Ekonomi

Uzmanlardan "Engellilik, insan hakları temelinde ele alınmalı" uyarısı

Yeditepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Başkanı Prof. Dr. Feryal Subaşı:
- "Toplumda yaşayan tüm bireylerin eğitim, sağlık, istihdam, spor gibi hizmetlere ulaşımlarının insan hakları bağlamında herkes için benzer ve eşit olduğu her fırsatta vurgulanmalıdır" - "İstihdam edilebilirlik durumu bireylerin, sosyal yaşama eşit katılımını gösteren çok önemli bir kriterdir. Birey bir işe sahip olduğunda, sahip olduğu iş nedeniyle düzenli para kazanma, sosyal yaşama katılma, sosyal haklara, daha aktif ve üretken bir yaşam olanaklarına doğal olarak ulaşır"

İSTANBUL - Yeditepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Başkanı Prof. Dr. Feryal Subaşı, engellilik kavramının tamamıyla insan hakları temelli bakış açısı ile değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Toplumda yaşayan tüm bireylerin eğitim, sağlık, istihdam, spor gibi hizmetlere ulaşımlarının insan hakları bağlamında herkes için benzer ve eşit olduğu her fırsatta vurgulanmalıdır." dedi.

Yeditepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamada yer verilen değerlendirmelerine yer verilen Prof. Dr. Subaşı, "3 Aralık Dünya Engelliler Günü"ne ilişkin açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Subaşı, Engelliler Günü'nün Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu tarafından, 1992 yılında, engelli olan bireylerin insan hakları temelli bakış açısıyla, tam ve eşit koşullarda yaşamalarına, yaşama tam katılımlarına katkı sağlamak amacıyla ilan edildiğine vurgu yaparak, bunun sağlanması için ise erişilebilirlik, sosyal yaşama katılım, eğitim, sosyal olarak korunma, sağlık ve istihdam alanlarında farkındalığın artırılması ve bu alanlarda verilen hizmetlerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye Engellilik Araştırması verilerine göre Türkiye'de engeli olan bireylerin toplam nüfusa oranının yüzde 12,29 olduğunu belirten Subaşı, şunları kaydetti:

"Engellilik tipleri ise ortopedik engel, görme engeli, işitme engeli, konuşma engeli, zihinsel engel ve süreğen bir hastalığa sahip olmak olarak sınıflandırılmıştır. Türkiye'de en az bir engeli olan 3 yaş ve üzeri nüfusun oranı yüzde 6,9'dur. Erkeklerde yüzde 5,9 olan bu oran kadınlarda yüzde 7,9'dur. Yaşlanma ile kronik hastalıkların sıklıkların artmasına bağlı olarak bu oran artmaktadır. 35-39 yaş grubundan itibaren en az bir engeli olma durumu açısından kadınlar erkeklere oranla daha dezavantajlıdır. Dünyada ise Sağlık Araştırmaları ve Küresel Hastalık Yükü Araştırmasına göre engellilik oranı sırasıyla yüzde 15,6 ve yüzde 19,4 olarak hesaplanmıştır."

- İstihdam yaşama katılımda önemli bir kriter

Subaşı, bireylerin yaşama katılımlarının, fiziksel çevreye ve kişilerarası iletişime katılımlarını kapsayan şemsiye bir kavram olduğunu ifade ederek, "İstihdam edilebilirlik durumu bireylerin, sosyal yaşama eşit katılımını gösteren çok önemli bir kriterdir. Birey bir işe sahip olduğunda, sahip olduğu iş nedeniyle düzenli para kazanma, sosyal yaşama katılma, sosyal haklara, daha aktif ve üretken bir yaşam olanaklarına doğal olarak ulaşır." dedi.

Engellilik kavramının tamamıyla insan hakları temelli bakış açısı ile değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Subaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Toplumda yaşayan tüm bireylerin eğitim, sağlık, istihdam, spor gibi hizmetlere ulaşımlarının insan hakları bağlamında herkes için benzer ve eşit olduğu her fırsatta vurgulanmalıdır. Engelli bireylerin istihdam edilme olanaklarının geliştirilmesi için olumlu bilinçlendirme/bilgilendirme faaliyetleri ile engelli bireylere yönelik ön yargılı tutum ve davranışlar önlenmeye çalışılmalıdır."

- Çevre için evrensel tasarım

Yeditepe Üniversitesi Engeli Olan Öğrenciler Danışma ve Koordinasyon Birimi Uzmanı Fizyoterapist Benan Özkol ise kamusal alanda erişilebilir alanlar, binalar, bilgilendirme sistemlerinin herkes için ulaşılabilir olması gerektiğine vurgu yaparak, "Üniversiteler, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri tarafından geliştirilen/uygulanan engeli olan ve olmayan bireylerin eşit şekilde entegre oldukları, herkes için evrensel tasarım ve insan hakları temelinde yaklaşımlar içeren, farklılıklara saygıyı temel alan çalışmalar bu alana önemli katkılar sağlayacaktır." dedi.

Ayrımcılığın önlenmesi gerektiğine dikkati çeken Özkol, şu değerlendirmede bulundu:

"Bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı ve yapılacak olan bilinçlendirme çalışmalarına engeli olan ve olmayan bireylerin ortak katılımı sağlanmalıdır. İnsan hakları temeline dayalı bakış açısı her fırsatta vurgulanmalıdır. Ayrımcı, ötekileştirici, dışlayıcı tutumlara dikkat çekilerek önleme stratejileri üzerine faaliyetler artırılmalıdır. Bireylerin sosyal yaşam, eğitim ve spor, rekreasyon ve istihdam olanaklarına tam ve etkin katılmaları desteklenmeli, üretken olarak yaşamları için gerekli imkanlar artırılmalıdır. Engelli bireylerin istihdam edilebilirliği artırılmalıdır. Bu kapsamda modeller geliştirilmeli ve dünyadaki başarılı istihdam modelleri ülkemize göre, kurumların desteği ile adapte edilip, sonuçları takip edilmelidir." Kaynak: AA

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir