Ağrı Gelenek ve Görenekleri

Folklorik Değerler
1-Giyim
A)Erkek Giyimi
Erkek giyimleri moda ve klasik giyime uygundur. Köyde çalışma zamanları ve sıcak günler hariç erkekler ceket ve pantolonla dolaşır. Orta yaştaki erkekler ve yaşlılar altta uzun don ve fanila giyerler. Soğuk günlerde buna birde pijama eklenir. Pantolon, işlik, gömlek ve kazak bunların üstüne geçilir. Gömleğin Üzerine ceket giyilmez arada mutlaka yelek veya kazak vardır. Baştaki şapka bütün giyecekleri tamamlar. Yaşlılar şapka yerine fes yâda papak giymeyi tercih ederler. Erkekler genelde bıyık bırakırlar.

B)Kadın Giyimi
Kadınların köylerde giydikleri giysiler daha çok milli ve mahallidir. Entari bunların en önde gelenleridir. Kadın ve kızlar en alta can gömleği ve içe tuman giyerler. Üst Üste entari giyme eski alışkanlıktan ve iklim şartlarından ileri gelmektedir. Entarilerin Üzerine hırka veya kazak giyilir. İş zamanları öne peştamal, kola kolçak takılır. En Üsteki entarinin kadife, ipek veya simli olmasına dikkat edilir. Gümüş, madeni ve öteki kemerler bunun Üzerine bağlanır. Ayakta çorap ve diz kapağının altına kadar uzanan tuman vardır. Genç kız ve gelinler başlarına eşarp bağlar, orta yaştakiler leçek, yaşlı kadınlar beyaz bezle (cuna) örter. Üzerini renkli yazma (hayrat) ile bağlarlar. Günlük ve özel giyimlerde bazı kadın ve kızlar başlarına kufi takar, boyunlarına altın asarlar, kadınlarda günlük süslenme pek olmaz. Süslenme genellikle düğünlerde, bayramlarda, şehre giderken ve özel günlerde olur. Kadınların ellerine ve saçlarına kına yakmaları kadın güzelliğini tamamlayan öğedir. Boyuna ve bileklere takılan mavi ve renk renk boncuklar süslenmek içindir. Şeve, sırğa, hızma, sürme, altın ve bilezik, mavi boncuk, yüzük, küpe ve kına kadın süs ve takı aksesuarlarındandır

2-GELENEKSEL EL SANATLARI
A)Halı ve Kilim Dokumacılığı

Ağrı da kış şartlarının ağır geçmesi nedeniyle yüne dayalı dokumacılık genellikle bu aylarda el tezgâhlarında geleneğe bağlı olarak devam eder. Kilimin halk arasındaki adı yemendir. Kilim ve halı dokumacılığı Ağrı’daki el sanatlarının en önemlileridir. Halı, yastık, heybe, yün çorap ve kazak, tiftik eldiven, çorap ve papak da yün ve örmeye dayalı el sanatlarıdır.

Hayvancılığın yaygın ve egemen olduğu ilde morkaraman ırkı koyunların yünlerinden elde edilen iplik birçok işlemden geçirildikten sonra ev tezgâhlarında dokunacak duruma getirilir. En iyi iplikler bu Karaman cinsi koyunlardan elde edilmektedir.

Kurs ve halıcılık atölyeleri hariç Ağrı da halı ve kilimler ekseri Mengensiz dik döner yer tezgâhlarında dokunur.

B)Yün kazak ve Yün çoraplar
Yerli ırk koyunların yününden örülen kazak ve çoraplar sanat değeri taşıyan bir özelliğe sahiptir. Bu kazaklar ve çoraplar tezgâhlarda yapılmayıp elde yapıldıkları için oldukça sağlam ve güzel motiflerle süslüdür. Çorapların parmak uçlarında geleneksel halı ve kilim motifleri kullanılır. Diğer motifler örgü şekliyle ortaya çıkarılır. Yünden ayrıca eldiven ve papak ta örülür. Bunların beyaz renkli olanları daha fazla tercih edilir.

C)Tiftik Papak ve Tiftik çoraplar
Keçilerden taranarak elde edilen tiftik özel işleyiş biçimleriyle giyim eşyası olarak değerlendirilir. Elde edilen tiftik yıkanıp temizlendikten sonra taranır. Teşi adı verilen eğirme aletiyle eğrilip iplik haline getirilir. Tiftik giyecekler el örgü şişleriyle örülür. Örüldükten sonra sıcak ekmek arasına baskıya bırakılarak yumuşatılır. Tiftik giyeceklerin kabartılıp saçaklandırılması bu yöntemle yapılır. Tiftikten kazak, atkı ve eldivende yapılır. Tiftik çoraplar dize kadar uzandığından dizleme de denilir. Dizlemenin Üzerine değişik halı ve kilim motifler işlenir.

D)Üzerlik veya Nazarlık
El sanatlarıyla ilgili olarak halkın Üzerlik veya nazarlık olarak tabir ettiği Üzerlik, Üzerlik otu tanelerinin ipliklere dizilerek geometrik şekil verilen bir süs eşyası olduğu gibi inanç bakımından da kültürel değerler taşımaktadır. Halk inanışına göre Üzerlik muska ve mavi boncuktan sonra nazardan iyi koruyan eşyadır. Üzerlik otu bulunmayan yerlerde arpa ve mızır taneleri boyanarak kuşburnu kızardıktan sonra toplanıp yapılır. Üzerine nazar boncuğu takılır. Özellikle Doğubayazıt ta yetişen ve burada yapılan Üzerlik köy odalarındaki duvarların başlıca süsüdür.

E)Buğday ve çavdar Sapından Yapılan Eşyalar
Olgun hale gelmiş buğday sapları başaklarından temizlenerek ıslatılıp yumuşatılarak örmeye elverişli hale getirilir. Ağrılı kadın ve kızlar bunlardan çanta, sepet, çay tepsileri ve çocuk şapkaları yapmaktadırlar. Ayrıca bunlar güzel renkler boyanıp motiflerle süslendiği zaman turistlerin ilgisin çekmektedir

F)Keçe yapımı
Keçecilik Ağrı da hayvancılığa bağlı olarak gelişmiş diğer bir el sanatı koludur. Genellikle kuzu yününden yapılan keçeler, yünün hallaç taraklarından geçirilmesinden sonra özel yöntem ve tekniklerle sıkıştırılmayla elde edilir. Keçelerin Üzerine renkli yünlerden desen yapılır. Keçeler kırsal kesimde yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan Ağrı halkının kullandığı bir yazgıdır. Köylüler kendi koyun ve kuzularından Ürettikleri yünleri keçecilere götürerek ihtiyaçları olan keçeleri yaptırırlar. Keçeler sıcak tutması yönüyle bilhassa yaylalarda hayvancılıkla uğraşan halk için halı ve kilimden daha fazla bir önem taşır. Keçeden yazgı çoban başlığı, çoban kepeneği gibi eşyalar yapılır. Önemli bir ihtiyaç maddesi durumundan olan keçe ve Keçecilik bölgede ticari bir meslek ve unsurdur.

3-HALK MÜZİĞİ VE GELENEKSEL OYUNLAR
Ağrı da Halk Müziği geleneksel kültürün önemli bir parçasıdır. Halk müziği oyunlara paralel olarak gelişmektedir. Halk Müziği denince düğün türküleri ve halk oyunları asla gelir. Kullanılan belli başlı halk müziği araçları Davul, zurna, kaval, tef, tulum, gayda, düdük ve bağlamadır. Türküler konusunda en çok emeği geçen ve derleme yapan sanatçılar, başta İsmet Öztürk ve İsmet Koçkar olmak Üzere Talat Baydar, Şinasi Hatunoğlu, Burhan Çaçan ve Ali Haydar Gül’dür.

Ağrı Türkülerinin en yaygın olanları şunlardır:
-Ağrı Dağından Uçtum
-Ağrı Dağı Buzludur
-Ağrı Dağının Tipisine
-Oy Eleşkirt
-Konma Bülbül Konma
-Eleşkirt’in önü Ova
-Küpkıran Ovaları

Sünnet ve Kirvelik
Erkek çocukların oyun çağında sünnet ettirilmesi görüşü yaygındır. Aile, kirve tutacağı kişinin sayılı ve varlıklı biri olmasını ister. Ağrı da kirvelik önemlidir ve akraba sınıfına girer. Çünkü kirve kirvenin dostudur. Bir birinin hayrına şerrine koşarlar.

