Ekonomi

İstanbul Bilgi Üniversitesinde afet sonrası yeniden yapılanma süreci tartışıldı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Yalınay Çinici:
- "Üniversiteler, araştırmacılar, mimarlar, yeniden yapılanma sürecini yöneten ilgili yerel ve merkezi kurumlar, STK'lar ve katkı sağlayabilecek tüm paydaşlarla bir araya gelerek bu konuyu daha kapsamlı ve derinlemesine ele almak gerekli görünmektedir"

İSTANBUL (AA) - İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve Yuva Projesi işbirliğiyle "Coming Together & Building Back Better" (Toplanma ve Daha İyiyi Yeniden İnşa Etme) başlıklı sempozyum düzenledi.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, 6 Şubat 2023'te yaşanan yıkıcı depremler toplum üzerinde derin etkiler yaratırken insan hayatı ve kentlerde kalıcı izler bıraktı. Bu kapsamda sempozyum, afetler sonrasında dayanıklılığı artırmak, yeniden inşa süreçlerine katkı sağlamak, toplumsal dayanışmayı güçlendirmek ve gelecekteki felaketlere karşı daha güçlü bir hazırlık yapmak amacıyla düzenlendi.

Mimarlar, şehir plancıları, akademisyenler, STK temsilcileri ve politika yapıcıları bir araya getiren sempozyumda, dirençli kentler oluşturma, sosyal dayanışma ağlarını güçlendirme ve risk azaltma stratejileri gibi konular ele alındı.

Aura İstanbul ve mobilya aksesuarları firması SAMET'in desteğiyle gerçekleştirilen sempozyumun açılış konuşması, mimarlığın Nobel'i kabul edilen Pritzker Ödüllü Şilili Mimar Alejandro Aravena tarafından yapıldı.

Açık kaynak barınma çözümleri ve sosyal konut projeleriyle öne çıkan Aravena, 2010'da Şili'de meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki deprem ve ardından yaşanan tsunami sonrasında uygulanan şehir planlama stratejilerini, alınan önlemleri ve daha dirençli kentler inşa ederken dikkat ettikleri temel unsurları aktardı.

Sempozyumun ikinci gününün ana oturumunda İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı ve İhtiyaç Haritası Ortağı Prof. Dr. Itır Erhart ve İhtiyaç Haritası Yönetim Kurulu Üyesi Esra Arslan ile UCLA Mimarlık ve Kentsel Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi, ArchiAid kurucu ortağı Prof. Dr. Hitoshi Abe söz aldı. Oturumda, afet sonrası yapılanama sürecinde topluluk dayanışması ve sürdürülebilir çözümler ele alındı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Aravena, Şili'nin Constitucion kentinin yeniden inşa sürecinde görev aldığını belirtti.

Devletin kendilerine 100 gün süre verdiğini ve bu sürede şehir için strateji geliştirmeleri gerektiğini kaydeden Aravena, "Mimarlık ekibimizin yanı sıra mühendisler, iletişim uzmanları ve turizm danışmanları ile çalıştık. Çünkü bir kenti yeniden inşa etmek yalnızca bina yapmak değil aynı zamanda sosyal ve ekonomik boyutları da kapsayan bir süreçti. Bu noktada kamu-özel sektör işbirliği kritik bir rol oynadı. Hızlı hareket edebilmek için ihale süreçleri esnetildi ve özel sektör devreye alındı. Bu işbirlikleri sayesinde süreci çok daha hızlı ve etkili yönettik." ifadelerini kullandı.

Aravena, tekrar yapılanma sürecinde önceliğin insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu aktararak, Şili'de yeniden yapılanma sürecinde Yarım Ev (Half-a-House) modeli yapıları kullandıklarını aktardı.

- "Geçici yerleşimler meselesini de gündeme taşımak istiyoruz"

İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Yalınay Çinici de sempozyumun amacının, tüm paydaşları bir araya getirerek anlamlı çözümler geliştirmek olduğunu aktardı.

6 Şubat 2023 depremlerinin ülke için büyük ölçekli bir felaket olduğunun altını çizen Çinici, "Üniversiteler, araştırmacılar, mimarlar, yeniden yapılanma sürecini yöneten ilgili yerel ve merkezi kurumlar, STK'lar ve katkı sağlayabilecek tüm paydaşlarla bir araya gelerek bu konuyu daha kapsamlı ve derinlemesine ele almak gerekli görünmektedir. Bu birliktelikle hem süreçte daha anlamlı çözümler üretebilir hem de hep birlikte konuşabileceğimiz bir buluşma platformunu da oluşturabiliriz." şeklinde görüş belirtti.

Çinici, gerçekleştirilen sempozyumla afet öncesi, afet sırası ve afet sonrası hazırlık gibi kentin daha dayanıklı olarak yeniden inşası konularını hep birlikte tartışmanın yanı sıra, böylesi büyük ölçekte yaşanan bir deprem felaketi sonrası geçici yerleşimler meselesini de gündeme taşımak istediklerini ifade etti.

Afet bölgelerinde depremzedelere hızlıca bir barınak sağlamak ve iklim koşullarına karşı korumak için kurulan çadırların ya da hızla yan yana yerleştirilen konteyner yerleşimlerin yeterli olmadığını kaydeden Çinici, şunları kaydetti:

"Bu bölgelerde ihtiyaç duyulan 'uzun süreli geçici yaşam alanlarını' gerekli konfor düzeyinde daha uzun sürelerde yaşanabilecek, sosyal mekanları ve servisleri mekansal gereklilikleri ile içeren, aidiyet duygusu geliştirilebilecek, sürdürülebilir çözümler olarak sunabilmeliyiz."

Yuva Projesi Mimarı ve Kurucu Ortağı Tuba Şehitoğlu ise depremin ardından sahada başladıkları yolculuklarında, afet sonrası barınma çözümü olarak konteynerler yerine insan onuruna yakışır ve çevre dostu alternatifler geliştirmeye odaklandıklarını bildirdi.

İhtiyaç Haritası Yönetim Kurulu Üyesi Esra Arslan, afetlerde hızlı ve etkili desteğin önemine dikkati çekti.

Dünyada 60 milyar doları aşan bir paylaşım ekonomisi varken, desteğin yalnızca küçük bir kısmının gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştığına değinen Arslan, "Bu nedenle yardımların doğru zamanda, doğru yere ulaşması kritik. İhtiyaç Haritası olarak, Elazığ depreminden bu yana afet bölgelerinde aktif rol alıyor, insani yardım süreçlerinde şeffaf ve güvenilir bir platform sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Hitoshi Abe, felaketler karşısında toplulukların gösterdiği dayanıklılığın kriz yönetiminde en belirleyici unsurlardan biri olduğunu aktardı.

Mimarlığın yalnızca binalar inşa etmek olmadığının altını çizen Abe, "Mimarlık insanları, kültürel dokuyu ve toplumsal yapıları da şekillendirmektir. ArchiAid olarak, geleneksel yeniden yapılanma modellerine alternatif, yerel halkın ihtiyaçlarına uygun sürdürülebilir çözümler üretiyoruz. Japon hükümetinin standart planlarının aksine, doğal yapıyı koruyan ve toplumsal dayanışmayı destekleyen projeler geliştirdik. Örneğin, küçük balıkçı köylerinde halkla işbirliği yaparak onların yaşamlarını sürdürebileceği alanlar tasarladık." değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: ANADOLU AJANSI