X

Akciğer Kanserinde Deneyim ve İçgörü Haritası'nın ara bulguları paylaşıldı

Roche İlaç Türkiye Medikal Lideri Dr. Mahir Kurt:
- "Roche olarak, bilimin sunduğu yenilikleri gerçek deneyimlerle birleştirmenin sağlık sistemine değer kattığına inanıyoruz"

19.11.2025 - 14:48

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında paylaşılan araştırma, erken tanı farkındalığını artırmayı ve hekim-hasta deneyimlerini bütüncül bir bakışla değerlendirmeyi hedefliyor.

Akciğer kanseri, Türkiye'de erkeklerde en sık görülen kanser türü olurken, kadınlarda da görülme sıklığı giderek artıyor. 2022 verilerine göre, Türkiye'de 41 binin üzerinde yeni vaka tespit edilirken, akciğer kanseri tüm yeni kanser tanılarının yaklaşık yüzde 17'sini oluşturuyor. Bu tablo, akciğer kanseri tedavisinde yalnızca erken tanının değil, aynı zamanda hasta ve hekim yolculuklarının derinlemesine anlaşılmasının da kritik önem taşıdığını gösteriyor.

Araştırmanın ara bulguları, hasta ve hekimlerin tedavi sürecine dair deneyimlerini ve beklentilerini ortaya koyarken, Ipsos Türkiye tarafından gerçekleştirilen araştırma, bu içgörüler doğrultusunda gelecekteki farkındalık, eğitim ve destek programlarının şekillendirilmesine katkı sunmayı hedefliyor.

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri (KHDAK) tedavisiyle ilgili yapılan hekim görüşmeleri, tanı ve tedavi sürecinde iyileştirmeye açık alanlara dikkati çekiyor.

Hekimler, görüntüleme, biyopsi ve genetik testler gibi ileri tetkiklerin zamanında tamamlanmasının, erken ve doğru tedavi yönlendirilmesi açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor.

Özellikle doğru tanıyı koymak için gerekli olan testlerin klinik karar süreçlerinde belirleyici rol oynadığı, bu testlere erişimin yaygınlaşmasının kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarını daha etkin hale getireceği ifade ediliyor. Öte yandan, artan bilgi ve bilinç düzeyiyle birlikte Türkiye'de yakın zamanda geri ödeme alan yenilikçi tedavilerin, hastalar nezdinde olumlu karşılandığı gözlemleniyor.

Görüşmeler, tanı anının hasta ve yakınları için taşıdığı duygusal yük nedeniyle empatik iletişimin önemine de dikkati çekiyor. Bu kapsamda hekim iletişimini destekleyici eğitimlerin hasta-hekim ilişkisini güçlendireceği belirtiliyor.

- Şiddetli veya geçmeyen öksürükte hekime başvuruluyor

Araştırma, erken belirtilerin çoğu zaman önemsenmediğini ve tanı sürecine geç başlandığını ortaya koyuyor. Katılımcılar, özellikle öksürük, nefes darlığı veya halsizlik gibi belirtileri genellikle basit rahatsızlıklar olarak değerlendirdiklerini, yalnızca şiddetli veya geçmeyen öksürük gibi ciddi bir belirti görüldüğünde hekime başvurduklarını ifade ediyor.

Yenilikçi tedavi alan hastalar, tedavi sürecinde yaşam kalitelerinde iyileşme gözlemlediklerini ve günlük yaşamlarına daha kolay devam ettiklerini belirtiyor. Hastalar, tedavi planlamasında tedavinin sağladığı etkilerle birlikte yaşam kalitesine yönelik parametrelerin de dikkate alınmasının, gün içinde hasta olduklarını unuttukları anları artırdığını ifade ediyorlar.

Araştırma, hastaların psikososyal destek ihtiyacına da değiniyor. Görüşülen hastalar, psikolojik destek, benzer deneyimlere sahip kişilerle iletişim ve konaklama gibi lojistik desteklerin tedavi sürecine uyum ve yaşam kalitesi açısından büyük önem taşıdığını belirtiyor.

- "Farkındalık yalnızca tanı oranlarını değil, tedavi sürecinde umut duygusunu da güçlendiriyor"

Açıklamada görüşlerine yer verilen Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, araştırmanın klinik uygulamalarda yaşanan dönüşümü görünür kıldığını belirtti.

Karadurmuş, çalışmanın, hekimlerin tedavi süreçlerine ilişkin deneyimlerini, karar alma biçimlerini ve hasta yönetiminde öne çıkan yeni yaklaşımları bütüncül biçimde ele aldığını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Günümüzde tedavi planlamasında yalnızca klinik veriler değil, hastanın yaşam kalitesi, tedaviye uyumu ve iletişim biçimi de giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu çok boyutlu yaklaşım hem klinik etkinliği hem de hasta memnuniyetini güçlendiriyor. Özellikle immünoterapilerin klinik uygulamalarda yaygınlaşmasıyla, hekimlerin bu tedavilerden edindikleri deneyimler, hasta yönetiminde değerli bir öğrenme alanı oluşturuyor."

Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman da araştırmayı toplumsal farkındalık açısından değerlendirerek, bulguların toplumun erken tanı bilincini güçlendirme yönünde önemli mesajlar içerdiğini ifade etti.

Duruman, elde edilen verilerin, akciğer kanserinde farkındalığın hala istenen düzeyde olmadığını, belirtilerin çoğu zaman geç fark edildiğini gösterdiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"Bu durum, toplumun erken tanı ve destek süreçleri konusunda daha fazla bilgilendirilmeye ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor. Farkındalık yalnızca tanı oranlarını değil, tedavi sürecinde moral ve umut duygusunu da güçlendiriyor. Bu nedenle kamu, sivil toplum ve özel sektörün birlikte hareket ettiği bütüncül farkındalık programları her zamankinden daha fazla önem taşıyor."

Roche İlaç Türkiye Medikal Lideri Dr. Mahir Kurt ise araştırmanın sağlık ekosisteminde yarattığı etkiye dikkati çekti.

Kurt, elde edilen bulguların sağlık alanında sürdürülebilir gelişime katkı sağlayacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Akciğer kanseri, yenilikçi tedavi yaklaşımlarının en hızlı ilerlediği alanlardan biri. Ancak bu ilerlemenin kalıcı olabilmesi, hasta ve hekim deneyimlerinden öğrenebilmemize bağlı. Roche olarak, bilimin sunduğu yenilikleri gerçek deneyimlerle birleştirmenin sağlık sistemine değer kattığına inanıyoruz. Bu araştırma da tam olarak bunu sağlıyor. Klinik gözlemleri, hastaların sesini ve toplumsal farkındalığı ortak bir zeminde buluşturuyor. Elde edilen içgörülerin, gelecekte hem bilimsel hem insani açıdan daha bütüncül çözümlerin önünü açacağına inanıyoruz."