Bitkisel Dokular Bitkisel Dokular Nedir Tanımı Anlamı

Bitkisel Dokular Bitkisel Dokular Nedir Tanımı Anlamı

Bölünür doku
Bitkilerde bölünür doku hücreleri,mitozla çoğalır. Bunlar bitkide yaprak,kök ve gövdededir. Kökenine göre 2’ye ayrılır. Bunlar birincil bölünür doku ve ikincil bölünür dokudur.

Birincil bölünür doku, bitkinin kök ve gövde ucunda bulunur. Bitkinin boyuna uzamasını sağlar. Bu bölgeye büyüme noktası denir.

İkincil bölünür doku: Bölünmez dokuların tekrar mitoz bölünme yeteneği kazanmasıyla oluşur. Böylece kambiyum ve mantar kambiyumu oluşur. Kambiyum kök ve gövdede bulunur. Bitkilerde yaşın hesaplanmasını sağlayan halkaları oluşturur.

Bölünmez doku
Kofulları çok sayıda ve büyük olup çekirdekleri küçüktür. Bazı hücrelerin Çeperlerinde odun, mantar vb. maddeler birleşerek kalınlaşmalar olur. Bazı hücreler ölü olabilir. 5 bölümde incelenir. Bunlar temel, koruyucu, destek, iletim ve salgı dokudur.

Temel doku (parankim
Gövdenin korteksinde, yaprağın mezofil tabakasında ve diğer dokuların etrafında bulunur. Hücreleri canlıdır. Görevine göre 4 bölümde incelenir:

Özümleme parankiması
Yaprakların mezofil tabakasında ve genç gövdede bulunur. Bol kloroplastlıdır. Fotosentez yapımında görev alır, Mezofil tabakası, palizat ve sünger parankiması olmak üzere 2 kısımdan oluşur.

İletim parankiması
Fotosentez yapan dokularla iletim demetleri arasında bulunur.Su ve besin taşır.Kloroplastı yoktur.

Depo parankiması
Bitkinin bölümlerinde bulunur. Su ve besin depolar.

Havalandırma parankiması
Su ve bataklık bitkilerinde bulunur. Bitkide kök ve gövdedeki parankima hücreleri arasında boşluk oluşturur. Böylece gaz alışverişini kolaylaştırır.

Koruyucu doku
Bitkide kök,gövde,yaprak ve meyvelerin üstünü örter. Hücreleri kalın ve klorofilsizdir. Bitkilerde 2 tip koruyucu vardır. Bunlar epidermis ve mantar dokudur.

Mantar doku
Çok yıllık bitkilerin kök ve gövdelerinin üzerinde bulunur. Epidermisin parçalanmasıyla oluşur. Hücreleri ölüdür. Gaz alışverişini kovucuklar sağlar.

Destek doku
Bitkilere şekil ve destek verir. Çok yıllık odunsu bitkilerde iletim demetleri de desteklik işine yardımcı olur. Çok yıllık bitkilerde 2 destek doku bulunur. Bunlar pek doku (kollenkim ve sert doku (sklerankimdır.

Pek doku
Bitkinin gövde, yaprak ve yaprak sapında bulunur. Pek doku hücrelerden oluşur. Hücre çeperine kalınlaşmalar vardır. Bu kalınlaşmalar köşe kollenkiması ve levha kollenkiması olmak üzere 2 grupta incelenir.

Sert doku
Hücrelerinin sitoplazma ve çekirdekleri kaybolmuş,tüm çeperleri kalınlaşmış ve ölmüştür.

İletim doku
Damarsız bitkiler dışında karada yaşayan tüm bitkilerde bulunur. Odun ve soymuk demetlerinden oluşur. Su ve organik maddeleri taşır.2 bölümde incelenir:

Odun boruları
Bölünür doku hücreleri üst üste gelerek zamanla çekirdek ve sitoplazmalarını kaybeder. Hücre kenarlarında odun özü birikerek kalınlaşmalar oluşur. Hücreler arasında enine zarlar eriyerek kaybolur. Böylece odun boruları oluşur. Görevi su ve suda erimiş tuzları taşımaktır. Kökteki emici tüylerle alınan su, bitkinin diğer organlarına taşınır. Taşıma aşağıdan yukarı doğrudur.

