Ekonomi

Huzursuz bağırsak sendromu yaşam kalitesini etkiliyor

Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Emine Köroğlu:
- "Huzursuz bağırsak sendromu olarak da bilinen ve toplumda özellikle 18-30 yaş arasındaki genç nüfusta daha yaygın görülen IBS, inflamatuar bağırsak hastalığı ya da bağırsak kanseri gibi daha ciddi olabilen bağırsak sorunlarıyla bağlantılı olmasa da yarattığı stres ve psikolojik sorunlar nedeniyle kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen önemli bir sorun oluşturuyor" - "Hastalık, tedavi edilmemesi durumunda hem yaşanan fizyolojik sorunlar hem de psikolojik etkileri nedeniyle çok ciddi iş gücü kayıplarına neden olabiliyor" - "Kovid-19 enfeksiyonunun bağırsaktaki mikrobiyota üzerindeki olası etkilerinden dolayı IBS, pandemi döneminde daha sık görülmeye başlandı"

İSTANBUL - Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Emine Köroğlu, "Huzursuz bağırsak sendromu olarak da bilinen ve toplumda özellikle 18-30 yaş arasındaki genç nüfusta daha yaygın görülen IBS, inflamatuar bağırsak hastalığı ya da bağırsak kanseri gibi daha ciddi olabilen bağırsak sorunlarıyla bağlantılı olmasa da yarattığı stres ve psikolojik sorunlar nedeniyle kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen önemli bir sorun oluşturuyor." ifadesini kullandı.

Yeditepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Köroğlu, "huzursuz bağırsak sendromu" olarak da bilinen IBS'nin, toplumda oldukça yaygın görülmesine karşın yeterince tanınmadığı için hastaların tedavi için zaman kaybedebildiğini belirtti.

Köroğlu, IBS'nin kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen, iş gücü kaybına neden olan ve hatta tedavi edilmediği takdirde psikolojik sorunlara neden olabilen fonksiyonel bir hastalık olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

"Toplumda özellikle 18-30 yaş arasındaki genç nüfusta daha yaygın görülen IBS, inflamatuar bağırsak hastalığı ya da bağırsak kanseri gibi daha ciddi olabilen bağırsak sorunlarıyla bağlantılı olmasa da yarattığı stres ve psikolojik sorunlar nedeniyle kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen önemli bir sorun oluşturuyor. Üstelik hastalık, tedavi edilmemesi durumunda hem yaşanan fizyolojik sorunlar hem de psikolojik etkileri nedeniyle çok ciddi iş gücü kayıplarına neden olabiliyor.

IBS'nin neden ortaya çıktığı ile ilgili kesin bir bilgi bulunmuyor ancak stres faktörü hastalığın semptomlarını kötü etkiliyor. IBS'nin ortaya çıkmasında genetik ve çevresel faktörler, stres, enfeksiyon, mikrobiyota, anksiyete, depresyonun rol oynadığı biliniyor. Bununla birlikte hastalığın kadınları daha fazla etkilediği de gözlemleniyor. Ancak burada da etkenin ne olduğu kesin olarak ortaya konmuş değil."

Huzursuz Bağırsak Sendromu belirtileri kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir

Doç. Dr. Emine Köroğlu, IBS'nin fonksiyonel şişkinlik veya dispepsi olarak tanımlanan erken doyma, karın üst orta kısmında ağrı ile kendini gösteren hastalıklarla karıştırılabildiğini bildirdi.

Köroğlu, "IBS'de karın ağrısı ile birlikte kabız baskın formunda kabızlık, ishal baskın formunda ishal ya da kabız-ishal atakların birlikte olduğu karma tip IBS görülebilir. Huzursuz bağırsak sendromu belirtileri kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Her hastada farklı şiddette bir tablo oluşturur. En yaygın görülen belirtileri ise dışkılama sonrası tipik olarak tamamen ya da kısmen ortadan kalkan karın ağrısı, kramp veya şişkinlik, aşırı gaz, ishal veya kabızlık. Bazı hastalarda birbirini takip eden ishal ve kabızlık nöbetleri, dışkıda mukustur. Huzursuz bağırsak sendromu olan hastalar, zaman zaman belirti ve şikayetlerin daha kötü olduğu ataklar ve tamamen kaybolduğu istirahat dönemleri yaşar." ifadelerini kullandı.

Şikayetlerin son 3 aydır var olması gerekir

Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Köroğlu, söz konusu şikayetlerin son 6 ayda ortaya çıkması ve son 3 aydır da devam etmesi halinde IBS'nin düşünülmesi gerektiğini vurguladı.

IBS'nin en belirgin özelliklerinden birinin de şikayetlerin gece yatarken görülmeyip gün içinde kendisini göstermesi olduğuna dikkati çeken Köroğlu, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla hasta hikayesinin alınması son derece önem taşır. Tanı, kalın bağırsakta aynı şikayetlerle seyreden başka hastalıkların (tümör, iltihabi bağırsak hastalığı ve benzeri) olmadığı tespit edildikten sonra konur. Zira hastalar çoğu kez kanser korkusuyla hekime başvurur. IBS, kalın bağırsak hastalığı olarak bilinse de tüm mide bağırsak sistemini etkiler. Farklı hastalıklarla karıştırılmaması için tetkiklerin titizlikle yapılması gerekir. IBS, tedavisinin uzun vadede yönetilmesi gereken kronik bir hastalık, dikkat edilmezse tekrarlama riski yüksek. IBS tedavisinde hastaya yaşadığı sorunun tam olarak ne olduğunun çok iyi anlatılması gerek.

Öncelikle bazı yaşam tarzı değişikliklerine ihtiyaç duyulur ki bunların başında egzersiz gelir. Egzersiz, günlük rutinin bir parçası haline gelmeli. Bu hastaların günde en az 45 dakika yürümesini öneriyoruz. Zaman içinde şikayetlerin giderilmesinde fark yarattığı görülecektir. Bunun yanında elbette sağlıklı beslenmek de önemli. Fast food tarzı beslenmekten uzak durmalı, sağlıklı, yeterli, dengeli beslenmeli, hızlı yemek yenmemeli, gece geç saatlerde yemek yememeye dikkat edilmeli ve sigara, alkolden uzak durulmalı."

Son dönemde IBS hastalığına dair farkındalığın artmasıyla söz konusu şikayetlerle hekime başvuruda artış olduğunu aktaran Köroğlu, "Kovid-19 enfeksiyonunun bağırsaktaki mikrobiyota üzerindeki olası etkilerinden dolayı IBS, pandemi döneminde daha sık görülmeye başlandı. Bununla birlikte pandeminin yarattığı her türlü stresin de bağırsakların fonksiyonlarını bozduğu düşünülüyor." değerlendirmesinde bulundu. Kaynak: AA

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir