Ekonomi

TEB Cetelem'den "Mobilite, Coğrafya, Kuşaklar-Otomotiv Dünyasındaki Bölünme" raporu

TEB Cetelem Genel Müdürü Gamze Halide Berberoğlu:

- "Cetelem Gözlemevi 2020 raporunun, otomotiv sektörünün sürekli geliştiğini ve değişim gösterdiğini ortaya koydu. Özellikle Avrupa'da karbondiyoksit emisyonlarının azaltılmasına yönelik hedefler, otomotiv üreticilerinin üretimlerini bu kriterlere uygun hale getirmek için baskı altına sokuyor"

İSTANBUL - TEB Cetelem, Cetelem Araştırma Merkezi desteğiyle hazırlanan "Mobilite, Coğrafya, Kuşaklar-Otomotiv Dünyasındaki Bölünme" başlıklı 2020 raporunu açıkladı.

TEB Cetelem açıklamasına göre, aralarında Türkiye'nin de olduğu 15 ülkede, yaşları 18 ile 65 arasında değişen 10 bin kişiyle gerçekleştirilen araştırma, tüketicilerin otomobiller ve yeni mobilite uygulamalarıyla ilgili düşüncelerine yer veriyor. Rapor, kuşaklar arası fark ve benzerliklerin yanı sıra, coğrafi değişikliklere bağlı olarak otomobil sahiplik oranları ve alışkanlıklarındaki farklılıkları da ortaya koyuyor.

TEB Cetelem, her yıl Cetelem Araştırma Merkezi'nin desteğiyle sektörde farklı konularda hazırlanan, "Mobilite, Coğrafya, Kuşaklar - Otomotiv Dünyasındaki Bölünme" başlıklı 2020 raporunda otomobillerin rol ve kullanım şekillerinin, kent merkezinde mi yoksa kırsal kesimde mi yaşandığına ve ayrıca kişilerin yaşına ve yaşadığı ülkeye bağlı olarak değiştiğini gösteriyor.

Araştırma otomotiv dünyasında bir bölünmenin var olduğunu ortaya koyarken, sürücülerin mevcut ihtiyaç ve beklentilerinin çok değişken olduğuna ve bunların karşılanabilmesi gerektiğine dikkati çekiyor.

Araçlar üzerinden para kazanma yöntemleri değerlendirilmeye başlandı

Açıklamada görüşlerine yer verilen TEB Cetelem Genel Müdürü Gamze Halide Berberoğlu, Cetelem Gözlemevi 2020 raporunun, otomotiv sektörünün sürekli geliştiğini ve değişim gösterdiğini ortaya koyduğunu belirterek, "Özellikle Avrupa'da karbondiyoksit emisyonlarının azaltılmasına yönelik hedefler, otomotiv üreticilerinin üretimlerini bu kriterlere uygun hale getirmek için baskı altına sokuyor." ifadelerini kullandı.

Hedeflerini gerçekleştirmek zorunda olan üreticilerle birlikte elektrikli ve hibrit modellerin yaygınlaşmasının da kaçınılmaz olduğunu aktaran Berberoğlu, şunları kaydetti:

"2019 Cetelem Gözlemevi araştırmasına verilen cevaplardan yola çıkarak, 2030 yılında satılacak elektrikli araçların klasik araçlara oranının ortalama yüzde 25'ler seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Bu tahminlerin gerçekleşmesi için otomobil üreticilerinin çok değişken olan sürücülerin mevcut ihtiyaç ve beklentilerini de karşılayacak çözümler üretmesi gerekiyor. Otomobil satın alma maliyetinin yanı sıra, kullanım maliyetlerinin de yüksek olması, kişileri farklı tasarruf yöntemleri uygulamaya yönlendiriyor.

Araç sahiplerinin araçları üzerinden para kazanma yöntemlerini değerlendirmeye başladı. Araç ve yolculuk paylaşım gibi yeni mobilite çözümleri, otomobiller üzerine reklam alma ya da otomobillerine yerleştirilen sensörler aracılığıyla kişisel verilerini satma yöntemlerini ön plana çıkarıyor. Genç nesiller, teknolojiye çok aşina olmayan 55 yaş ve üzerinin aksine gelecekte dijital teknolojilerle reklam desteği alarak ücretsiz ve kaliteli hizmet sunan çözümlerle ücretsiz otomobillerin var olacağına inanıyor. Otomobiller bir gün ücretsiz olabilecek mi bilemiyoruz ama o zamana kadar çevre dostu ve düşük maliyetli teknolojilerin ve yeni mobilite çözümlerinin sektörde yaygınlaşması kaçınılmaz görünüyor."

Kırsal bölgelerde araç sayısında artış potansiyeli yüksek

Berberoğlu, Türkiye'de otomobil sahipliğinin her 1000 kişide 200 adet civarında olduğunu belirterek, "Bu sebeple Türklerin araç paylaşımı, yolculuk paylaşımı gibi yeni otomobilite kavramlarını çabuk benimsemesi, kısa ve uzun yolculuklarda tercih etmesi şaşırtıcı değil. Çoğunlukla büyük şehirlerde araç sahipliğinin yoğun olması kırsal bölgelerde araç sayısında artış potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Pandemi ile birlikte otomotiv sektörü, yolculuk ve araç paylaşım çözümlerinin en çok etkilenen sektörler olduğunu aktaran Berberoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Kısıtlamaların azalması ve yeni normale dönüşle birlikte kişilerin toplu taşıma yerine otomobil sahipliğine yöneldiğini gözlemliyoruz. Yine bu dönemde firmaların sunduğu dijital çözümlerin ön plana çıkacağını ve araç satın alımlarında önemli bir rol oynayacağını öngörüyoruz. TEB Cetelem olarak dijital ve yenilikçi çözümlerimizle iş ortaklarımızın ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını ön planda tutmaya devam ediyoruz."

- Araştırmadan...

Cetelem Gözlemevi 2020 araştırmasında; otomobilin mali yükünün fazla olmasından dolayı toplu taşıma, yolculuk ve araç paylaşımı gibi mobilite çözümlerin otomobil sahibi olmanın önemini azalttığı belirtiliyor. Bu konuda kentsel bölgede yaşayanlar ve mobilite çözümlerinin pek var olmadığı kırsal kesimler arasında görüş ayrılıkları bulunuyor. Kırsal kesimlerde ise toplu taşıma seçenekleri yeterince gelişmiş olmadığından otomobil sahipliği önemini koruyor.

Cetelem Gözlemevi araştırmasına katılanların beyanlarından elde edilen sonuçlara göre her 10 kişiden 6'sı otomobilleri olmadan yaşamaya hazır olduklarını belirtiyor. Toplu taşıma ağlarının gelişmiş olduğu kentsel bölgelerde bu oran artıyor. Toplu taşıma gençlerin ve kentlilerin gözünde otomobile ciddi bir rakip olarak görülüyor. Toplu taşıma, yaygın olduğu mega kentlerde otomobile alternatif olarak öne çıkıyor.

Otomobiller yeni paylaşım yöntemleri düşünüldüğünde sadece masraf kalemi olmaktan çıkıp, gelir kaynağına dönüşüyor. Türkiye'de her üç kişiden ikisi araç paylaşımına açık olduğunu söylüyor ve aylık 105 avro gibi bir tutar karşılığı otomobillerini araç paylaşımına açabileceklerini belirtiyor.Kaynak:AA

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir