Beyşehir Gölü

Beyşehir Gölü, İç Anadolu Bölgesi'nde, Türkiye'nin ikinci büyük göllerinden biridir. Konya ve Isparta ili sınırları içerisinde yer alan bu göl, 651 km² alana sahiptir. Beyşehir Gölü, Göller Yöresi'inde, Konya ve Isparta illeri topraklarında bulunan, Türkiye'nin ikinci büyük gölü, en büyük tatlı su gölü. Batı ve güneyinde Toros Dağları, doğusunda volkanik Erenler Dağı, kuzeybatı güneydoğu yönünde ise Sultan Dağları ve Anamas Dağı ile çevrili tektonik bir çukurlukta yer almaktadır.

Konum Akdeniz, Türkiye
Koordinatlar 37°47′0″K, 31°33′0″D
Çıkışları Çarşamba Çayı
Havza ülkeleri Türkiye, Konya, Isparta
Uzunluk 50 km
Genişlik 26 km
Yüzölçümü 651 km²
En derin noktası 10 m
Su hacmi 2.751.000.000 m³
Kıyı uzunluğu 120 km
Yüzey rakımı 1.121 m
Adalar İğdeli, Akburun, Uzunada, Kızkulesi, Mada, Yılanlı ve Külbent adası

Beyşehir Gölü Genel özellikleri

Yüzeyi denizden 1.121 m yüksekte ve 651 km² yüzölçümünde olan Gölün GD-KB doğrultusunda uzunluğu 50 km, bu doğrultuya dik genişliği ise 18-20 km kadardır. En geniş yer Çiftlik köyü ile Kaşaklı Körfezi arasında 26 km'dir. En dar yeri Hoyran (Gölyaka) ile Akburun köyleri arasında 14 km'dir.

Beyşehir Gölü suları tatlı olup, derinliği en çok 8-9 m civarındadır. En derin yeri farklı kaynaklarda 12, 14, 15 m olarak geçmektedir. Batı kıyıları derin ve dik, kuzey kıyıları derin, güney ve doğu kıyıları sığdır. Göller yağışlarla göle dökülen akarsularla ve kaynaklarla beslenirler. Eğer bir göle buharlaşma yoluyla kaybettiğinden daha fazla su gelirse göl suları yükselir. Gölün fazla suları göl çanağının en alçak yerinde bir dere halinde dışarı akmaya başlar.

Çevresi, 2.000 m yüksekliğini aşan dağlarla çevrilidir. Fazla suları, yapılan kanal ile Çarşamba Suyu'na verilir. Beyşehir Gölü, "Uluarık" olarak adlandırılan, Çarşamba (Beyşehir) Çayı adlı gideğeni aracılığı ile güneydoğu yönünde yaklaşık 60 km yol alarak Suğla (Karaviran) Gölü'ne dökülmektedir. Ayrıca Konya Ovasının sulanması için Beyşehir kazası yanında büyük bir regülatör yapılmıştır. Aynı zamanda Göller Bölgesinin en büyük gölüdür. Büyük kısmı Konya, az bir bölümü Isparta topraklarında yer alır. Konya'daki alan 523 km², Isparta'da 130 km²'dir.

Beyşehir Gölü Konumu

İç Anadolu Bölgesi'nin batısına yakın, Isparta ile Beyşehir arasındadır. Gölü İç Anadolu Bölgesi'nden ayıran Sultan Dağları takriben 100 km uzunluğundadır. Bu dağlar aynı zamanda Eğirdir ve Akşehir Gölü ile Beyşehir Gölü havzalarının su bölümü çizgisi konumundadır. Sultan Dağları, Beyşehir Gölü Havzası'nı KD'dan çevreledikten sonra yerini Erenler (2319 m) ve Alacadağları'na (2203 m) bırakmaktadır.

Suğla ve Beyşehir gölleri arasında bulunan Seydişehir-Beyşehir çöküntü oluğunun doğusundaki dağlar: Sultan Dağları, Göl Dağları, Geyik Dağları, Batı Torosların iç koludur. Göl'ün batı kıyıları yüksek ve dik olup bu bölümde eğimin azaldığı bölgelerde Yenişar Ovası bulunur. Doğu ve güney kıyılar ise daha alçaktır. Hafif eğimli olan bu kıyıların gerisinde batı yönünde Yeşildağ ve doğu yönünde Kıreli ovaları uzanmaktadır.

Beyşehir Gölü tabanı neojen göl tortularıyla doludur. Gölün bir özelliği de içinde pek çok adanın bulunmasıdır. Ayrıca suların seviyesine bağlı sayıları değişmekle beraber 10 kayalık ve 27 ada bulunur. Bunlardan bazıları; İğdeli, Akburun, Kızkalesi, Mada, Yılanlı, Külbent, İğdeli, Aygır, Orta, Keçi ve Hacıarif adalarıdır. Bazı adalar eski zamanlardan itibaren yerleşim amaçlı kullanılmıştır.

