Konuşmalı Anlatım

KONUŞMALI ANLATIM ( DİYALOG )
Herhangi bir konu üzerinde iki veya daha çok kimsenin karşılıklı konuşturulduğu anlatım biçimine konuşmalı anlatım (diyalog) denir. Tiyatro eserlerinin tamamı bu anlatım biçimiyle kaleme alınır. Açık oturum, panel, forum, münazara, mülâkat ve röportaj gibi uygulamalar da diyalog tarzında yapılır. Hikâye, roman, sohbet, fıkra gibi türlerde anlatıma canlılık kazandırmak ve okuyucunun dikkatini çekmek için yeri geldikçe konuşmalı anlatımdan yararlanılır.

Konuşmalı anlatımda aşağıdaki hususlara dikkat edilir:

a) Kişilerin konuşmaları kendi karakterlerine, toplumdaki yerlerine, mesleklerine uygun ve tabiî olmalıdır. Öğretmenin bir öğretmen gibi, annenin bir anne gibi, doktorun da bir doktor gibi... konuşturulması gerekir

b) Konuşmalar, okuyucuyu bıktıracak derecede uzatılmamalıdır.

c) Cümleler, konuşma dilinin özelliklerine uygun biçimde düzenlenmelidir.

d) Sözün gelişinden kimlerin konuştuğu açıkça anlaşılıyorsa gereksiz açıklamalara ve ayrıntılara yer verilmez.

e) Karşılıklı konuşmalar, konuşma çizgisiyle (―) gösterilir. (Amerikan tipi yazılarda konuşma çizgisi kullanılmamakta, bunun yerine konuşmalar, tırnak işareti içinde verilmektedir.) Konuşma çizgisinin her zaman paragrafa konması gerektiği unutulmamalıdır. Bir kişinin sıra kendindeyken peş peşe söylediği cümlelerin her biri için konuşma çizgisi tekrarlanmaz. Konuşanın değiştiğini, sözün başkasına geçtiğini göstermek gerekince,
konuşma çizgisi tekrar konur.

MİZAH
Tanımıyla (resimli komik fıkra, komik bir durumu tasvir eden çizim) karikatür mizah anlamına gelir. Fakat canlandırılmış çizgi film ya da macera, fantezi ya da romantik hikayeler anlatan resimli çizgi dizilerin arasında bulunduğu bazı karikatürlerin komik olma niyeti yoktur; buna rağmen karikatür kelimesi kullanıldığında, akla mizah gelir.

Karikatür olmamalarına rağmen, ilkçağlardaki tablolar ve çizimlerin birçok mizahi yanları vardı. Hatshepsut’sun hükümdarlığında (15. yüzyıl) Mısırlı bir kraliçenin aşırı yüklenmiş bir katır üzerine otururken oluşan kat kat vücudu ve sarkan göğüslerini gösteren tasviri, Japonya’da bin yıldan daha fazla bir süre önce yellenme yarışmaları ve Piskopos Tobanın erkeklik organı üzerine bir tomar kağıtları, Frans’nın el yazması ve kitaplarındaki süslenmiş harflerdeki komik ögeler 10–12’nci yüzyıl arasında; Vinci’nin karikatürleri, Pieter Bruegel’in 16. yüzyıl Hollandasının halka mal olan komik çizimleri, Batı Ukrayna’nın 16’ncı yüzyıl sosyal hicivden esinlenerek yapılmış dini tabloları, Japonya’nın gravürleri, Hindistan’ın Kalighat yergi çizimleri, 18 ve 19’uncu yüzyılda İngiltere’de James Gillray’ın, William Hogarth’ın ve George Gukshanki ve Fransa’da Honoré Deumier ve Juan David’in çalışmaları buna birer örnektir.

Bu çalışmalar karikatürün bir ya da daha fazla özelliğini, yergiyi, parodiyi, ince espriyi, şakacılığı, garipliği ve erotizmi sergiler. Mizah ve karikatürü tanımlama çabasında muhtemelen en uygun kategoriler; latife, komik anlatım, politik ve yerici mizah ve portre karikatürüdür.

İnce esprili (gag) karikatürleri sanata uygulanmış bir oturumluk esprilerdir. Nerede basıldıklarına bağlı olarak çeşitli biçimler alırlar; bazıları utandıracak kadar aptalca, diğerleri (görünüşte) daha entelektüel, diğerleri müstehcen ya
da garip (Gahan Wilson’un çalışmaları akla gelir). Komik öykü biçimindeki karikatürler gazete ve resimli çizgi roman gibi mizahi bir hikayeyi ya da gülünç fıkrayı birden fazla oturumda anlatır. Sık sık mizahi bir duruma düşen ve kurtulan daimi bir tipi karakterize eden üç ya da dört oturumluk biçimde; diğer zamanlar kahramanın komik halleri uzun süreye yayılmış olarak seri hale getirilir. Politik karikatürler tek oturumluk, sosyal, politik ve kişiliklerin zaaflarını dürter ve yorumlar ve durumda değişiklik olması için mücadele eder. Basının özgürlüğü olmayan bazı ülkelerde karikatür politik meselelerden kaçınır. Hicveden/mizahi çizimler belki de mizahtan öte sanatsal yapıya yönelir; duvara asıp sergileyecek kadar kalıcı görünürler. Sergilerde, kitaplarda, gazetelerde, dergilerde ve inceleme makalelerinde yer alırlar. Portre karikatür insanların abartılı tasviridir ve yukarıda belirtilen türlerin hepsinde bulunabilir.

Karikatürlerdeki mizah çağdaş toplumda engellerle uğraşmak zorunda kalmıştır. Özellikle Amerika ve Amerikalı olan herşeyi taklid eden ülkelerde politik doğruluk adına aşırı duyarlılık mizah sanatçısını engellemiştir. Resimli hikaye kahramanların içen, sigara içen, çapkınlık yapan ve zorba tavırları komik olmama yolunda arındırılmıştır. Politik karikatürler çeşitli etnik grupların bireylerini, kadınları ve politik şahsiyetleri nasıl gösterdikleri konusunda tehdit, boykot ve düpedüz sansür yoluyla kem küm edilmiştir.

Mizah karikatüristlerin karşılaştığı bir diğer mesele yapılan çalışmayı gazeteye satma konusundaki yarıştır. Amerika’da gazeteler ikamet eden karikatüristleri geçici olarak işten çıkarmış ya da çalışmalarını daha ucuza satan karikatüristlere bağlı olarak yeni karikatürist işe almamıştır. Pazar kaybetmenin yanı sıra karikatüristler için sonuç politik karikatürlerde daha az yerel meseleleri ele alma olmuştur. Problem çalışmalarını gazetelere satan karikatüristlerin dünya çevresinde seyahat ederek yerel sanatçıların pazarlarını ve işlerini elinden alıp, yabancı olaylar, kahramanlar, durumlar kullanarak ve genellikle medya emperyalizmi edebileştirmesiyle artmıştır.

Birçok yerdeki problem daha genç insanların tercihlerini mizah karikatürü değil, aksiyon/macera resimli hikaye olarak kullanmasıdır. Japon manga ya da anime, internet ve video oyunları, görsel efekt ağırlıklı filmlerden etkilenenler gazetedeki çizgi roman, politik karikatürleri ya da mizah çizimlerine ilgileri yok denecek kadar azdır.

Bir kişiyi ağlatana kadar güldüren komik bir karikatürden daha tatmin edici bir şey yoktur ve sonuç olarak bir mizah türünün diğer kültürel biçimler gibi kaybolmasına izin vereceğiz gibi görünmüyor.