Soymuk boruları
Tek sıra halinde üst üste dizilmiş canlı hücrelerden oluşur. Soymuk boruları oluşurken hücrelerin ara çeperleri tamamen erimediğinden, yer yer delikler oluşur. Bunlara kalburlu borular denir. Soymuk borularında fotosentez ürünleri bitkinin diğer organlarına taşınır. Bazı bitkilerin köklerinde sentezlenen amino asitler de yaprak ve diğer organlara taşınır. Taşıma çift yönlüdür.

Salgı doku
Salgı dokuyu oluşturan hücreler canlı, bol sitoplazmalı, büyük çekirdekli ve küçük kofulludur. Hücreler diğer dokular arasına dağılmıştır. Salgılar işlevlerine göre 3 bölümde incelenir:

Hücre içi salgılar
Bu salgı hücre içinde biriktirilir. Salgı hücreleri zamanla sitoplazmalarını kaybederek içi salgıyla dolu olarak kalır.

Hücre dışı salgılar
Hücrede oluşturulur. Daha sonra hücre dışına atılır.

c) Salgı boruları
Bir ya da birkaç salgı hücresi uzayarak salgı borusu haline gelir. Salgı borularının içinde süte benzer bir salgı bulunur. Salgı borularının oluşturduğu salgıların görevleri :
Bal özü, böcekleri çekerek tozlaşmayı sağlar,Reçine, tanen gibi antiseptik içeren salgılar, mikroorganizmalardan korunmayı sağlar,
Böcekçil bitkilerde salgılar, sindirim enzimi içerir, yakalanan böceklerin sindirimini sağlar,Sütleğendeki zehirli salgılar, bitkinin hayvanlar tarafından yenilmesine engel olur.

HAYVANSAL DOKULAR
Epitel Doku
Vücudun dış ve iç yüzeyini örter. Epitel dokunun altında hücresel yapıda olmayan bir taban zarı bulunur. Doku, bu taban zarı üzerine oturmuştur. Epitel dokuda kan damarları yoktur. Beslenme bağ dokudan difüzyonla sağlanır. Görevleri:

Koruma
Vücudu fiziksel, kimyasal ve mikrobik etkenlere karşı korur.

Emme
İnce bağırsakta bazı maddelerin emilimini sağlar.

Salgı yapma
Süt, göz yaşı gibi salgıları salgılar.

Duyu
çevreden gelen uyartıları alır.
Epitel doku 3 bölümde incelenir. Bunlar örtü epiteli, bez epiteli ve duyu epitelidir.

Örtü Epiteli
Vücudun dış ve iç yüzeyini örter. Hücrelerin şekil ve dizilişine göre tek ve çok katlı olmak üzere 2 çeşit örtü epiteli vardır

Tek katlı epitel
Tek katlı epitel dokunun hücreleri tek sıra halinde dizilmiştir.

Tek katlı yassı epitel
Akciğer alveollerinde ve kılcal damarların yapısında bulunur.

Tek katlı kübik epitel
Böbrek kanallarında, yumurtalığın üzerinde, tiroit bezinde bulunur.

Tek katlı silindirik epitel
Mide ve i.bağırsağın iç yüzeyinde bulunur.

Yalancı katlı epitel
Bir sıra hücre dizisinden oluştuğu halde, hücre çekirdeklerinin farklı düzeyde yer almasından dolayı çok katlıymış gibi gözükürler. Hücre şekilleri değişiktir. Solunum yolları epitelinde, bazı bezlerin boşaltım kanalında bulunur.

Çok katlı epitel
Omurgalılarda üst deri çok katlı epitelden oluşmuştur. Derinin epidermisi çok sayıda epitel hücrenin üst üste gelmesiyle oluşur. En alttaki sırada yer alan hücreler silindirik şekildedir ve tek sıra halinde taban zarı üzerinde oturmuştur. Bu hücrelerin mitoz bölünmeyle oluşturduğu yeni hücreler, üst tabakalara doğru itilirken şekilleri değişir ve yassılaşır. Bazı vücut bölgelerinde ise farklılaşmalar görülür. Keratin maddesi çok katlı epiteldeki hücrelerden oluşur. Çok katlı epitel dokuda bulunan pigmentler insanda, deriye renk verir.

Bez Epiteli
Salgı salgılayan epitel çeşididir. Hücrenin sayısına ve salgıların döküldüğü yere göre çeşitlere ayrılır. 2’ye ayrılır:

Bir hücreli bezler
Genellikle silindirik bir epitel hücreden oluşur. Diğer hücreler arasına dağılmıştır. Bazıları mukus salgılar. Bu tür tek hücreli salgı bezine goblet hücresi denir.

