Piyano Nedir Ve Tanımı

Klavyeli Ve Telli Çalgılar Ailesinden Gelen Enstruman Klavsenin Gelişmişidir

Klavyenin kullanımı
Klavye piyanoda sesin çıkması için mekanizma ile temas eden tuşların bütününe verilen addır İlkel ilk klavye eski çağın orglarında (hidrol) görülür 15 yy da beyaz ve siyah tuşlar olmak üzere 2 sıra dizili olan klavye 17. yy.ın başında 48 kalın seslere doğru görülen gelişme sonucunda bu günkü ev piyanolarında 88 konser piyanolarında ise 97 tuşa sahip olmuştur
Rönesansdaki aile ve değer yapılarına baktığımızda evdeki herkesin şarkı söylediği yada bir enstruman çaldığına tanık oluyoruz. Evde hep birlikte müzik yapıldığı özellikle de çocukların bir enstrumanı çalarak yetiştiği bir dönemde klavikord'u görüyoruz.

Piyanonun ilk ilkel biçimi ile 1771 yılında İtalya’nın Floransa kentinde, Bartolomeo Cristofori tarafından keşfedilmiştir Şüphesiz bu noktaya hemen gelinememiş, bu döneme kadar kullanılan ve piyanonun keşfini hazırlayan bir çok müzik aletleri olmuştur. Bu aletlerden, timpanon ve psalterion Asya kökenli olup 12.YÜZYILDA Avrupa’ya gelmişlerdir

Timpanon
tahta bir kutu üzerine gerilmiş tellere tahta çomaklarla vurularak çalınana bir çalgı. Santur ve çembal,timpanonun günümüzdeki birer uzantısıdır

Psalterion
tellerin üçgen biçiminde bir kutu üzerine gerildiği ve göğüse dayayarak, tellerin parmakla çekilmek suretiyle çalındığı bir çalgı idi. Klasik Türk müziği çalgılarından biri olan kanun, psalterionun gelişmiş şeklidir.

Bu iki çalgı 15. yüzyıla doğru önemli değişikliklere uğramıştır Tellerin doğrudan el ile değil, bir mekanizma aracılığıyla titreşmesi sağlanmış ses sayısı kadar tuş yerleştirilmiş ve bu tuşların tümüne birden klavye denilmiştir

Mekanizma ve klavyenin eklenmesiyle timpanona klavikord psalteriona ise epinet adı verilerek iki yeni alet geliştirilmiştir. Enstruman dikdörtgen bir kasa içinde iki eşik arasında her notaya bir tel gelecek şekilde düzenlenmiştir. Telleri mızrapla çekilerek ses veren enstrumanlardan klavsen piyanonun şeklini ve gelişimini etkilemiş bir enstrumandır.16yy da dikdörtgen olarak yapılan bu aletlerin boyutu 4 oktava kadar genişlemektedir. Her nota için ayrı telleri olan klavikord 1725 de Daniel Tobias Faber tarafından yapılmıştır J.S.Bach (1685-1750)'ın tampere ( eşit aralıklar ile düzenlenmiş) sisteme göre 12 majör ve 12 minör tonda yazdığı prelüd ve fügler büyük bir klavikord ile çalınmıştır.

Avrupanın kuzeyinde en iyi klavikord yapan ülkeler Almanya ve İsveçtir Bunların yanı sıra İtalya Fransa İspanya, İngiltere ve Flamanlar sayılabilir Epinet ise klavsenin gelişmemiş halidir Beşgen kasaya sahiptir. Görülen en eski epinet 1493 tarihlidir Evde çalınan bu aletin İtalyada müzik yaşamında yaygın bir yeri vardır

Ama hala bir sorun vardı. Klavikord ve epinet kuvvetli ve dolgun ses çıkartamıyordu. Daha güçlü ses elde etmek amacıyla bazı değişiklikler ilave edildi ve her ses için bir yerine iki tel kullanıldı. Bu yenilik sonucu epinetin sesi oldukça dolgunlaştı ve bu alete ilgi arttı. Şeklen de büyüyerek klavsen adını aldı. Klavsenden biraz daha az gelişmiş bir çalgı olan virginal, ise, 1600 lere doğru İngilterede telli ve klavyeli çalgılara verilen addır. Dikdörtgen biçimindedir ve genelde genç kızlar tarafından çalınır. Teller mızrap tarafından titreşerek ses çıkarmaktadır. Bu enstruman için eserler kilise ilahilerinin melodileri üzerine çeşitlemeler, dans havaları, şarkılar, fantaziler ve anlatımcı müzik eserleridir.

Klavsen bazı yenilikleri de beraberinde getirdi. Her ses için tel sayısı üçe çıkarıldı ve daha da güçlü ve dolgun sesler elde edildi. Ayrıca bir mekanizma kolunu çekmek suretiyle, tuşlara bağlı olan mızrabın üç tel yerine, iki tele vurması sağlanarak, kuvvetli sese alternatif olan hafif ses elde edilmiş oldu. Fakat iki elin çalıştığı sırada bu kolu kullanmak oldukça zordu. Bu güçlüğü önlemek için iki klavyeli klavsen icad edildi. Üstteki klavyenin her tuşu iki telli ve hafif sesler için, alttaki klavyenin tuşları üç telli ve kuvvetli sesleri çalmak için kullanılıyordu.

Klavsen 17. yüzyıl sonlarına doğru ilgi gördü ve orkestralarda kullanılmaya başladı. Bir yüzyıl kadar yaşadıktan sonra yerini, daha gelişmiş bir alet olan piyanoya bıraktı. Aslında klavsenin tuşlarının yeri piyanonun tam tersi idi.

Piyano 1711 yılında Floransalı Bartolomeo Cristofori tarafından icad edildi. Bu alette hem hafif hem kuvvetli çalmak mümkün olduğu için ismine İtalyanca hafif ve kuvvetli anlamına gelen piano forte denildi Pianofortenin yaygınlaşmasında Fransız ihtilalinin önemli rolü olmuştur. 1789 deki ihtilalde devrimciler aristokratların klavsenlerini yakarak ve tahrip ederek yenilik için özlemlerini dile getirmişlerdir.
Bu dönemin önemli bestecileri olan Joseph Haydn (1732-1809) ve Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791)'ın eserlerinde giderek farklı nüanslar belirtmeye başladıkları görülmektedir. Mozart 1777 yılında taşıdığı özelliklerden ötürü 21 yaşında Anderas Stéin'in pianofortelerini klavsene tercih etmiştir.

Piyanoda sesler, deri kaplı küçük çekiçlerin, tuşlar vasıtasıyla hareket ettirilerek tellere vurulmasıyla elde ediliyordu. Mekanizmaya bir de tellerin titreşmesini söndüren çuha yerleştirildi
İlk piyanolar klavikord benzeri kuyruklu idiler. Frederici isimli yapımcı ilk dört köşe piyanoyu üretti. Alman Zumpe’de kendi adını verdiği dört köşe piyanoları Londra’da çok sayıda üreterek yaygınlaşmasını sağladı.(1776). Pedallerin piyanoda kullanılması 1783’te Broadwood tarafından gerçekleştirildi

1790-1830 yılları arasında yorumcuların isteği ihtiraslarını duygularını anlatabilecek geniş nüanslara sahip bir enstruman idi.. Bu dönemde konserler artık yalnızca aristokratların oluşturduğu bir kaç davetli için değil daha büyük salonlarda daha çok dinleyici için düzenleniyordu. Dolayısı ile piyanodan daha çok ses çıkarması bekleniyordu. Böylelikle daha sağlam ve dayanıklı piyanolar üretilmeye başlandı. Pedallar eklenerek bağlı ve sönmeden çalabilme özelliği sağlandı.

1788’de de tellerin gerili olduğu tahta kasnak yerine metal kasnak kullanıldı. Piyano yapımcıları hızlı bir vuruşa bağlı olarak, çapı daha kalın olan tele daha ağır bir çekiçle vurulma özelliğini saptadılar. Ses tahtası kalınlaştırılarak tellerin gerilimini dengeleyebilmek için tahtadan olan iskeletin güçlendirilmesi için çelik kullanıldı.

1808’de Erard çift maşalı mekanizmayı 1821’de yeğeni Pierre Erard’da tekerrürlü mekanizmayı bularak piyano yapım tekniğini en üst düzeye ulaştırdılar. Zamanla pianoforte adı, yerini piyano'ya bıraktı. Sebastian Erard, vuruşlar, ses titremeleri ve özellikle notaların tekrarı için çok hızlı bir mekanizma oluşturma amacı doğrultusunda Paris'te 1780 de piyano üretimine başlamış bir yapımcıdır.

Piyano tarihinde önemli bir gelişme 1809'da Fransa'da Paris Uluslararası Müzik Konservatuarında klavsenin bırakılarak müziksever bir toplumu ve müzikal bir repertuarın doğuşunu sağlayacak piyanonun kabul edilmesidir. Ludwig van Beethoven (1770-1827) bu dönemde, Erard'ın piyanoları için yazdığı besteleri ile piyanoya asillik ünvanı kazandırmış bir besteci olarak görülmektedir. Onu Frederick Chopin (1810-1849) ve Franz Liszt (1811-1886) gibi hem çok usta piyanist olan hem de piyano için çok değerli eserler yaratmış olan romantik dönemin ünlü bestecileri takib etmektedir

Böylece en başta bahsedilen iki aletten psalterion, klavsen ile en gelişmiş şeklini alırken, timpanon da piyanonun icadı ile gelişmesini tamamlamış oldu.
Piyanonun ses genişliği kalın La ‘dan ince Do’ ya kadar yedi oktav ve bir minör üçlüden ibarettir.
İyi bir piyanonun tuşları, ne parmakları yoracak kadar sert, ne de parmakların gelişmesini önleyecek kadar yumuşak olmalıdır.
Piyano için eser yazan ilk besteci Muzio Clementi’dir.(1773)

Akord, piyanodaki seslerin düzgün çıkmasını sağlar. Eğer sesleri oluşturan teller yeteri kadar geriliyse, o zaman ses düzgün çıkar. Buna akordlu piyano denir. Ama sesler tuş kaldırıldıktan sonra hala devam ediyorsa, veya sesler cızırtılıysa o zaman piyano akordsuzdur. Akordun bozulmasına bir sürü sebep vardır.Bunlar:

1.Eğer piyanonun arkasındaki tahta, ısıtılıp soğutulursa, o zaman tellerde genleşme olur yani teller gerginliğini kaybeder.

2.Eğer piyano yerinden sürekli hareket ediyorsa, o zaman yine akord bozulur.

3.Eğer tuşlara çok sert basılırsa, o zaman akord bozulur Piyanoyu akord ettirmek için iyi bir akordör çağırılmalıdır. Akordör, telleri sıkar ve akordu düzeltir.

•Duvar piyanosu telleri ve armoni tablası düşey olan piyano.
•Elektrikli piyano rezonansı, çalgının mekanizmasına dahil olan ya da dışarıdan bağlanan yükselteçlerin sağladığı piyano
•Hazırlanmış piyano tellerin arasına, çalgının tınısını değştirecek nesnelerin (çiviler,tahta,maden ya da kauçuk parçaları) yerleştirildiği piyano.
•Kuyruklu piyano telleri ve armoni tablası yatay olan piyano.
•Mekanik piyano 1880’e doğru Amerika’da icat edilen otomatik piyano.
•Pnömatik piyano pirinç bir cetvelin(panflüt) delikleriyle uyuşan karton bir rulonun deliklerinden çalgının içine hızla giren havanın basıncıyla çekiçlerin hareket ettiği otomatik piyano

Fazıl Say
Günümüzün en çok tutulan yorumcularından biridir. Daha çok Mozart’ın bestelerine yorum katar. Tavsiye edilen yourmu ise Alla Turca’nın yorumudur.

Tuluyhan Uğurlu
Kendi şarkılarını besteler. En çok tutulan bestesi ise M.Kemal Atatürk ve Güneşin askerleridir.

Güher ve Süher Pekinel
Genellikle dört el olan parçaların üzerine yoğunlaşan, günümüzde dinlenen ikiz yorumculardır.

Alla Turca(Türk Marşı)-W.A.Mozart
Für Elise-L.V.Beethoven
Egzersiz için:Czerny,Beyer
Ay ışığı sonatı- Beethoven
Sarabande- George Frederic Haendel
Musette-J.S Bach

Piyano için yazılmış müzik türleri arasında konçerto, sonat, prelüd ve füg, impromptu, etüt, ballat, noktürn, scherzo ve valsler sayılabilir.
Piyano yapımı konusunda kuruluşu çok eskilere dayanan ve ürettiği piyanoların kalitesinden hiç ödün vermeyen dünyanın pek çok yerinde konser salonlarına ve evlere girmiş ünlü piyano markaları şunlardır:
Antonin Petrof (Hradec- Krâlove) 1864
Ignaz Bosendorfer (Viyana )
1828, Henrich Steinweg ( Brunswick) 1835 (1853'te New York'ta Steinway adını almıştır.)
Klavikord için beste yapan bestecilerin belli başlıları:
Johann Sebastian Bach (1685-1750), Wilhelm Friedeman Bach (1710-1784) Carl Philip Emanuel Bach (1714-1788), Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791)

Piyano çalmaya başlayacak bir kişi için gövdenin,kolların,ellerin ve parmakların alacağı pozisyon son derece önemlidir. Başlangıçta yapılacak hataların düzeltilmesi zor ve zaman alıcıdır.

Piyano Çalmaya Başlarken Edinmemiz Gereken Temel Davranışlar Şunlardır

Piyanoya, klavyeyi tam ortalayacak şekilde ve dirseklerin hafifçe gövdenin önüne (kol ile ön kol arasındaki açı 90 dereceden biraz fazla) gelmesini sağlayacak yeterli uzaklıkta oturulmalıdır.
Oturulacak yerin(iskemle,tabure) yüksekliği, dirseklerin bileklerinden biraz yukarıda bulunmasını sağlayacak şekilde ayarlanmalıdır.
Üç orta parmak iyi yuvarlanmalı (avuç içi bir kubbe oluşturacak biçimde),böylece tuşlara etli tepe noktaları ile basmaları sağlanmalıdır. Küçük parmak kısa olduğu için daha az bombelenmeli, başparmak oldukça düz tutulmalı, ve tırnağın alt kenarına gelen etli kısmı ile tuşa basılmalıdır.
Parmaklar dip eklemlerden yönetilmeli, uç eklemler içeriye doğru çökmemelidir.
Boyun, sırt ve omuzlar olabildiğince gevşek bulundurulmalı, bu gevşeklik omuzdan başlayarak kolun bütününü içine almalıdır.
Tırnaklar kısa olmalı, ayaklar sıkıca yere basılmalıdır.

Çalışırken
Öncelike çalışacağınız parçanın ölçü sayısını düşününüz.
Ölçü ölçü çalışınız. Ölçüyü sırasıyla okuyunuz, sayınız ve sayarak çalışınız.
Yeterince çalıştıktan sonra diğer ölçüye geçiniz.
Bir önceki ölçüyle olan bağlantısını kurunuz.
Sizin için sorunlu yer neresi ise o noktada yoğunlaşınız ve en yakın çevresiyle olan bağıntısını kurunuz.
Sorunlu yeri çözmeden baştan alıp çalmak size zaman kaybettirir ve aynı yerde takılırsınız.
Yavaş tempoda çalışınız.Çaldıkça kendinize güvenecek ve normal tempoya kavuşacaksınız.

Başarılar
Her zaman iyi akord edilmiş alet üzerinde çalışınız.
İyi sayınız. Nice virtüoların çalışı, sarhoş bir adamın yürüyüşüne benzer. Onlara özenmeyiniz.
Yarımyamalak çalışmayınız. Her zaman istekle çalışınız ve eserleri hiç bir zaman yarım bırakmayınız.
Kolay eserleri iyi ve güzel bir şekilde çalmaya çalışınız;bu, güç bir eseri kötü çalmaktan daha iyidir.
Ağırlaşmak ve acele etmek iki büyük hatadır.
Çalarken sizi dinleyenlerle ilgilenmeyiniz.
Yanınızda hep iyi bilen biri sizi dinliyormuş gibi çalınız.
Gösterişli çalışa özenmeyiniz. Eserde, bestecinin düşündüklerini yerine getirmeye çalışınız. Başka bir şey aranmamalıdır. Fazlası karikatür olur.
Herkes birinci keman çalmak isteseydi, hiç orkestra kurulamazdı. Her müzisyen kendi yerini bulmalıdır.
Arkadaşlarınız arasında, sizden daha çok bilenleri arayınız.
Korolarda şarkı söyleyiniz ve özellikle orta partileri söyleyiniz. Bu müzik kültürünüzü geliştirecektir.
Halk şarkılarını iyi dinleyiniz;bunlar en güzel melodilerin kaynağıdır ve her ulusun karakterini taşırlar