Televizyonu Kim Buldu Televizyonun icadı Tarihi

Televizyonun Tanımı :Türk Dil Kurumuna göre, Vericiden iletilen dalgaların görüntü ve ses olarak görünmesini ve duyulmasını sağlayan aygıta Televizyon denir.

Hareketli görüntüleri elektromanyetik dalgalara dönüştürerek uzaklara ileten ve bu dalgalardan, yeniden görüntü elde eden bir sistemdir( tele + vizyon = uzaktan görme). Televizyonda seyrettiğimiz görüntüler, aslında sürekli değildir.Sinema filmlerinde olduğu gibi, gözün önünden hızla, art arda geçen resimler , sürekli bir hareket hissi doğurur. Televizyon ekranında 1saniyede gelen resim sayısı 20-30 kadardır.Gördüğümüz her şey, beynimizde kısa bir süre iz bıraktığı için, bu resimleri tek, tek seçemeyiz. , TV yayını renkli ve renksiz olarak iki türlüdür. Renksiz TV monokromatik (tek renkli) olarak adlandırılır ve beyaz, gri ve siyah renklerden istifade eder.Renkli televizyon ise özel filtre dikromatik ışık teknikleri ve floresat maddelerden istifade ile kırmızı, yeşil, mavi renkleri kullanır.

NASIL ÇALIŞIR?:Televizyonun temel prensibi ışık enerjisinin elektrik enerjisine çevrildikten sonra yayınlanması ve alınan elektromanyetik sinyallerin tekrar ışık enerjisine çevrilmesidir.Işık enerjisi elektrik enerjisine çevrilmesi fikri 1873 senesinde Selenyum üzerine ışık düşürüldüğünde elektrik direncinin değiştiğinin keşfedilmesi ile başlamıştır. Bu prensibe göre selenyum üzerine parlak ışık düşerse; sinyal kuvvetli , soluk ışık düşerse sinyal zayıf olacaktır. Genliği değişen bu sinyal radyo dalgaları gibi yayınlanıp alıcıda ters işlem yapılınca ekranda görüntü teşekkül eder.TV bu bakımdan “uzaktan görme” manasına gelir. TV bir noktadaki ışık şiddeti radyo dalgalarına dönüştürme,sonra bu dalgalardan,eş şiddette bir ışıklı nokta elde etme esasına dayanır.Nakledilecek görüntü, yüz binlerce kareye bölündükten sonra,her bir kare,homojen şeklinde aydınlanmış noktalar gibi kabul edilip,bu noktalardaki ışık şiddeti TV verici sisteminde radyo dalgalarına, dalgalarda TV alıcılarına da yeniden ışığa dönüştürür. Görüntüdeki kareler çok hızlı tarandığı için, alıcı ekranlarında tek ,tek ışıklı noktalar değil, değişik aydınlıkta karelerin meydana getirdiği resimler gözlenir.

Renkli televizyon,bütün renkleri yeşil, mavi ve kırmızının değişik oranlarda karıştırılması ile elde edilebileceği gerçeğine dayanır.Nakledilecek görüntü, yeşile, maviye ve kırmızıya duyarlı olan üç ayrı kamera tarafından aynı anda taranır.Elde edilen üç ayrı elektromanyetik dalga, alıcı sistemin ekranında, biri yeşil biri mavi ve biri kırmızı olan üç görüntüyü üst, üste düşürür ve bu renklerin karışmasından, tabii renklenmeler yeniden elde edilir. Televizyon yayınlarında ses ve görüntülerin nakli için, frekansı 5x10 : 9x10 Hertz (50 –900 mega say kıl) aralığına düşen elektromanyetik dalgalar kullanılır.Her televizyon istasyonu,6 mega saykıllık bir frekans aralığında hem ses, hem görüntü gerçekleştirilebilir. Bu 6 mega hertz’lik frekans aralıklarına “kanal” denir. Genel olarak ses yayınlarını taşıyan dalgaların frekanslarını, görüntü taşıyan dalgalarınkinden daha yüksektir.

Bir televizyon yayın sisteminde, beş önemli unsur bulunur:1.Yayınlayacak sahneyi görüntüleyen kamera. 2. Görüntüdeki ışık sinyalleri dönüştüren bir transduser. 3. Bu elektrik sinyallerinden radyo dalgaları üreterek anten atmosfere yayınlayan verici (transmitter) 4. Atmosfer yayınlanan görüntü taşıyınca tromanyetik dalgaları alıp yükselttikten sonra elektik sinyallerine dönüştürerek (alıcı anten, amlifikatör ve birinci dedektif) 5.Elektrik sinyalleri ışığa dönüştürerek, ekran üzerinde görünür resim veren transduser .

TELEVİZYONUN TARİHÇESİ: Televizyonun teorik temelleri, daha xıx. Yüzyıl sonlarında biliniyordu.Fakat sistemin kullandığı binlerce elektronik devre elemanlarının geliştirilmesi için, 1920’lerin sonlarına kadar beklemek gerekmiştir.bu alanda, ingiliz John Logie Baird ve A.B.D.’ye kaçan Sovyet asıllı bilgin Vladimir Kozma Zworkyne’in önemli keşifleri olmuş, 1928 yılında, canlı televizyon yayını gerçekleşmiştir. Yurdumuzda TRT’nin televizyon yayınları 1968’de başlamıştır. Halen, 4 milyona yakın televizyon alıcısı ile bu yayınlar takip edilmektedir.