Çok hücreli bezler
Şekillerine göre gruplara ayrılır. Bunlar:

Ekzokrin bezler
Salgısını bir kanalla ya da doğrudan doğruya vücut boşluğuna veya vücut dışına boşaltan bezlerdir. (ter,tükürük,gözyaşı vb.)

Endokrin bezler
Salgılarını doğrudan kana veren bezlerdir. Bu bezlerin salgılarına hormon denir. Etki edeceği organa kan aracılığıyla giderek etkisini gösterir.

Karma bezler
Hem ekzokrin hem de endokrin özelliği gösteren bezlerdir. Ör: pankreas.

Duyu Epitel i
Dış ortamdan gelen fiziksel, kimyasal ve optik uyarıları alan özelleşmiş epitel hücrelerdir. Dilde tat almayı, burunda koku almayı sağlar. Bu hücrelerde yenilenme yoktur.

Bağ ve Destek Doku
En önemli özelliği hücreler arasında boşluk olmasıdır. Bu boşluklar hücre ara maddesi ile doludur. Bağ doku, diğer doku ve organların aralarını doldurur, onları birbirine bağlar. Yumuşak organların çevresini sararak destek ve direnç kazandırır. Vücudun savunmasında ve çeşitli organlarda oluşan yapısal bozuklukların onarılmasında da görev alır.

1)Temel bağ doku
Bağ dokunun lifleri proteinden oluşur ve hücreleri bir arada tutar. Kollagen lifler, elastiki lifler ve ağsı lifler olmak üzere 3 çeşit bağ doku lifi vardır. Kollagen lifler demet halindedir. Beyaz renkte görünür, mekanik etkilere karşı çok dirençlidir. (ör: aşil kirişi).Elastiki lifler sarı renktedir. Özellikle yüz ve boyun bölgelerini örten derinin dermis tabakasında bulunur. Ağsı lifler doku ve organların etraflarını sararak onlara destek sağlar.

Kıkırdak doku
(embriyo, köpek balığı vs.) Kıkırdak doku hücrelerine kondosit denir. Kondositler kapsülle çevrilidir. Kıkırdak dokunun hücre ara maddesine kondrin denir. Kıkırdak dokuda kan damarları yoktur, besin ve oksijen difüzyonla alınır. 3 bölümde incelenir.

Hiyalin kıkırdak
Ara maddedeki kollajen lifler sayesinde basınca dayanıklıdır. Embriyo döneminde iskelet, hiyalin kıkırdaktan yapılmıştır.

Elastiki kıkırdak
Bükülme özelliğine sahiptir. İçinde az miktarda kollajen lif de bulunur.

c)Fibröz kıkırdak
Hücre ara maddesinde kollajen lifler boldur, kıkırdak hücreleri azdır. Basınç ve çekmeye karşı çok dirençlidir.

Kemik doku
Kemik hücrelerine osteosit denir. Hücre ara maddesine osein adı verilir. Hücre ara maddesi organik ve inorganik maddelerden oluşur. Kemiklerde 2 farklı doku görülür:

Sert kemik doku
Bu dokudaki hücrelerin zarı yoktur. Birbirine sitoplazma uzantıları ile bağlanarak iç içe halkalar şeklinde dizilir. Halkaların ortasında dikine uzanan kanala havers kanalı denir. Bu kanaları birbirine bağlayan yan kanallara da volkman kanalı denir.

Süngerimsi kemik doku
Düzensiz boşluklardan oluşan gözenekli yapıya sahiptir. Gözeneklerde kırmızı kemik iliği bulunur. Kemiklerin dışında perosit denilen kemik zarı bulunur. Görevleri:

Kas ve eklemlerle birlikte hareketi sağlar, önemli organları korur, kaslara ve organlara tutunma yüzeyi oluşturur, vücudun mineral deposudur, kemik dokuda kan yapımı da olur.

Yağ Doku
Özelleşmiş bir bağ dokusudur. Yağ sentezi yapan hücrelere lipoblast denir. Yağ hücrelerinin arasında ağsı ve kollajen lifler bulunur. Bu bütünlük, dokulara ve organlara belirli bir esneklik ve basınca karşı dayanıklılık, dolayısıyla kayma yeteneği kazandırır. Organların etrafında ve deri altında depolanır.Görevleri:
Vücutta harcanmayan yağın depo edilmesini sağlar. Deri altındaki yağ, vücut ısısını korur. Derinin kurumasını önler.
Enerji tüketimi sırasında, en fazla enerji yağ dokudan sağlanır.Yağın yakılmasıyla metabolik su ortaya çıkar. (deve olayı) yağlar hafif olduğu ve az yer kapladığı için göçmen kuşların uzun süre uçmasında kolaylık sağlar.

Kan doku
Hücre ve hücre ara maddesinden oluşur. Ara maddesi plazmadır. Kan hücreleri alyuvar, akyuvar ve kan pulcuklarından oluşur.

Plazma
Kanın ara maddesidir. Kanın %55’ini kan plazması, %45’ini ise kan hücreleri oluşturur. Kan plazması su, protein ve inorganik maddelerden oluşur. Kan proteinleri albümin, globuin, fibrojen ve heparindir. Kanın pıhtılaşmasından sonra, hücreden ayrılmış açık sarı renkli kısma serum denir.

Kan hücreleri
Alyuvarlar

Kan hücrelerinin büyük bir bölümünü oluşturur. Karaciğer, dalak ve kırmızı kemik iliğinde üretilir. İlk oluştuklarında çekirdeklidir. Olgunlaşıp kana geçtikten sonra çekirdeklerini kaybederler. Böylece yüzey daha çok genişler. Çekirdekleri ve ribozomları olmadığı için kendilerini yenileyemezler. Yapısında demirli bir protein olan hemoglobin bulunur. Hemoglobin, demir mineralinden dolayı kana kırmızı renk verir.

Akyuvarlar
Kan sıvısında bulunan, vücut savunmasında görevli hücrelerdir. Kemik iliğinde yapılır ve depo edilir. İhtiyaç halinde kana verilir. Alyuvarlardan farklı olarak aktif hareket eder. Kana verildikten sonra bölünme yeteneğini kaybeder. Granüllü ve granülsüz olmak üzere 2’ye ayrılır:

Granüllü akyuvarlar
Sitoplazmaları granüllü ve çekirdekleri boğumludur. 3 çeşittir:

Bazofi
Kanın damar içinde pıhtılaşmasını önleyen salgı salgılar, histamin taşırlar. Yaralanmalarda yaranın kızarıp şişmesine, ağrı ve acının oluşmasına neden olurlar.

Eozinofil
çekirdekleri 2 parçalıdır. Parazit ve alerjik hastalıklarda, nefes darlığında sayıları artar. Bu hastalık etkeniyle savaşırlar.

Nötrofil
Vücuda giren mikrop ve yabancı maddeleri fagositozla yok ederler. Zatürree gibi şiddetli bakteri enfeksiyonlarında sayıları artar.

Granülsüz akyuvarlar
Sitoplazmaları granülsüz ve homojendir. Yuvarlak ve tek çekirdeklidir. Lenfositler ve monositler olmak üzere 2’ye ayrılır.

Lenfositler
Büyük yuvarlak çekirdekli ve az sitoplazmalıdır. Vücutta esas oluşum yerleri lenf düğümleridir. Vücutta mikroplara karşı antikor üretir. Boğmaca, öldürücü anemi, güneş yanığı ve veremde sayıları artar.

Monosit
Oval veya fasulye şeklinde çekirdekleri vardır. Hareketlidir, fagositoz yapar ve kılcal damarlardan doku aralarına geçebilir. Bu yolla özellikle ömürleri tükenmiş hücre ve dokuları parçalarlar. Tifo ve sıtmada sayıları artar.

kan pulcukları
Kemik iliğinde büyük çekirdekli hücrelerin parçalanmasıyla oluşur. Çekirdeksizdir. Kanamalarda, kanın pıhtılaşmasını sağlayarak kan kaybını önlerler.

Kas Doku
Silindirik ya da iğ şeklindeki hücrelerden oluşur. Hücre ara maddesi yoktur. Kas doku hüc. zarlarına sarkolemma, sitoplazmalarına sarkoplazma denir. Kas hücreleri mitokondri, endoplazmik retikulum ve sarkoplazma bakımından zengindir. Kas sarkoplazmasında miyofibril denilen telcikler bulunur. Miyofibriller aktin ve miyozin proteinlerinden oluşmuştur. Aktin ve miyozinler kasılmayı sağlar. Miyofibriller bir araya gelerek kas demetlerini oluşturur. Kas demetlerini bol kan damarı ve sinir bulunduran bağ doku sarar. Kas doku hareket sisteminde aktif görev yapar. Diğer dokulardan ayıran en önemli özelliği, kasılıp gevşeyebilmesidir. Böylece hareket, dolaşım, boşaltım, sindirim, solunum gibi olayların gerçekleşmesi sağlanır. 3’e ayrılır. Bunlar düz kas, çizgili kas ve kalp kasıdır.

Düz Kas
Tek çekirdeklidir. Bunlara istemsiz kaslar da denir. Düzenli ve yavaş kasılır, uzun süre çalışırlar. İç organlarda bulunurlar. Yapacakları görevlere göre farklı şekillerde olurlar.

Çizgili Kas
Silindirik uzun hücrelerden oluşur. Çok çekirdeklidir ve hücre zarının hemen altında bulunur. İstemli kaslar da denir. Miyofibrillerde aktin ve miyozin proteinleri bulunur. Aktin ve miyozinle birlikte aktomiyozin adını alır. Kasılma ve gevşeme bu iki proteinin birbiri arasında kaymasıyla gerçekleşir.

Kalp Kası
Çok çekirdeklidir. Çekirdekleri ortadadır. Çizgili kaslar gibi çabuk kasılır, düz kaslar gibi istemsiz çalışırlar. Çizgili kaslara göre daha az miyofibril bulundurur. Kalp kasının lifleri fazla dallanmıştır. Embriyonun dördüncü haftasından itibaren kasılıp gevşemeye başlar. Çalışması hayat boyu devam eder.

Sinir Doku
Uyarıları alma, iletme ve gerekli cevapları verme özelliği olan hücrelerden yapılmıştır. Sinir hücreleri dış ve iç ortamlardaki uyartıları alır, değerlendirir, oluşan cevapları kas ve bezlere iletir. Sinir dokuda ayrıca görevleri sinir hücrelerine yardımcı olmak, onları beslemek ve koruyucu kılıflarını oluşturmak olan hücreler (glialar) bulunur. Sinir hücresine nöron denir. Hücre gövdesinden tek veya aha fazla sayıda çıkan kısa ve dallanmış uzantılara dendrit denir. Dendritler sinir hücresine gelen bilgiyi alır ve hücre gövdesine iletir. Nöron gövdesinden uzun ve tek bir uzantı çıkar. Buna akson denir. Aksonların üzerinde ince bir zar vardır. Bu zar kesik kesiktir. Kesintinin olduğu boğumlara Ranvier boğumu denir. Miyelin kılıfın üzerini birçok hücreden oluşmuş Shwann kını örter. Miyelin kılıf yalıtıcı görev yapar. İki sinir hücresi birbiriyle doğrudan bağlanmaz. Bir nöronun aksonu ile diğer nöronun dendritinin ya da gövdesinin karşı karşıya geldikleri yere sinaps denir. Tüm uyarıların hücrede oluşturduğu uyartıya impuls denir.

SİNİRSEL DENETİM
İç dengenin kurulmasında görevi olan sinir sistemi, çevrede oluşan değişikliklerin çok kısa sürede alınması ve cevap verilmesini sağlar.

Bir Hücrelilerde Sinirsel Denetim
Bir hücrelilerde belirli bir sinir sistemi yoktur. Uyarılar, hücre yüzeyindeki protein özelliğine almaçlarla alınır ve kamçı, sil gibi tepkime oranlarına iletilir. Terliksi hayvanda hareketi sağlayan sillerin arasında bazal cisimcikler bulunur. Bu cisimcikler sinir telcikleri ile birbirine bağlıdır. Telciklerden biri koparsa, bağlı olduğu silin hareketi bozulur.

Omurgasız Hayvanlarda Sinir Sistemi
Omurgasız hayvanlardan mercan, medüz ve hidranın merkezi sinir sistemi yoktur. Sinir hücreleri birbirinin ucuna sinaps yapmadan değerek bir ağ oluşturur. Uyartılar canlının bütün vücudunun tepkisine yol açar. Bu şekildeki sinir istemine ağ sinir sistemi denir. Deniz anasında sinir sistemi daha gelişmiştir. Sinir sistemi ışınsal simetriye sahiptir. Bu sisteme radyal sinir sistemi denir. Yası solucanlarda ve toprak solucanlarında sinir sistemi, ip merdiven şeklindedir. Bu canlılarda baş bölgesinde sinirler birleşerek beyin gangliyonu denilen sinir düğümünü oluştururlar. Toprak solucanının her halkasında bir çift gangliyon bulunur.