Sünnetten önce kirve tutulan kişiye koç, teke, tosun gibi havyar veya bunlara eşdeğer hediye gönderilir. Kirve de çocuğa / çocuklara hediye alır masraflarının bir kısmını karşılar.

Sünnet, düğünlerden sonra en gösterişli ve masraflı tören ve eğlencelerdendir.

Doğum
Düğünden uzun bir süre geçtiği halde, gelinin çocuğu olmasa, kaynana bunun sebebini ve çaresini araştırır. Türbe, kutsal yerler, şehit mezarı ziyaret edilir, sadaka verilerek dua edilir.

Doğumdan sonra, özellikle erkek çocuk haberi verene, babası bahşiş verir. Yeni doğan çocuğa akraba ve komşular hediye götürür. Kırkı çıkmayan çocuk gelene - gidene fazla gösterilmez. Yeni doğan çocuk kırk gün boyunca yalnız bırakılmaz.

Çocuğun kırkı, çimdirilirken başına kırk kaşık su dökülerek çıkarılır. Nazar değmemesi için dualar okunur, altında Üzerlik yakılır, Üzerine muska, kurşun, mavi boncuk vs. dikilir. Çocuğun dişi çıkınca hedik pişirilir; komşu ve akrabalara dağıtılır. Buna diş hediği denir.

Kız isteme ve Elçilik
Oğullarını evlendirmek isteyen ana babanın kız bulmak amacıyla yaptıkları işlere dünür gezmesi denir. Dünür gezmesi sırasında uygun bulunan kız, babasından istenir, yani elçi gidilir.

Kızlar, elçilik yapılarak ailesinden istenir. Elçiliğe hatırı sayılır kişiler götürülür. Kız kaçırmalarında elçilik söz konusu değildir. Oğlan tarafı ön elçilik yapmış, kız tarafından he sözü almışsa, yakın akrabalarını ve komşularını alarak elçiliğe gider. Erkekler misafir odasında, kadınlar başka bir oda da toplanır. Oğlan temsilcisi geliş sebeplerini dolaylı olarak anlatır. Kız temsilcisi haberleri yokmuş gibi davranır. Sohbet ve şakalaşmalardan sonra alınacak hediye ve başlık kesilir. Geline yüzük takılır. Başlık süt hakkı veya süt parası olarak ta adlandırılır. Alınan bu para gelinin hazırlayacağı çeyiz içindir. Çeyiz eşyalarının çoğunu oğlan tarafı alır.

Nişan
Nişan ayrı yapıldığı gibi, düğünle birlikte de yapılır. Nişanda hediye olarak şunlar alınır. Yüzük altın bilezik gelinin giyim ve kullanma eşyası, gelin ailesinin fertlerine hediye, çerez sigara misafir şekeri, yemek eşya ve malzemesi.

Nişandan bir veya iki gün önce oğlan babası komşu ve akrabalarını davet ederek çay verir ve isteğini belirtir. Topluca kız evine gidilir. Kız ailesinin yakınları gelen konukları misafir ederler. Akşam getirilen nişan hediyeleri bir tepsi içerisinde takdim edilir. Oğlanın yakınlarından başlanarak kim ne hediye getirmişse adı yüksek sesle seslenerek belirtilir. İsteyen para da atar. Nişan şerbeti içiler çerezler dağıtılır. Nişan şerbetinden sonra yemek verilir.

Nişan ile düğün arasında gelin görmesi denilen ziyaret vardır. Bu olan tarafının akrabaları ile birlikte çeşitli hediyeler alarak ziyarete ve gelini görmeye gitmesiyle olur. Buna haftalıkta deniliyor. Araya dini bayram girmişse, bayramda gelin görmeğe gidilir ve götürülen hediye ye bayramlık denir.

Gelin görmesinden sonra, gelin kız, rahatça çeşmeye gider, bahçe ve tarlaya çıkar. Buna gelin ayağını çıkarma denir.

