Çocuğunuz başarısız değil, başarısız olan aile!

Çocuklar, okul öncesi dönemde ailenin verdiği eğitimle ilerde oturacak olan kişiliklerini belirlerler. Zihinsel ve bedensel gelişimin yaşandığı bu dönemde ailelere büyük görevler düşüyor. Genelde çocukların ileriki yaşlarında okuldaki ve sosyal yaşamdaki başarısızlıklarını aileler çocukta bulsa da durum bunun tam tersidir. Başarısız olan çocuklarınız değil, kendiniz yani ailenizdir.

Çocuklar çocukluk dönemini geride bırakıp okula başladıkları dönemde kendilerini adeta bir yarışın içinde bulurlar. Sınavlar, diğer öğrencilerle sosyal yaşam, büyüklerine saygı ve sevgi gösterme gibi birçok duygu durumunun içinde kendilerini bulurlar. Bunlar ailelerinden aldıkları eğitimin sonucunda ve sosyal çevreyle birlikte şekillenir. Ancak bazı durumlarda genetik faktörler de kişilik kazanırken rol alır.

Ailelere düşen görev, çocuklarını eleştirmeden, diğer arkadaşlarıyla kıyaslamadan koşulsuz sevgi ve saygı çerçevesinde büyütmektir. Çocuk başarısız olsa dahi, suçlanmamalı, diğer arkadaşları ona örnek gösterilerek hedef belirtilmemelidir. Küçük yaşlarda bu şekilde kıyaslamalar yapmak, çocuğun ilerki yaşamında kendine olan güveninin yitirilmesine sebebiyet vereceği için kıyaslamak yerine onu yüceltici sözlerle davranılmalı, yaklaşılmalıdır. Okul hayatında başarısız olmak dünyanın sonu olmadığı gibi, çalıştığı ve başarılı olduğu sürece hayatta elde edebileceklerini ona anlatmak önem taşır.

Çocuğunuzu çocuk gibi görmemeli, bir birey olarak karşınızda büyük biri varmış gibi onunla sohbet etmeli, dertlerini dinleyip ciddiye almalısınız. Çocuğa büyük bir birey gibi yaklaşmak, ilerde onun empati yapıp saygı ve sevgiyle karşısındaki dinleyebilmesini sağlar. Onun değerli olduğunu ona alacağınız hediyelerle değil, onu bir birey yerine koyarak göstermelisiniz. Ayrıca çocuğunuz başarısız olduğuna ona ceza vermemeniz gerektiği gibi ödüllendirerek de şımartmamalısınız. Böyle durumlarda çocuk ödüllendirildiği zaman, başarılı olmanın onun için bir anlamı kalmayacaktır.

Hayata karşı planları ve hedefleri olmasını sağlamalısınız. Büyüyünce ne olacağını sorabilirsiniz. Vereceği cevaplar size komik gelse de onun çocuk olduğunu aklınızdan çıkartmamalı ancak ona da yansıtmamalısınız. Çocuğunuz size bir şeyler anlatmak istediği zaman, ne işiniz olursa olsun bir kaç dakikalığına ara verip onu dikkatlice dinlemelisiniz. Böylelikle dinlemenin ne kadar önemli olduğunu ona kazandırmış olacaksınız.

Okuldan geldiğinde onun derslerini kontrol etmek yerine, ödevlerinde yardımcı olarak ona yardım edebilirsiniz. Onu yapıcı yaptırımlara olumlu düşünce ve davranışlara yöneltmelisiniz. Bazı aileler çocuklarına sürekli olarak ceza vererek düzgün bir birey olmasını sağlamaya çalışır ancak bu durum son derece yanlıştır. Sürekli ceza alan, aşağılanan, saygı görmeyen çocuklarda ilerleyen dönemlerde asabiyet, başarısızlık, kendine olan güvenin azalması ve daha bir sürü durum oluşmaktadır. Bunu önlemenin en güzel yolu vereceğiniz sosyal eğitimden geçer.

Ona yalan konuşmamasını değil, neden yalan konuşmamasını, yalan konuştuğu zaman karşısındaki kişiyi nasıl kıracağını ve üzeceğini anlatmalısınız. Çünkü çocuklar sonuca odaklı yaşasalar da, küçük yaşlarda sürekli olarak çevre merak edilir ve sorular sorulur. Ona her zaman bir şey anlatırken önce nedenlerini anlatarak yardımcı olabilirsiniz.

Bir cevap yazın