Doğubayazıtın Dünü ve Bugünü

DOĞUBAYAZIT'IN DÜNÜ VE BUGÜNÜ

Doğubayazıt, Ağrı il merkezinin 78 km. doğusunda, Gürbulak sınır kapısının 35 km. batısında, denizden yüksekliği 1600 metre 39° 05' ve40° 07' kuzey enlemi ile 44° 02' ve 44° 30' doğu boylamı arasında Ağrı dağının eteğindeki Bayazıt ovası üzerinde 2383 km. karelik alanda, 56261'i ilçe merkezinde, 49493'ü köylerde olmak üzere 105754 nüfuslu Türkiye- İran Transit yolu üzerinde kurulmuş, Turistik ve tarihi zenginliklere sahip, Türkiye'nin Ortadoğu'ya açılan penceresi ve Doğu Anadolu'nun önemli bir ticaret merkezidir.

Kronolojiden de anlaşıldığına göre 1514'de Yavuz Selim zamanında Osmanlı yönetimine geçmeden, birçok uygarlık beşiği olmuştur. Bazen Van bazen de Erzurum eyaletine bağlı bir sancak merkezi olarak 1828'e değin gelen Beyazıt, 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında Rusların eline geçti. İngiliz, Fransız ve Rus donanmalarının ortak saldırısıyla Osmanlı donanmasının Navarın'de yok edilmesi üzerine (1827) Çarl. Nikola bundan yararlanmak istedi. Ruslar, Prut'u aşarak Osmanlı topraklarına girdiler. Önce Kars ve Ahıska'yı daha sonra Beyazıt, Diyadin, Karaköse, Eleşkirt, Ardahan ve Sarıkamış'ı ele geçirdiler. Bir yıldan fazla süren bu savaş 1829 Edirne antlaşmasıyla sona erdi. Bu antlaşmayla Osmanlı devleti, Rusya'ya on bir milyon beş yüz bin altın savaş zarar ödentisi ödeyerek Kars-Erzurum-Beyazıt ve Edirne'yi geri aldı.

Ancak bu durum fazla uzun sürmedi. 1855'te Kars'ı kuşatan Ruslar, Beyazıt'ı işgal ettiler. Kars ve Beyazıt, 27 yıl'dan sonra yeniden Rusların eline geçti. 1856 Paris Antlaşması'yla Ruslar bu yöreyi boşalttılar ve Beyazıt bir kez daha Osmanlı sınırları içinde kaldı.

Son olarak "93 Harbi" diye de bilinen 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı sırasında, Doğu Erzurum'a kadar olan bütün Osmanlı toprakları yeniden Rusların eline geçti. Savaş başlar başlamaz Rus güçleri doğ da general Dergugasyan komutasında Beyazıt'a yürüdüler. Karşı koymaya çalışan Faik Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu düzensizlik ve sayıca yetersizlik nedeniyle bozuldu. Ruslar, kente girdiler. ( 1877) 93 Harbi, Osmanlı tarihinin en büyük yıkımlarından biri oldu. Yörede her ailenin bu harbe ilişkin acı bir anısı vardır.

Bu savaşın ardından imzalanan Ayestefanos Antlaşması (3 Mart 1878) ve bu antlaşmayı yürürlükten kaldıran Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878) Osmanlı topraklarının büyük bir bölümünün Rusların eline geçmesini onayladı. Ancak o sırada İngiltere ve Rusya arasındaki anlaşmazlık, bazı toprakların yeniden Osmanlı egemenliğine verilmesi sonucunu doğurdu. Kars-Artvin ve Ardahan Rusya'ya verilirken Beyazıt geri alınıyordu.

Birinci Dünya Savaşı'nda Beyazıt, Ruslarca yeniden işgal edildi. 1917 Ekim devriminin ardından ve Brest-Litovsk Antlaşması gereğince (3 Mart 1918) savaştan çekildi. 14 Nisan 1918'de Beyazıt, düşman işgalinden kurtuldu.Kurtuluş Günü olan 14 Nisan her yıl coşku ile kutlanmaktadır. Ancak Ermeni mezalimi başladı.

Bu sırada Erivan, Gümrü ve Kars'ı içine alan bölgede çoğunlukla Ermeniler bulunuyordu. Mondros silahlı bırakışması (30 Ekim 1918) uyarınca Osmanlı orduları kuzeybatı İran'ı ve Kafkasya'yı boşaltmaya başladıklarında Ermeniler, Gümrü Eçmiyazin bölgelerinin Arpaçay ile kıyılarını ve Iğdır ile dolaylarını işgal ettiler. Erivan, Gümrü ve Kars'ı da içine alan bu bölgede Ermenistan oluşturuldu. Yönetimde Taşnak fırkası bulunuyordu.

Bunun üzerine İstanbulda kurucuları arasında Beyazıt mebusu Mehmet Şefik Baydar'ında bulunduğu (Burhan Cahit Merkaya Son Telgraf 1929) Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-yı Hukuk-u Milliye Cemiyeti kuruldu. Milli mücadelenin çekirdeği kabul edilen bu cemiyetin 1919'da Erzurum'da da bir şubesi açıldı. Bu sırada Kars'ta kurulan, Ermeni ve Gürcüler'e karşı savaşım veren Milli Şura hükümetinin parlamentosu İngilizlerce basıldı. Bunun üzerine alınan bir kararla örgütün geliştirilmesine hız verildi. 23 Temmuz 1919 'da toplanan Erzurum kongresine Beyazıt'tan Dava vekili Hüseyin Avni Bey (Ulaş), Karaköseden kığılı Hacı Hafızoğulları'ndan Galiboğlu Süleyman Necati Bey, Diyadin'den Nalbantoğlu Receboğlu İsmail Bey ve Emekli Yüzbaşı Mustafa Bey katıldılar.

9 Haziran 1920'de Şark vilayetlerinde muvakkat seferberlik ilan edildi. Mustafa Kemal, XV. Kolordu komutanı Kazım Karabekir Paşa'yı Şark Cephesi komutanlığına tayin etti.

Ermeniler 24 Eylül'de hudut mıntıkasında toplanan kuvvetlerimize taarruz ederek harbe girmek cüretini gösterdiler. Çarpışmalar sonunda TB .M.M. 'in ateşkes çağrısını 17 Kasım 1920'de benimsemek zorunda kaldılar. Ateşkese her iki tarafta saygı gösterdi. 3 Aralık 1920'de Gümrü Antlaşması imzalandı. Gümrü antlaşmasından sonra Ermenistan'da Taşnak yönetimi sona ererek Bolşevik yönetimi başladı.

Sovyet Rusya ile 16 Mart 1921 de imzalanan Moskova ve 13 Ekim 1921 de imzalanan Kars Antlaşmalarıyla Gümrü Antlaşmasında tesbit edilen Türk- Sovyet sınırı tastik edildi.

23 Nisan 1920'de Atıf Bayazıt, Dr. Refik Saydam, Hacı Mehmet Önay , Süleyman Sudi Acarbay ve Şevket Bayazıt "Kurtarılmış Beyazıt'ın" temsilcileri olarak 1. Dönem TBMM açılışına katıldılar .

Osmanlı Meclisi'ndeki Mehmet Şefik Bey (Baydar), işgal altındaki İstanbul'dan Ankara'ya zamanında gidemediği için 1. Meclise geç kaldığından Sivas Mahkeme-i Temyiz üyeliğine (Yargıtay üyeliği) atandı.