C)Omurgalı Hayvanlarda Sinir Sistemi
Balıklardan memelilere doğru gelişen bir sinir sistemi görülür. Balıklarda beyin yarımküreleri belirgin olarak ayrılmamıştır. Kurbağalardan itibaren omurgalıların çoğunda beyin iki yarım küre halindedir. Omurgalılarda beynin küçüklüğü, hareket etme yeteneği ile D.O. dur. Beyincik, balık ve kuşlarda büyük, sürüngenlerde küçüktür.

Sinir Hücresi ve Çeşitleri 3 bölümde incelenir

1)Duyu sinirleri
uyarıları duyu organlarından almaçlarla alıp beyin, omurilik gibi merkezi sinir sistemi organlarına ileten sinirlerdir.

Motor sinirleri
Merkezi sinir sisteminden aldığı emirleri kaslara ya da bezlere ileten sinirlerdir.

Ara sinirler
Merkezi sinir sisteminde bulunur. Motor ve duyu sinirleri arasına bağlantıyı sağlar.
Sinir hücreleri( nöronlar ) uzantılarına göre 3 çeşittir

1)Tek kutuplu sinir hücrelerinde bir tane uzantı vardır. Omurgasız hayvanların motor nöronları tek kutupludur.İki kutuplu sinir hücrelerinde akson ile dendritler hücre gövdesinin karşılıklı kutuplarından çıkarlar.
Çok kutuplu sinir hücrelerinin gövdesinde çok sayıda uzantı çıkar. Çok kutuplu sinir hücrelerinde bir akson ile çok sayıda dendrit bulunur.

E)İmpuls ve Oluşumu
F)İnsanda Sinir Sistemi

1)Merkezi sinir sistemi: Merkezi Sinir Sistemi 2 ana parçadan oluşur. Bunlar beyin ve omuriliktir.

Beyin
Dıştan içe doğru 3 kat zar vardır. Bunlar:

Sert zar
K. tası kemiğine yapışık,kalın, dayanıklıdır. Beyni, kafatasına bağlar ve beyni dıştan gelecek darbelere karşı korur.

Örümceksi zar
Sert zarın altındadır. İnce bağ dokusu lifleriyle, sert zar ile ince zarın arasında örümcek ağı gibi uzanarak bu iki zarı birbirine bağlar.

İnce zar
En içteki zardır. Beynin tüm girinti ve çıkıntılarına kadar girerek beyin yüzeyine yapışmıştır. Bu zarda bulunan kan damarları, beynin beslenmesi ve solunumu gibi olaylarda görevlidir. İnce zar ile örümceksi zar arasında BOS bulunur. BOS’un görevleri: Beyni, vurma, çarpma gibi mekanik etkilere karşı korur,
Kan ve sinir hücreleri arasına madde alış verişini sağlar, Merkezi sinir sisteminde iyon değişiminin dengede kalmasına yardım eder. Beyin üç temel bölümden oluşur. Bunlar orta,ön ve arka beyindir.

Ön beyin
Uç beyin ve ara beyin olmak üzere 2 kısıman oluşur. Beynin en büyük bölümüdür. İki yarımküreden oluşur. Yarımküreler birbirine üstten nasırlı cisim, alttan beyin üçgeni denilen bağlarla bağlanır. Bu bağlar nöronların aksonlarından oluşur.
Beyin yarım kürelerinin kabuk kısmında çeşitli merkezler bulunur. Fonksiyonu: Düşünme, istemli hareket, dil, sonuç çıkarma, algılamadır.

Beyinden enine kesit alındığında dışta boz madde, içte ak madde kısımlarının olduğu görülür.Ara beyinde talamus, hipotalamus ve epitalamus kısımları vardır. Talamus, koku duyusu hariç bütün duyguların toplanma ve dağılma merkezidir.
Hipotalamus, Termostat. İç organ ve dokuların otomatik kontrol merkezidir ve hipofiz bezinin çalışmasını kontrol eder. Ayrıca hipofizin çalışmasını da kontrol eder.

Orta beyin
Orta beyin beyincik, omurilik soğanı, omurilik arasında bir bağ kuran sinir tellerin geçit yeridir. Orta beyin görme, duyma, göz ve vücut hareketlerinden sorumludur.