Karbondioksit

Karbondioksit Nedir?
Renksiz, kokusuz, yoğunluğu 152,0 °C de ve 36 atmosfer basıncında kolayca sıvılaşan ekşimsi tatta bir gazdır. Simgesi (CO2)dır.

Karbondioksit: Kovalent bağlı bir karbon ve iki oksijen atomundan oluşan moleküle sahip, normal koşullarda gaz halinde bulunan bileşiğin adıdır. Renk ve kokusu yoktur. Formülü CO2 şeklinde olup molekül ağırlığı 44.009 g/mol dür. Karbon içeren besin maddelerin metabolize edilmesi sonucu meydana gelen bir son üründür.

Atmosferdeki oranı yaklaşık % 0,03 den daha azdır. Kalabalık ve havalandırması iyi olmayan odalarda bu oran daha tehlikeli boyutlara ulaşır ve % 25′e varırsa öldürücü olur. Ancak, yükselen karbondioksit seviyesi, baş ağrısı ve uyuklama halı gibi belirtilerle erken evrede kişileri uyarır.

Motorlu taşıtlar , ısınma araçları ve endüstride , karbon bileşiklerinin yakılması sonucu, kentlerde karbondioksit oranı gittikçe artmaktadır. Fakat atmosfer, rüzgârlar tarafından devamlı olarak toz ve karbondioksitten temizlendiği için kolay kolay öldürücü düzeye ulaşılmaz.

Bitkilerin çoğu, güneş ışını altında karbondioksit alıp oksijen verirler. Bu nedenle yeşil alanların bol olduğu yerlerde karbondioksit oranında azalma, oksijen oranında ise artma görülür. Böylece yeşilliğin çevre sağlığı açısından ne kadar önemli olduğu ve çoğaltılması gerektiği anlaşılmaktadır.

Solunumdaki yeri açısından hayati önem arz eder. Oksijen akciğerlere üst hava yollarını geçerek gelir ve alveolde hemoglobin ile taşınarak alveole getirilmiş olan karbondioksit ile yer değiştirir. Daha sonra karbondioksit oksijenin takip ettiği yolla dışarıya verilir. Bitkiler gündüz CO2 alır, O2 verirler. Gece ise O2 alır, CO2 verirler.

Karbondioksit gazının bütün dünyanın kaderini değiştirecek kadar da kötü bir yanı vardır. Küresel ısınmanın daha da fazlalaşmasına katkı sağlamıştır. karbondioksit gazı birçok madde aracılığı ile meydana gelir. Mumun yanması sonucu çıkan dumandaki karbondioksit, evlerin bacalarından çıkan karbondioksit ve fabrika Dumanlarının karbondioksiti bu gazın küresel ısınmayı fazlalaştırmasını sağlayacak durumlardır. İnsanlar her zaman oksijen alır karbondioksit verir.

CO2 serbest gaz halinde volkanik bölgelerden çıkan gazlarda, suda çözünmüş olarak ise maden suyunda bulunur. Şehir ve dağlık bölgelerde değişmek üzere atmosfer havasında ortalama % 0,03-0,04 nikbetinde, egzozda ise % 13 nikbetinde bulunur.

Laboratuarda CO2, kızdırılmış kok kömürü üzerinden hava geçirilerek elde edilir. CO2 kanda belli seviyelerde bulunur ve vücudumuzun tampon sistemlerinden birini meydana getirir. Kanda artması halinde asidoz, azalması halinde ise alkaloz meydana gelir. Bu durumlar dolaylı olarak hidrojen iyonu konsantrasyonunu etkilemesi ile meydana getirir. Atardamar kanında, CO2 basıncı 120 mm Hg'ye varırsa; baş ağrısı, adale seğirmeleri, oryantasyon bozukluğu, (olmayan şeyleri gören) bir şuur bulanıklığı, konfüzyon, hatta koma görülebilir.

Protein, karbonhidrat, yağ ve tüm karbonlu bileşiklerin hücre içindeki son metabolizma ürünlerinden olan karbondioksit, molekülünde bir karbon atomu ile iki oksijen atomu taşıyan, renksiz, kokusuz bir gazdır. Solunum ile alınan oksijen, akciğerlerden kılcal kan damarlarına geçer ve kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobine bağlanır. Sonra kalbe taşınarak atardamar sistemi ile tüm vücut hücrelerine dağıtılır. Bu hücrelerde yaşam için gerekli temel kimyasal reaksiyonlara katılır. Sonuçta açığa çıkan karbondioksit, diğer metabolizma artıkları ile birlikte toplardamar sistemindeki alyuvarlar içine girer ve kalbe geri döner. Oradan tekrar akciğerlere geçerek solunum yolu ile dışarı atılır. Normal vücut fonksiyonları için bir miktar karbondioksitin kanda bulunması gereklidir. Ancak belirli bir düzeye ulaştığında ölüm nedeni olabilir.