GÜNÜMÜZDEKİ MODELLER VE YENİ GELİŞMELER Tasarrufa Duyarlı Plasma: Hem bilgisayar ekranı hem de TV olarak kullanılabilen Panasonic Plasma Display TH-42PWD 3U, köşeden köşeye 106 cm’lik bir ekran büyüklüğüne sahip. Enerji tasarrufu yapan ve gürültü kirliliğine karşı duyarlı olarak üretilen Plasma TH-42PWD3U’un içerisinde gürültüden kaçınmak için fan kullanılmamış ve 295 watt elektrik tüketiyor. Geride bıraktığımız yıla ait kablolu yayın izni ücretini ödemeyen yaklaşık 50 TV kuruluşu yayınlarının durdurulması tehlikesiyle kaşı karşıya geldi.(Zaman Gazetesi 3 Ocak 2002) İnternet ve televizyon ilk defa Web TV ile bir araya getiren Steve Perlman ,teknoloji dünyasından heyecan oluşturacak bir cihaz geliştirdi.Jurnal. net’teki habere göre . evdeki herhangi bir odadan tek bir kutu ile bir müzik, televizyon , video ve DVD gibi diğer eğlence sistemlerini çalıştırmalarını sağlayan cihaz tanıtımı büyük ilgi gördü. Moxi Media Center adı verilen cihaz, VCR ya da kablolu kutuya benzeyen bir set üstü kutu.Televizyona bağlana bilen bu kutu ,kablo ya da uydu sinyallerini çözebiliyor. Ürünü ortaya çıkaran Perlman’a göre Moxi , ayrı , ayrı DVD player , CD player, video recorder ve dijital müzik sistemi (ve bunların kumandaları)ihtiyacını ortadan kaldırıyor ayrıca 80 GB sabit diski bulunan yeni cihaz , yüzlerce CD’yi de depolayabiliyor.Modem ,Fire Wire bağlantı portu ve bir tür açık kodlu Linux işletim sistemi bulunan cihaz interaktif Tv ,e-posta ,anında mesajlaşmayı da destekliyor. Perlman,uydu TV sağlayıcısı EchoStar ile ortalık anlaşmada imzalamış bu anlaşma sayesinde Moxi set üstü kutuların ABD’de 2003 yılında piyasada olması bekleniyor.Benzer set üstü kutuların birbiri ardından çıktığına dikkat çeken endüstri uzmanları ilk defa önemli bir içerik sağlayıcının böyle bir girişime destek verdiğini vurguluyor.

“DİJİTAL DEVRELER, DAHA KULLANIŞLI”

Erciyes Üniversitesi’ndeki “Dijital TV Yayınları” konulu konferansında konuşan, Prof. Dr. Avni Morgül, dijital yayınların analog yayınlardan daha ucuz olduğunu söyledi.Ayrıca dijital devrelerin bilgisayar ve televizyon tek bir cihazda birleştirilmesine de sağladığı dile getirilir.

TELEVİZYON İZLEMENİN KURALLARI

Televizyon izlerken daha çabuk ve kolay öğreniriz. Gezip görmediğimiz yerleri televizyon sayesinde öğreniriz. Yarışma programları izleyerek biz de bilgilerimizi yoklayabiliriz Televizyon, yararlı bir kitle iletişim aracıdır. Televizyon insanlara hizmet etmelidir.Onları tutsak etmemelidir. Bir çocuk, televizyonu uzun süre izlerse zamanla gözleri bozulabilir. Çünkü; televizyon çalışırken zararlı ışınlar göndermektedir. Uzun süre televizyon izleyen ve program seçmeyen çocuklar için televizyon izlemek zararlıdır. Televizyon izlemeden önce hangi programlar bize göre ise onları anne ve babamıza danışarak seçmeliyiz.

Televizyonu Kim Buldu - Televizyonun Tarihi - icat - icadı
Televizyon 1923 yılında, İskoçyalı mühendis John Logie Baird tarafından İngiltere'nin Hastings kasabasında icat edilmiştir. İlk televizyon görüntüsü ise yine Baird tarafından 1926 yılında yayınlanmıştır. Başlangıçta noktalar halinde ve titrek olan görüntülerin kalitesi Baird tarafından geliştirilmiştir. Baird'in televizyon sisteminde mekanik olarak döndürülen diskler kullanmasına karşın aynı dönemde Marconi - Emi sistemi gibi elektronik olarak işleyen rakip sistemler de bulunmaktaydı

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? İlk sesli filmler 1928 yılında çevrildi. İlk televizyon yayınları 1940 yılında ABD’de yapıldı. İlk üç yaşta televizyon karşısına bırakılan çocuklara “otistik” özelliklerinin geliştiğini biliyor musunuz? Televizyonun ömrümüze maliyetini hesapladınız mı? Günde kaça saatiniz televizyon başında geçiyor? Ortalama belki de iyimser bir hesapla 3 saat diyelim.İlk başta hiç ürkütücü gelmiyor.Ancak günler damlaya damlaya hafta olur, ay olur,yıl olur , sonunda bir ömür olur biter.Eğer televizyonun günde 3saatten bir yılda yiyip bitirdiği zamanı hesaplarsak, 1095 saat eder.Bu gecesiyle gündüzüyle 45 gün demektir, televizyonun başında geçen 45 gün ve 45 gece eder. Şimdi ikinci soru:Televizyon canavarının pençesinde can veren bu 1095 saat bize neler kazandırabilir? Bu rakam bir öğrencinin bütün bir öğretin yılı boyunca ders gördüğü saatlerden daha da büyük bir yekundur.Demek ki, en azından kayıp bir öğretim yılı var, orta yerde . 1095 saat içerisinde bir yabancı dili iyi seviyede öğrenmek mümkündür.Bu demektir ki, televizyon her yıl bize bir yabancı dil kaybettiriyor. Kitap okumayı tercih ederseniz, ağır bir okunuşla 25 bin sayfalık kitabı bu müddet içinde bitirmemiz mümkündür.