Aile Planlaması

Aile planlaması, istedikleri zaman, istedikleri sayıda çocuk sahibi olmaları için ailelere verilen hizmetlerin tümüdür. Aile planlaması ailelerdeki kişi sayısını sınırlandırma anlamını taşımaz. Amaç anne ve doğacak çocukların sağlıklı olması ve çocuk sahibi olmak istendiğinde gebeliğin oluşmasıdır. Çünkü iki yıldan az aralıklarla yapılan doğumlar annenin vücut sağlığını önemli ölçüde bozmakta, gebelik sırasında riskleri artırmakta, hatta ara vermeden arka arkaya yapılan doğumlar anne ölümlerine neden olmaktadır. Ayrıca sık aralıklarla doğan çocukların anne karnında gelişmeleri tam olmamakta (doğum ağırlığı düşük bebekler), sakatlık oranı yükselmekte, bakımları güçleşmekte ve bebek ölümleri artmaktadır.

Bütün bunlar gözönüne alındığında aile planlamasının amaçlarını şöyle sıralayabiliriz ;

  • Bireyleri ve aileleri, üreme sağlığı konusunda eğitmek
  • Anne ölümlerini önlemek ve sağlığını korumak
  • Bebeklerin sağlıkla doğmalarını ve yaşamalarını sağlamak
  • Yüksek riskli gebelikleri önlemek
  • İstenmeyen gebelikleri önlemek
  • Çocuk sahibi olmak isteyenlere tıbbi yardım sağlamak
  • Bireyleri aile planlaması yöntemleri konusunda eğitmek.

Türkiye'de aile planlaması hizmetleri; Sağlık Bakanlığı'na bağlı olan sağlık ocakları, ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezleri ve hastanelerin yanında SSK hastaneleri, üniversite ve diğer kamu kuruluşlarının hastaneleri ve özel sağlık merkezlerinde verilmektedir. Kamu kuruluşlarında, kondom ve doğum kontrol hapları ücretsiz dağıtılmakta, rahim içi araç (RİA) ücretsiz ya da çok düşük bir ücret karşılığında uygulanmaktadır.

Aile planlaması yöntemleri
Aile planlaması amacı ile gebeliği önleyici yöntemler, etkinliği yüksek sağlıklı modern yöntemler ve etkinliği düşük eski yöntemler olarak iki grupta incelenmektedir.

A. Etkinliği yüksek, sağlıklı, modern yöntemler

1. Prezervatif (kondom, kılıf)
Erkek tohum hücrelerinin (spermlerinin) vajina(hazneye) dökülmesini, dolayısı ile sperm ve yumurtanın karşılaşmasını engelleyerek gebeliği önler. Bir başka özelliği de cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulaşmasını engelleyen tek yöntem olmasıdır. (örn: AIDS, sifiliz, bel soğukluğu vs.) Halk arasında kılıf diye de bilinir. Cinsel ilişki öncesi erkek tarafından doğru şekilde kullanıldığında koruyuculuk oranı % 95 - 98 ‘ dir. Her bir prezervatif bir defa kullanılmalıdır. Sağlığa hiçbir zararı yoktur.

2. Vajinal bariyerler (diyafram, sperm öldürücü krem, köpük, fitil)
Diyafram rahim ağzına takılarak spermlerin içeriye geçmesini engeller. Sperm öldürücüler, vajinadaki tüm spermleri işe yaramaz hale getirir.

Diyafram ve sperm öldürücüler birarada ve doğru kullanıldığında etkinlikleri artar. İlişkiden önce kadın tarafından yerine yerleştirilir. İlişkiden sonra en az 6 saat yerinde bırakılmalıdır. Sağlığa bir zararları yoktur.

3. Rahim içi araçlar (spiraller)
Rahim içine uygulanarak yumurtanın rahim içine naklini, spermlerin yumurtanın yanına gitmesini ve döllenme olsa bile rahim içinin özelliklerini bozarak döllenmiş yumurtanın yerleşmesini engeller. Çıkarıldığında doğurganlık geri döner. Yan etkileri yok denecek kadar azdır, kontrolleri düzenli olarak yapılrsa 10 yıl süre ile % 98 oranında korur.

4. Hormonal yöntemler (doğum kontrol hapları, iğneleri)
Hemen hepsi, yumurtlamayı durdurur, rahim ağzı tıkacını kalınlaştırarak spermin rahim içine girmesini engeller, rahim içi zarı inceltir.

Haplar ağızdan alınır, 21 ile 25 gün kullanılanları vardır.

İğneler aylık ya da 3 aylık iki ayrı formdadır. Enjeksiyon iğne tipine göre her ay, ya da 3 ayda bir kas içine yapılarak uygulanır. Kullanımları bırakıldığında doğurganlık geri döner.

Hormonal yöntem kullanmadan önce mutlaka bir muayeneden geçip hangi yöntemin nasıl kullanılacağı hekim ve çift tarafından kararlaştırılmalıdır. Koruyuculuk oranları doğru kullanıldıklarında % 100’e çok yakındır.

Özellikle 5 yıldan uzun süre hap kullanan kadınlarda kullanmayanlara nazaran rahim ve yumurtalık kanseri görülme sıklığı yaklaşık yarı yarıya azalmaktadır!.

5. Tüp ligasyonu (kadınlarda kordonların (rahim kanalları) bağlanması)
Kadınlarda yumurtanın geçtiği rahim kanallarının kapatılması ya da bağlanması işlemidir. Genellikle genel anestezi ile yapılan küçük bir ameliyat gerektirir. Böylece sperm ve yumurtanın karşılaşması engellenir. Geri dönüşü olmayan bir yöntemdir. Herhangi bir şekilde adet bozukluklarına ya da hormonal değişime, cinsel istek azalmasına neden olmaz. Kesinlikle bir daha çocuk sahibi olmak istemeyen çiftler tercih etmelidir.

6. Vasektomi (erkekte sperm kanallarının bağlanması)
Erkekte lokal anestezi ile spermin geçtiği kanalların kesilmesi veya bağlanması işlemidir. Geri dönüşü yoktur. Ancak erkeklik gücünde ya da cinsel ilişkide herhangi bir azalmaya veya değişmeye neden olmaz.