Ağrı'da doğal yollarla yetişen Cağ, Çağşur ve Işgın bitkileri hem yöresel mutfakta hem de geleneksel şifa arayışlarında kullanılmaya devam ediyor. Uzmanlar, bu bitkilerin tanıtımı ve sürdürülebilirliği için bilinçli toplama ve pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor.


Ağrı'da yetişen üç şifalı bitki araştırmayla belirlendi

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ortaklaşa finanse ettiği kalkınma programı kapsamında yapılan saha araştırmalarında, Ağrı ilinde doğal olarak yetişen üç şifalı bitki tespit edildi. Cağ, Çağşur (Çiriş) ve Işgın olarak bilinen bu bitkiler, hem beslenme hem de sağlık amaçlı kullanılmakta olup halk arasında bilinen geleneksel otlar arasında yer alıyor.

Cağ bitkisi iştah açıcı turşularıyla öne çıkıyor

Ferula cinsine ait Cağ bitkisi, çok yıllık otsu yapısıyla Ağrı'da yaygın olarak doğal ortamda yetişiyor. Taze yaprakları hafif haşlandıktan sonra turşu olarak tüketiliyor. Aynı zamanda yumurta veya kıymayla kavrularak sofralarda meze olarak yer alıyor.

Çağşur bitkisi sindirimi kolay, çok yönlü kullanılıyor

Çağşur, halk arasında Çiriş veya Çaşır olarak da biliniyor. İlkbahar aylarında kısa süreli olarak toprak yüzeyine çıkan bu bitki, yöre halkı tarafından yumurtalı kavurma, çorba ve geleneksel yemeklerde kullanılıyor. Kurutulmuş hali, Doğu Anadolu'nun meşhur keledoş yemeğinde de değerlendiriliyor.

Işgın bitkisi vitamin ve antioksidan açısından zengin

Işgın (Rheum ribes), kayalık ve dik yamaçlarda yetişen, geniş yapraklı çok yıllık bir bitki türü. Halk arasında karaciğere iyi geldiğine ve şeker hastalığına faydalı olduğuna inanılıyor. Fırat Üniversitesi tarafından yapılan analizlere göre, yüksek rakımlarda yetişen Işgın'ın antioksidan özelliği bulunuyor ve A, E, C vitaminleri ile selenyum bakımından zengin olduğu tespit edildi.

Bitkilerin sürdürülebilirliği için bilinçli toplama çağrısı

Araştırmada, bu bitkilerin halen kültüre alınmadığı ve tamamının doğadan toplandığı vurgulandı. Aşırı toplanma nedeniyle özellikle Çağşur bitkisinin tohumlanmadan koparılması, türlerin tükenme riskiyle karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Yetkililer, üretimin sürdürülebilirliği için köylülerin bilinçlendirilmesi ve bilimsel analizlerle desteklenen tanıtım kampanyalarının yürütülmesi gerektiğini ifade ediyor.