluluk toprağın alt horizonlarında ve orjininde mevcuttur. Toprak yüzeyine devamlı olarak çıkan tuzlu suların buharlaşması neticesinde üst horizonlarda tuz birikmekte ve üst toprağın tuz iyonlarıyla doymasıyla kristalleşmeler oluşmaktadır.

c)Ovada taban sularının tuzlu oluşu da tuzluluğun şiddetini artırmaktadır. Ovada büyük bir saha işgal eden tuzlu-alkali topraklarda; tuzluluğu genellikle Na2Co2 ve alkaliği de Na2Co3 tuzları meydana getirmektedir. Ova topraklarının %37sinde bu sorunla karşılaşıl maktadır. Dil ovasında ise bu oran %87 civarındadır.Ova toprakları genellikle organik madde bakımından fakir durumdadır. Bunun sebebi olarak; kireç fazlalığı oksidasyonun yüksek oluşu ve tuzlu-alkali sahalarda bit ki örtüsünün azlığı veya hiç olmayışını göstermek mümkündür. Gübrelemeye önem verilmeden yapılan uzun süreli sulamalar sonucu topraklar organik madde bakımından fakirleşmiştir. Bu bakım dan; toprakların çiftlik gübresi kullanılarak organik madde bakımın dan zenginleştirilmesi zorunlu

görülmektedir. Ancak bölgede çiftlikgübresi aynı zamanda yakacak olarak da kullanıldığından toprakların organik madde bakımından zenginleştirilmesi çok zor gözükmektedir.