Çeyiz ve hasat durumu göz önünde tutularak, gelin görmelerinde düğün günü kararlaştırılır. Düğün gününün belirlenmesine gün kesimi denir.
Ağrı İLİ FOLKLOR GİYSİLERİ

ERKEK GİYSİLERİ: Ağrı yöresinde oynanan oyunlarda erkek giysileri şöyledir: Başta 'Puşi'adı verilen renkli, gösterişli bir bez dolanmıştır. ‘işlik ‘denilen beyaz gömlek giyerler(boğazı yarım diklikte olup, boynunda iki sıra düğme, boğaz ile kol kesimleri ince sırma ile işlenir).Gömlek Üzerine siyah yelek giyilir(yeleğin düğmeleri yandadır, ön ve yanları sırma ile süslenir).Şalvar siyah kumaştan yapılır, kaytan ve sırma işler yan tarafta bulunur. Bazılarında renkli ve gösterişli bir kuşak sarılır. Yelek cebinden uzanan saat kösteği kuşağa sökülür. Yün çorap ve yemeni adı verilen Siyah bir rugan ayakkabı veya çarık kıyafeti tamamlar.

Ağrı gelenek ve görenekleri

KADIN GİYSİSİ: Başta kofi adı verilen fes biçiminde bir başlık renkli vala ile tamamen sarılır. Kofinin alın kısmına gelen kısımda altınlar pul gibi dizili bulunur, perçem ve zülüf altınların yanlarından sarkar. İpek şalvar, beyaz gömlek, Üstte renkli kadife entari, entarilerin belleri büzgülü, uzun kollu, kol ağızları büzgülü, kol ve etek uçları çiçekli veya dantel süslüdür. Bele gümüş kabartma kemer takılır. Ayrıca cepken ve peştamal da giyilir. Ayaklarda yemeni veya kabaralı kundura bulunur, çarıkta kullanılır.

AĞRI’NIN GELENEK VE GÖRENEKLERİ

a) Düğün Törenleri: Ağrı’da düğün törenleri davullu zurnalı yapılmakta ve köylerde iki üç gün; merkez ve ilçelerde ise bir gün sürmektedir.
b) Ruvi (tilki-haberci) geleneği: Eski yaygınlığını kaybetmekle beraber halen bazı köylerde devam etmekte olan bir haberci gönderme geleneğidir.
Oğlan evi, kızı almaya gitmeden önce, bir sonraki gün gelin getirmeye gideceklerin sayısını bildirmek ve kız tarafının isteklerini öğrenmek için haberci bir kişi gönderir.
Kız evinin dışında bulunan akrabaları bu şahsı gördüklerinde başına gelmeyeni bırakmazlar. Habercin kurtuluşu oğlan tarafının yardıma yetişmesiyle olur.
c) Yas törenleri: Ağrı ve ilçelerinde bir cenaze olduğunda cenaze sahibinin evinde yemek pişirilmez, misafir ağırlanmaz. Hemen hemen bir hafta boyunca, yani misafirler(taziyeye gelenler) tamamen dağılmayana kadar yemekler komşular tarafından yapılır, misafirler komşular tarafından ağırlanır. Cenaze sahibinin yakınları belli bir süre sakallarını kesmezler. Cenaze sahibi ailenin kadınlarının siyah giyinmeleri de bir adettir.
Cenaze sahibinin ve yakınlarının evlerinde belli bir süre radyo, televizyon, teyp gibi eğlence aracı kabul edilen cihazların açılmaması da ilginç ve bir o kadar da dayanışma ve saygıyı gösteren bir davranıştır.
Dualar:
Ø Peygamber (s.a.v.)’e komşu olasın.
Ø Allah iman Kur’an versin.
Ø Ayağının altında taş pamuk olsun.
Ø Hurilerle arkadaş olasın.
Ø Ayağın taşa gelmesin.
Ø Yüzünde gülmek eksik olmasın.
Ø Pür mal pür oğul olasın.
Ø Uğrun Çele’li Mustafa’nın uğru olsun.
Ø Allah iman Kur’an’la sevindirsin.
Beddualar:
Ø Ele güne kalasın.
Ø Allah’ın yıldırımına kurşununa gelesin.
Ø Duvağın kanaya gele.
Ø Allah’tan dileğim odur güveyin olmasın.
Ø Muradın gözünde kalsın.
Ø Ömür billah karnın doymasın.
Ø Ciğerin parçalansın.
Ø Zukkum yiyesin.
Ø Bulunmayan derde düşesin.
Ø Yetim kalasın.
Ø Derdin ola dermanın olmaya.
Ø Ömrün köküne balta değsin.
Ø Gelin, bana ettiğini evladın başına getirsin.
MANİLER

Altın yüzük var benim
Parmağımda dar benim
Bu Eleşkirt içinde
Karakaşlı yar benim

Oğlan sen oylu musun?
Munare boylu musun?
Mektup yazdım gelmedin.
Padişah oğlu musun?

