Anti Aging ile Kaliteli Yaşam

Yaşlanma, yıllara bağlı olarak ilerleyen ve durdurulması mümkün olmayan doğal bir süreç Bu sürecin devamı ve gidişhatı ise tamamen bireyin yaşam tarzını doğru belirlemesi ile ilişkili SON yıllarda çoğu insanın dilinde olan "Antiaging" kavramı bazıları tarafından yanlış biliniyor.ellikle yaşlanmaya karşı kullanılan yöntem olarak tarif edilen antiaging, temelde bireyin sağlıklı yaşlanmasını sağlamaktır. Konuyla ilgili derin bilgi birikimine sahip olan Dr. Özgür Göknel, bu kavramın aslında yaşam tarzı olduğunu söyleyerek önemli bilgiler verdi. "Bir birey kadın olsun erkek olsun, uzun yaşamak istiyorsa mutlaka yaşlanmanın yolunu bulmalıdır. Yaşlanamayan birey erken ölür. Önemli olan yaşlanan bireyin algılama, hafıza, bilgi aktarım ve konuşma gibi fonksiyonlarını iyi bir şekilde yerine getirebilmesidir" diyen Göknel, antiaging dendiğinde sadece cilt ve yaşlanma ile ortaya çıkan kozmetik ya da estetik kusurların akla geldiğini ancak bunun antiaging'in bütünü olmadığını ifade etti.
İnsan ömrü uzadı
İnsan ömrü son yüz yıl içerisinde en az 30 yıl uzadı. Batılı toplumlarda ve Japonya' da 80 yılı geçen v insan ömrü ortalama yılda 2.2 ay uzuyor. Bu durum yaşlanma ile ortaya çıkan hastalıkların toplumda daha sık görülmesine ve bu da ekonomik giderin hızla artmasına neden olmakta. Bu hastalıkların başında kalp-damar hastalıkları, kanserler, inme, algılama ve hafıza bozuklukları ile seyreden bunama ve Alzheimer hastalığı, kronik akciğer hastalıkları, zatürree ve ciddi olarak geçirilen gribal enfeksiyonlar geliyor. Tüm bu sorunlar yaşlanmış bireyi kendi başına yetemeyen bir konuma sokmaktadır. Kişi 80 yaşında da olsa kendi kendine bakabiliyorsa yaşlanmış ancak ihtiyarlamamıştır. Antiaging yaklaşımında önemli olan yaşlanırken ihtiyarlamamaktır. Dr. Özgür Göknel, yazı dizimizin ilk bölümünde güneş ışıınlarının cilt üstündeki etkileri hakkında bilgi verdi.
 
Antiaging uygulamalarında yaklaşımlar ne olmalıdır?
Antiaging vücudun tüm sistemlerini ilgilendirir. Antiaging iyi bir medikal danışmanlık, uygun bir beslenme şekli, yeterli sportif aktivite, hava ya da gıda kirliliği gibi çevresel toksinlerden uzak durma ve tüm bunların yanında sağlıklı bir ruh yapısını gerektirir. Bireyin uzun ve sağlıklı yaşaması, kişinin doktora ihtiyaç duymadığıçlik dönemlerinden itibaren başlar. Öyleyse antiaging anne karnındaki bebekte başlayıp ölene kadar devam ettirilmelidir.

Nasıl bir yaşam tarzı edinilmeli?
Sağlıklı yaşamak için hep söylenen haftada en az 3 defa 20-40 dakika spor yapılması, günde 5 porsiyon sebze, haftada en az 2 defa balık yenilmesidir. Mopol yaşantısı içinde bulunan ve ihtiyarlamak istemeyen bir kişi hangi vakitte ve ortamda bunları yapabilir? Öyleyse antiaging yaklaşımlarının anlatılabilmesi ve rasyonel önerilerin bireylere ulaştırılması hem sağlık profesyonellerinin hem de medyanın bir görevidir.

Neden hep cilt üzerinde duruluyor?
Cildimiz, vücudumuzun görünen kısmını oluşturmaktadır. Bundan dolayı cilt ve cilt yaşlanması antiaging yaklaşımlarının birinci basamağını oluşturur. Ancak unutulmamalıdır ki cilt bir aynadır ve içini yansıtır,el vücut ve ruh sağlığı yerinde olan bireyin cildi deellikle iyi durumdadır. Buradaki en önemli koşul güneş yaşlanmasının diğer adıyla fotoyaşlanmanın ciltte olup olmadığıdır. Her bir çizgi pek çok anıyı ve deneyimi yansıtır.

Cilt yaşlanması nasıl olur?
Cildimiz dış ortama açık olan ve son derece dayanıklı bir yapısı bulunan en büyük organdır. Yılların ilerlemesiyle yer çekimi, mimiklerin fazla kullanılması, vücudun ürettiği serbest radikaller cillte çizgilenmelerin ortaya çıkmasına ya da derinleşmesine, sarkmalara, gözaltlarında torbalanmalara ve lekelenmelere yol açmaktadır. Ancak tüm bu cilt yaşlanma bulgularını ortaya çıkaran temel faktör, güneş ışınlarına bağlı cilt yaşlanmasıdır. Biz buna fotoyaşlanma (fotoaging) diyoruz. Güneş yaşlanması, ciltte hiçbir kremin ya da estetik cerrahinin gideremeyeceği çok ciddi hasarlara yol açmanın yanı sıra yaşlanma ile görülme sıklığı artan cilt kanserlerine de neden olmaktadır. Öyleyse antiaging yaklaşımının altın kurallarından biri fotoyaşlanmanın engellenmesidir. Cildi en fazla yaşlandıran güneş ışığıdır.

——————————————————————————–

Güneşe maruz kalınmamalı

Fotoyaşlanmadan korunmak için ne yapılmalıdır?
Güneş ışınları yeryüzüne ulaşana kadar önemli bir kısmı atmosferde tutulmakta ve çok daha az zararlı olan ışınlar yeryüzüne ulaşmaktadır. Ancak yine de bu ışınlar cildi yaşlandırır, cilt kanseri oluşumuna ve daha hızlı ilerlemesine yol açar, bağışıklık sistemini bozar ve saçların dökülmesine neden olur.
Cilt yaşlanmasının önlenmesindeki temel kural, özellikle yüz ve boyun bölgesi temizlendikten sonra güneş koruma faktörü ( SPF 15 ) olan nemlendirici bir kremin bu bölgelere uygulanmasıdır. Burada anlattığımız güneşe maruz kalma güneşlenme değildir. Oda içinde ya da gölgede de yansıyan ışık nedeni ile ya da camdan giren ışık nedeni ile fotoyaşlanma oluşmaktadır. Güneş ışığından korunmadan uygulanacak olan cilt kremleri, içlerinde ne olursa olsun bir işe yaramayacak ve bunlara ödenen avuç dolusu para boşa gidecektir. Demek ki ciltte antiaging, güneşten koruyucu kremler ile başlar.
tercuman

Bir cevap yazın