Hidrografya

Beyşehir Gölü'ne sularını gönderen alan (Beyşehir Gölü Havzası) 4200 km2'dir. 651 km2 alana sahip göl, kendinden 6-7 kat büyük bir alanın sularını toplamaktadır. Gölde bulunan değişik kaçakların bulunması göle gelen ve giden suyun belirlenmesini engellemektedir. Havzaya su gönderen 30 kadar dere bulunmaktadır. Derelerin bazıları yazın kurusa da kaynak suları her mevsim göle ulaşır. Çevre istasyonların ortalaması alınarak, göl yüzeyine düşen yıllık ortalama yağış 726 mm hesap edilmiştir.

Ayrıca 16 havza göle su göndermektedir. Bunlardan, Yeşildağ-Soğuksu havzası 459 km², Üstünler Çayı'nın havzası 168 km²'dir. Yeşildağ Dere 1000 lt/sn, Han Boğazı Dere 650 lt/sn, Eflatun dere 500 lt/sn, Yenişarbademli Dere 20-50 lt/sn, Armutlu Dere 5-10 lt/sn akışlara sahiptir. Gölün tek çıkışı olan Çarşamba Çayı'nın ortalama akımı 343,8 hm³/yıl'dır.

Gölden düdenlerden su kaçakları olmaktadır. Batı kıyısındaki düden yüksekte olduğundan, kaçak 1123 m seviyesine gelindiğinde başlamaktadır. Ortalama kaçak 5 m³/sn iken, 1976 Mart'ında 29,7 m³/sn ile en büyük kaçak yaşanmıştır. Gölden Manavgat Nehri'naedoğru düdenlerden su kaçağı bulunduğu bilinmektedir. Küre ve Homat burunlarında, Mada Adası'nın doğusunda, Kül Adası ve Hacı Arif adası çevresinde düdenlerden boşalım gerçekleşir.

Beyşehir Gölü'nün güneyinde yer alan Gembos Polyesi'nin sularını Manavgat Çayı'na göndermektedir. Karstik formasyon içinden, yeraltından olan bu akışa, 2005'te yapılan Gembos Derivasyon Kanalı ve Derebucak Barajı ile müdahale edilmiştir. Yapılan kanal ile Beyşehir Gölü'ne yönlendirilen sular, göl seviyesini yükseltmiş, Manavgat Çayı'nın sularında azalma belirlenmiştir.

Beyşehir Gölü Havzasında yeraltısuyu akım yönü göle doğrudur. Gölden çevre tarım arazileri için sulama suyu çekilmektedir. Yapılan araştırmada, sulu tarım alanı 100.000 ha geçerse, göl minimum su kotu 1118,6 m'ye düşmektedir. Sulanan alan 80.000 ha olduğunda sulama yapılabilmekte fakat göl seviyesi düşmektedir. Göl seviyesinin sulamaya rağmen korunabildiği alan 40.000 ha olarak belirlenmiştir.

Yerleşim

Zamanımızdan 10.000-7.000 yıl önce sıcaklık artmış, Anadolu kapalı havzalarındaki göllerde kuruma ve geri çekilme yaşanmıştır. Kuruyan alüvyal alanlara yerleşimler yapılmıştır. Ayrıca Beyşehir Gölü kuzeyindeki Çukurkent yerleşmesi bu zamana aittir. Çevrede Neolitik, Kalkolitik, Tunç, Demir çağlarına ait yerleşme kalıntıları bulunur. Bu yerleşimlerin kesintili kullanılmasının, gölün kabarıp-çekilmesine bağlı olduğu anlaşılmıştır. Çekinik zamanlarda göl seviyesi bugünden daha aşağıdadır. Bu nedenle günümüzde göl fazla çekilince su altından eski yerleşimler görülmektedir. Suyun çekildiği zamanlarda yerleşim kuran insanlar, sular yükseldiğinde alanı terk etmiştir. MÖ 6000'e tarihlenen Erbaba yerleşimi gölden birkaç km uzaktadır. MÖ 3000'e tarihlenen Kuşluca yerleşimi ancak sular çekildiğinde meydana çıkmaktadır.

Mada Adası'na 1866'da Rus Kazakların yerleştirilmiştir. İklime uyum sağlayamayan Kazakların çoğu adayı terk etmiş, bir zaman sonra 7-8 hane kalmıştır.

Göl suyunun kabarıp ya da çekilmesi, tarım alanlarının darlığı geçmişten itibaren kıyılarda büyük yerleşimlerin kurulmasını engellemektedir.

Göl çevresinde günümüzde bulunan yerleşmeler şunlardır: Beyşehir, Yenişarbademli, Kıreli,Üzümlü, Yeşildağ, Üstünler, Kurucaova, Belceğiz, Gölyaka, Gedikli, Yassıbel, Budak, Tolca, Akburun, Karayaka, Yenikaya, Gölkaşı, Bademli, Kıyakdede, Gölkonak, Karadiken, Ağılönü, Avdancık, Sarıkabal, Kuşluca, Çiftlik.

Beyşehir Gölü Adaları

Türkiye'de göl içindeki ada sayısı bakımından Beyşehir Gölü ilk sıradadır. Adalar günümüzde geçici yerleşme ve çevre yerleşimlerin ekonomik faaliyetlerini destekler mahiyettedir.

Adalarda Roma ve Bizans kalıntıları da bulunur: Kirse ve Hacıarif adalarında tapınak, Kızılada'da mezar ve hamam, Kuşkondu adasında mezar bulunmuştur. Mındıras adasında antik kalıntılar, Çeçen ve Akburun adalarında hamam harabeleri bulunur. Sular çekildiğinde Höyük Adası'nın güneybatısında mezarlık, Manarga Adasında antik yerleşme görülmektedir.

Gölün kuzeybatısındaki Mada Adası (İğneliada) ve doğudaki Çeçen Adası'nda sürekli yerleşim bulunur. Mada Adası Şarkikaraağaç'ın, Gedikli köyüne bağlı Kumluca mahallesidir. Çeçen Adası için Aşağıağıl, Telkenli, ve Gavur adası isimleri de kullanılmaktadır.

Beyşehir Gölü: Taşkınlar

Beyşehir Gölü'nde buharlaşma ve yağış normal düzeyde olduğunda, göle gelen ve giden su dengededir. Fakat yağış artığı veya azaldığı zamanlarda önemli seviye değişimleri olmaktadır. Göl en yüksek seviyeye Mayıs ayında, en düşük seviyeye Ekim ayında ulaşmaktadır.

1910-1911 yıllarında Suğla ve Beyşehir gölleri büyük taşkınlar yapmıştır. Bu nedenle Bozkır, Seydişehir ve Beyşehir kazalarına bağlı 30'a yakın yerleşim taşkınlardan etkilenmiştir. Taşkınların sebebi bu zamanda yapımına başlanan Konya Ovası Sulama projesinin uygulama hatalarıdır. Ölümün olmadığı köylerde evler yıkılmış, tarlalar 2 yıl süren taşkınların etkisi ile su altında kalmıştır. Yağışların çok fazla olduğu zamanlarda göl taşmakta, Konya Ovasına kadar sular yayılmaktadır. 1501-1504 yılları arası aşırı yağışlı geçmiş, taşan sular, Konya Ovası'nı basmıştır. Bu nedenle Bağdat Seferi sırasında gölün taştığını gören IV. Murat, suyun farklı bir yöne kanalize edilmesini emretmiştir. Ayrıca 1731'de göl yine taşmış ve ovayı su basmıştır.

1123,35 m seviyesinden doğal yolla gölü boşaltan Çarşamba Çayı, sular artığında yetersiz kalmakta, taşkınlar oluşmaktaydı. Bunun için 1908-1914 arasında yapılan sulama projesinde Beyşehir Regülatörü 1121,03 m kotuna yapılmış, taşkınlar kontrol edilmeye çalışılmıştır.

Canlı hayatı

Gölde bol miktarda Sazan Balığı, Aynalı Sazan, Turna, Levrek, Kadife Balığı vardır. Beyşehir Gölü Milli Parkı kapsamında tümüyle koruma altındadır. Göl civarında çok miktarda yaban domuzu sürüler halinde bulunur.

Göçmen su kuşları

Beyşehir Gölü alanı göçmen kuşların uğrak yeridir. Birçok göçmen su kuşları avlanmak, kamış adalarda kuluçkaya yatmak (üremek) ve bazıları kışlamak için Beyşehir Gölüne gelirler, bunlar;

  • Küçük karabatak (Phalacrocorax pygmeus),
  • Bayağı kaşıkçı (Platalea leucorodia),
  • Dalmaçya Pelikanı (Pelecanus crispus),
  • Bayağı balaban (Botaurus stellaris),
  • Balıkçılgiller (Ardeidae),
  • Alaca balıkçıl (Ardeola ralloides),
  • Erguvani balıkçıl (Ardea purpurea),
  • Pasbaş patka (Aythya nyroca),
  • Gülen sumru (Sterna nilotica),
  • Büyük cılıbıt (Charadrius leschenaultii),
  • Sakarca kazı (Anser albifrons),
  • Küçük sakarca kazı (Anser erythropus),
  • Sakarmeke (Fulica atra),
  • Dikkuyruk (Oxyura leucocephala),
  • Kılıçgagagiller'den (Himantopus himantopus),
  • Bayağı aynak (Plegadis falcinellus), ve kamışların arasında kum adalarda Kolyeli büyük yağmurcunu (Charadrius hiaticula) kuluçkaya yattıkları gözlenmiştir.