X

TDT Aksakallar Konseyi Başkanı Yıldırım, Erzincan'daki sempozyumda konuştu:

"Bugün ne yazık ki Türk Devletleri Teşkilatı'nın 8 üyesinin 4 tanesinde nüfus yenileme hızı veya doğurganlık oranı 2.1 değerinin çok altına inmiş, 1.50 seviyesindedir. Macaristan, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Azerbaycan. Çok şükür ki Hazar'ın Doğusu, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan'da hala 2.5 ve üzerindedir" - "(Doğurganlık hızının düşmesi) Erken evliliği teşvik edecek parasal tedbirler almamız lazım. Bir diğeri daha fazla çocuğa sahip olmak için teşvikler lazım. Ancak bu teşvikler sembolik olmaktan öte anlamlı hale gelmesi lazım. Bir başkası da çocuk olduktan sonra okul öncesi eğitimi ve kreş var. Buralarda tamamen bedava olmasını sağlayacak kreş hizmetini yaygınlaştırmak gerekiyor"

24.11.2025 - 15:24

Binali Yıldırım, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Kadın ve Aile Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutladı.

Ailenin öneminden bahseden Yıldırım, şöyle konuştu:

"Biz ilkokula giderken aile denilince dedemizi, ninemizi, annemizi, babamızı, amcamızı, yengemizi hep bir aile olarak görüyor ve değerlendiriyorduk. Yıllar geçti sonra aile anne, baba iki çocuktan ibaret olduğu dillendirilmeye başlandı. Bugünlerde de aile anne, baba, tek çocuk gibi takdim edilmeye çalışılıyor. Aslında büyük bir tehditle karşı karşıyayız. O tehdit, nüfusun yenilenmesidir. Bugün ne yazık ki Türk Devletleri Teşkilatının 8 üyesinin 4'ünde nüfus yenileme hızı veya doğurganlık oranı 2.1 değerinin çok altına inmiş, 1,50 seviyesindedir. Macaristan, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Azerbaycan. Çok şükür ki Hazar'ın Doğusu, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan'da hala 2,5 ve üzerindedir. 2.1'in altına düştüğünüz zaman tehlike çanları çalıyor, yani büyümüyorsunuz, nüfus yaşlanıyor demektir. Türkiye'de bugün 1,48'tir. 48 vahim bir durumdur."

- "(Nüfusun düşmesi) Bu gidişe 'dur' demek lazım"

Yıldırım, böyle devam etmesi durumunda Türkiye nüfusunun 50 yıl sonra 70 milyona düşeceğine işaret ederek, ortalama yaşın da 45'lere çıkacağını anlattı.

Sadece 4 yılda yaş ortalamasının 32'den 34'e yükseldiğini bildiren Yıldırım, "Her dört yılda bir 2 sene daha artıyor. Bu durum neye mal oluyor, bize bedeli ne. Bedeli şu, biz artık gururlanarak genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz diyemeyecek konuma geleceğiz. 65 yaş üstü nüfus artacak, 0-14 ve 15-29 yaş arası azalacak ve böylece bu istihdamda azalmaya sebep olacak, ekonominin küçülmesine sebep olacak, kalkınmamız ve büyümemiz daha da aşağılara gelmiş olacak. Bu gidişe 'dur' demek lazım. Bazı ülkeler bu fırsatı kaçırdı. Mesela Japonya, Kore bizim bahsettiğimiz sorunlarla 90'lı yıllarda yüzleştiler, o günden beri tekrar doğurganlık hızını 2,1'e getirmek için çabalıyorlar ama henüz başaramadılar. Bizim hala şansımız var, 1,48'deyiz ama durarak, oturarak, bir şey yapmamakla, sızlanmamakla bunu tersine döndüremeyiz. Bunun için Sayın Cumhurbaşkanımız 2025'i 'Aile Yılı' ilan etti ama daha önemlisi 2025-2035 arasını da Aile ve Nüfus Yılları olarak ilan etti. Bu şu anlama geliyor. 10 yıllık bir program, düzenli bir şekilde uygularsak, mutlaka biz bu gidişi durdururuz, tersine de döndürürüz. 2,1 oranının üzerine de çıkarız." değerlendirmesinde bulundu.

- "Erken evliliği teşvik edecek parasal tedbirler almamız lazım"

Yıldırım, konuyla ilgili alınması gereken tedbirlere değinerek, "Evlilik yaşları şu anda kadınlarda 27, erkeklerde ise 29. 4 4 4, artı üniversite, artı yüksek lisans, askerlik, kariyer hazırlığı derken yaşın ortasına kadar evlenmeye kadar sıra gelmiyor. Erken evliliği teşvik edecek parasal tedbirler almamız lazım. Bir diğeri daha fazla çocuğa sahip olmak için teşvikler lazım. Ancak bu teşvikler sembolik olmaktan öte anlamlı hale gelmesi lazım. Bir başkası da çocuk olduktan sonra okul öncesi eğitimi ve kreş var. Buralarda tamamen bedava olmasını sağlayacak kreş hizmetini yaygınlaştırmak gerekiyor." diye konuştu.

Türkiye'de 1 milyon 200 bin öğretmen olduğunu ve yüzde 63'ünün kadın olduğunu söyleyen Yıldırım, "Erkekler burada yaya kalmış, işi sahibine kadınlara teslim etmişler. İyi ki böyle olmuş. İşte kadınlara önem verme, güvenmenin en somut örneğidir." ifadesini kullandı.

Yıldırım, kadının her dönemde erkekle beraber ülke yönetiminde yer aldığına işaret ederek, tarihten örneklerle kadınların toplumdaki önemli rolünü anlattı.