Eleşkirt yolu burma
Ceplerim dolu hurma
Yar Allah’ın seversen
Beş günden fazla durma.

Kardeş atın beş olsun
Üzengin gümüş olsun
Her nereye gidersen
Hızır yoldaşın olsun.

NİNNİLER

Bebeğimin elbisesi atlastan
Babası gelir birazdan
Yavrumun dudakları kirazdan
Ninni yavrum, nenni yavrum.

Bebeğimin odası kıbleye bakar
Gözlerinden uyku akar
On defa meme emmeye kalkar
Nenni yavrum nenni
Nenni yavrum neni.

Bebeğime sarılırım
Çok kızarsan darılırım
Bebeğim çıkar beşikten
Yuvarlanır eşikten
Nenni yavrum nenni
Nenni yavrum nenni .

YÖREYE AİT BAZI İNANIŞLAR

Ağrı yöresinde inanılan, halk arasında yaşayan inanışlardan bazıları şunlardır:
Erkek çocukları nazardan korumak maksadıyla omuzlarına ve alınlarına nazar boncuğu asmak.
Evleri ve ev halkını nazardan korumak maksadıyla evlere Üzerlik tohumundan yapılmış süsler asmak.
Ahırların girişine boynuz ve at nalı asmak.
Salı günü yolculuğa çıkmaktan sakınmak.
Düğünleri Cuma günü yapmamak.
Yolculuğa çıkarken kedi, köpek veya sevilmeyen biriyle karşılaşmasının uğursuzluk sayılması.
Yolculuk esnasında tavşan görmenin uğursuzluk, tilki görmenin uğurlu kabul edilmesi.
Ateş veya köz üzerine su dökmemek.
Evden ayrılanın, yolculuğa çıkanın ardından su dökmek.
Mezarlıkların yanından geçerken şarkı söylememek.
Geceleri aynaya bakmamak.
Soğan kabuğunu ateşe atmamak.
Ev içinde görülen yılanın bereket sayılarak öldürülmemesi.

YEMEKLER
Ağrı yöresinde gelişmiş bir yemek kültürü vardır. Yemekler daha çok etli olmakla beraber, yörenin temel üretim maddesi olan buğday ve unu da yemeklerin yapılışında önemli yere sahiptir. Ağrı yöresinde bugün de yapılmakta olan bazı yemekler şunlardır.

Abdigör: Tokmakla taş üzerinde ezilen et ile yapılan köfte yemeğidir.
Kelledoş: Et, ayran ve denden oluşan karışımın ekmek üzerine dökülmesiyle oluşturulan yemektir.
Halise: Et ve denin güveç içerisinde tandır içinde tahta kaşıkla karıştırılması suretiyle meydana getirilen yemektir.
Rabepé: Peynir omleti olarak da kabul edilen bu yemekte tel peynirin yağlı tencere içerisinde unla, yağla kavrulması sonucu oluşturulan yemektir.
Haşil: Bulgurun güzelce suyla kaynatılıp sarımsaklı yoğurtla servis yapılması suretiyle oluşturulan yemektir.
Haşila ar: Ekmeğin olmadığı zamanlarda unun suyla karıştırılıp kaynatılmasıyla oluşturulan üzerine pekmez dökülerek elde edilen yemektir.
Ø Hevrışk: Tandırdan çıkan kaynar top ekmeğin ufaltılarak üzerine yağın dökülmesiyle elde edilmektedir.
Ø Kuzu- koyun çevirme
Ø İncir kavurma
Ø Pestil kavurma
Ø Haçapur
Ø Hedik
Ø Hengel
Ø Keşkek