Ekonomi

Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması programı

Konya'da üretim yapan kadın çiftçilerden Elife Çimen:
- "Ziraat Bankası sadece finansal açıdan destek değil, tam battığınız noktada da size destek. Hep arkamızda. Şu anda 450 tane küçükbaş hayvanla, 483 dekar da ekili alanla devam ediyoruz yolumuza. Hedefimiz daha da artırmak. Ziraat Bankası ile birlikte daha da fazla büyümek" - Girişimci Ayşe Şen Şimşek:
- "Benim küçücük bir işletmem var. İlk yıl 1 milyon, ikinci yıl 2,4 milyon ciromuz. Bu yıl itibarıyla o küçücük herkesin 'yapamaz' dediği mutfakta bana destek olan Ziraat Bankası ile 5 milyon ciro yaptık"

İSTANBUL - Konya'da üretim yapan kadın çiftçilerden Elife Çimen, "Ziraat Bankası sadece finansal açıdan destek değil, tam battığınız noktada da size destek. Hep arkamızda. Şu anda 450 tane küçükbaş hayvanla, 483 dekar da ekili alanla devam ediyoruz yolumuza. Hedefimiz daha da artırmak. Ziraat Bankası ile birlikte daha da fazla büyümek." dedi.

Bu yıl ikincisi düzenlenen Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması programı kapsamında "Kadın Çiftçiler Konuşuyor" paneli gerçekleştirildi.

Gazeteci Şafak Tükle Uysal'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde konuşan kadın çiftçi Satı Ulusoy, çiftçi bir ailenin tek çocuğu olduğunu, köyde yaşadığı için eğitimi tamamlayamadığını, bu arada toprakla olan gönül bağının bu süreçte başladığını anlattı.

Ulusoy, 13-14 yaşında traktör kullanmaya başladığını, çiftçilik konusundaki bütün yükün babasının vefatıyla kendisine geçtiğini, Zile'de 270 dekarlık arazinin olduğunu, bölgenin şartlarından dolayı kuru tarım yaptığını anlatarak, "Benim hayalimdi büyük, güçlü bir traktör almak. Ziraat Bankası yardımıma yetişti. Daha işimi güçlü bir traktörle yapmak istiyordum. Bankamız bana elinden gelen desteği verdi. Önce vagonumu aldım, daha sonra traktörümü aldım. Böylelikle devam ediyorum. Üretime, ülkeme, ekonomiye katkımın olması bana ayrıca gurur veriyor." diye konuştu.

Tıbbi üreticiliği yapan Sevil Gülsoy Düzgün de üniversite çalışırken bitkilerle ilgili çalışma yapmak üzere, ailesinin desteğini alarak memleketi Düzce'ye yerleştiğini, orada tıbbi bitkiler bahçesi kurduğunu, daha sonra eğitim merkezi açtığını, Türkiye'nin birçok yerinde binlerce dönüm arazide tıbbi bitkilerin yetiştirilmesine hem danışmanlık verdiklerini hem de yeni yeni bahçeler kurduklarını anlattı.

Düzgün, önce kendi markasını oluşturduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Toprakta yetiştirdiğim bitkileri, bitki olarak vermenin onları katma değerli ürün haline dönüştürdüğünüzde daha çok kazanıyorsunuz. Bu süreçleri eğitim haline getirdim ve aynı yoldan gitmek isteyenlere bu eğitimleri veriyoruz. Biz aynı zamanda da birçok kurumla ortak çalışıyoruz. Örneğin araştırmalarımızı yaptığımız üniversitelerle çalışıyoruz. Biz yılda 10 ton kadar kudret narı üretiyoruz. Kudret narlarımızı ürün haline dönüştürmenin yanında onların bilimsel çalışmalarını da yapıyoruz. Kudret narını herkes mide ve bağırsak rahatsızlığı için bilir ama yapılan klinik çalışmalarda kudret narının aynı zamanda kırıklarda normal iyileşme hızını üç katına çıkardığını keşfettik.

Düzce'de yetişen kudret narı ilk defa dünyada literatüre girmiş oldu. Bu tarz çalışmalar da yapıyoruz. Son üründe kaliteden bahsetmek istiyorsak topraktan gitmemiz gerekiyor. Kontrollü yetiştiricilikten gitmemiz gerekiyor. Baştan sona kadar aslında makineleşmeye gitmemiz gerekiyor. Biz laboratuvar, üretim kısmını güçlendirmeye çalışıyoruz. Ziraat Bankası ile benim tanışma hikayem aslında çok yeni. Bankanın desteğiyle üç tane makine aldık ve benim bir günlük işim 1 saate indi."

Ziraat Bankası hep arkamızda

Kadın çiftçilerden Elife Çimen de 30 yıl İzmir'de yaşadığını ama hayalinin hayvancılık yapmak olduğunu aktararak, hikayesini şöyle anlattı:

"Emekli olduktan sonra baba topraklarımız olan Konya'ya hayalimizi gerçekleştirmek için geldik ama hiçbir şey bıraktığımız gibi değildi. Ne ağılımız var ne evimiz var. Finansal açıdan sıkıntılarımız vardı. Tam burada Ziraat Bankası devreye girdi. 200 tane küçükbaş hayvan aldık, ağılımızı yaptık. Hayvancılık ve tarımda ilk bir yılda kazanmaya başlıyorsunuz. Ama acemiliğin verdiği bir şeye düştük. 200 kuzudan 60 kuzu alabildik.

Pes etme noktasına geldik. Burada dönelim mi üretmeye devam edelim mi diye bir şeyler yaşadık. Burada Ziraat Bankası tekrar devreye girdi. Ziraat Bankası sadece finansal açıdan destek değil, tam battığınız noktada da size destek. Hep arkamızda. Şu anda 450 tane küçükbaş hayvanla, 483 dekar da ekili alanla devam ediyoruz yolumuza. Hedefimiz daha da artırmak. Ziraat Bankası ile birlikte daha da fazla büyümek."

Girişimci Ayşe Şen Şimşek de çok zorlu bir mücadelenin içerisinde büyüdüğünü, evlendikten sonra Ege'ye yerleştiğini, anneannesinden öğrendiği tariflerle önce oğlunun bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, daha sonra bu bilgileri sosyal medya hesabından paylaşmaya başladığını anlatarak, şöyle konuştu:

"Öğrendiğimiz maya tarifini uygulamaya başladık. Çeşit çeşit peynir yapmaya başladık. Instagram üzerinden satış yapmaya karar verdim. 100 takipçim vardı o zaman. Başladım sayfa üzerinden paylaşımlar yapmaya. Daha sonra siparişler almaya başladım. Ben bir kadın girişimciyim kimse bana inanmazken Ziraat Bankası yanımdaydı. Kayınvalidemden kalan bir mutfaktı benim yerim. Üretim iznim yoktu.

Ben gittim Ziraat Bankasına 'Bana yatırım kredisi verir misiniz?' dedim. Dediler ki 'Kredi kartı veririz.' Bunlarla işimdeki ihtiyaçlarımı tamamladım. Benim küçücük bir işletmem var. İlk yıl 1 milyon, ikinci yıl 2,4 milyon ciromuz. Bu yıl itibarıyla o küçücük herkesin 'yapamaz' dediği mutfakta bana destek olan Ziraat Bankası ile 5 milyon ciro yaptık."

Kaynak: ANADOLU AJANSI

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir