Türk Edebiyatında Mecaz Anlamları

Türk Edebiyatında Mecaz Aanlamları
Mecaz edebiyatta sözcükleri gerçek anlamlari disinda kullanma sanatidir Degismece olarak da tanimlanabilir. Bir sözcügün ya da sözcükler toplulugunun, gerçek anlami disinda anlatimda bir anlam inceligi elde etmek, daha etkili, daha çarpici kilmak amaciyla bir baska anlamda kullanilmasidir

Bir baska ifadeyle söze hosluk canlilik, kuvvet vermek için kelimelerin kullanilisinda yapilan degisikliklerdir Anlatimi daha etkili kilmak ve söze canlilik kazandirmak amaciyla basvurulan mecaz, Türkçe dilinin zenginliginin de bir göstergesi kabul edilebilir Bir örnek vermek gerekirse; Sözgelimi bir kimse için yüreksiz'' denildiginde bu yüregi olmayan'' anlaminda degil korkak'' anlaminda kullanilmistir Ayni sekilde

Burnu havada'' sözü magrur ve kendini begenmis'' anlaminda eli siki'' ise cimri'' anlaminda kullanilir
Mecazlar sözcük ve fikir mecazlari olarak iki ayri baslikta toplanir Sözcük mecazlari kelimelerin gerçek anlamindan baska anlamlarda kullanilmasidir Bunun da istiare, yaygin istiare, hasiv Mecaz-i mürsel gibi türleri vardir. Sözcük mecazlari arasinda en çok basvurulan istiare ve Mecaz-i Mürsel´dir Fikir mecazlari ise kelimelerde bir degisiklik yapmadan anlaminda baskalik göstermeye yarar Onun da çesitleri vardir

Mecaz
Sözcük mecazlari Fikir mecazlari

İstiare Tesbih
Alegori Tezat
Mecaz-i mürsel Telmih
Kati Mübalaga
Hasiv Teshis
Intak

Sözcük Mecazlarinin Türleri Şöyle Açıklanabilir

İstiare
Bir sözcügü kendi anlami disinda kullanarak, bir seyi benzedigi baska seylerin adiyla anma sanatidir.Benzetmenin iki temel ögesinden birinin, yani benzeyen veya benzetilenden birinin söylenmemesiyle yapilir. Bu da kendi arasinda üçe ayrilir
Yalnizca benzeyenin söylendigi istiareye açik istiare denir.

Örnegin ünlü halk ozani Asik Veysel´in Iki kapili bir handa Gidiyorum gündüz gece'' siirinde iki kapili han dünya'' yerine kullanilmistir
Benzetilenin söylenip, benzeyenin gizlendigi istiareye ise kapali istiare'' denilir. Örnegin Necip Fazil Kisakürek´in Yapraktan saçini yerlere yaymis, Sonbahar agliyor ayaklarinda'' dizelerinde benzetilen sonbahardir ve söylenmistir Ama benzeyen yani insan'' gizlenmistir
Benzetmenin temel ögelerinden yalnizca birisiyle çok sayida benzerligi siralayarak yapilan istiareye de yaygin istiare'' adi verilir Örnegin ünlü sair Yahya Kemal Beyatli´nin Sessiz gemi'' siirinde benzeyen gemi, benzetilen ruhtur ve söylenmemistir
Gözlerimiz bulutlandi arabaya binince'' dizesinde gözyasi buluta benzetilerek istiare yapilmistir.

Alegori
Resim ve heykelde terazi adalet'in, güversin baris'in, eli tirpanli iskelet ölüm'ün simgesidir Edebiyatta da bu yola zaman zaman basvurulmustur.
Alegorinin kelime anlami resimler araciligiyla konusma Bir fikrin resim tablo veya canli bir varlik tarafindan anlatilmasidir Bu anlatim seklinden faydalanan edebiyat eserlerinin basinda Bunyan´in Havacinin Seyahati'' gelir

Alegorinin çesitli sekillerine her edebiyat türünde rastlanir Bazen ahlaki ve manevi varliklari kisilestirmede kullanilir Alegorinin bir eserin bütünüyle mecazlar sistemine dayandigi da olur.
Kutadgu Bilig´de adalet saadet akıl gibi kavramlar sahislarla sembollestirilmistir
Yunus Emre´nin Nasihat´e dair Kitapçik'adli mesnevisinde akil ve ihtiraslar insanlar gibi canlandirilip konusturulmustur

Faruk Nafiz Çamlibel´in At siirinde Kurtulus Savasi anlatilmistir Kurtulus Savaşı tutsaklik, düsman gibi benzeyenler yerine sadece at, saha kalkma, gem, halka, zincir, seyis gibi kendisine benzetilenler kullanilmistir.
Tevfik Fikret´in Ikinci Abdülhamit dönemini alegori yoluyla anlatan Devenin Basi siirinde de devenin basi padisah karga herseyi alin yazisina baglayan din adamlari'', hörgüç devletin ileri gelenleri gövde ulus kuyruk dalkavuklar'olarak tanimlanmistir.

Mecaz-i Mürsel
Bir sözün benzetme amaci gütmeden baska bir agiz yerine kullanilmasi. Mecaz-i Mürsel Metenomi olarak da bilinir Edebiyatta bir sözcügü, benzetme amaci gütmeden, baska bir sözcük yerine kullanma sanatidir Günlük yasamda yayginlikla kullanilan mecaz-i mürsel, iki nesne ve kavram arasinda çok çesitli ilgiler kurulmasiyla gerçeklesir.
Burada parçanin yerine bütünün, neden yerine sonucun özel yerine genelin sözü edilir, ya da bunlarin tersi yapilir Örnegin Gurbet çeken gönüller kusatmis bir ocagi'' dizesinde, bir ocagin çevresinde gurbet acisi çeken bir grup insan oldugu anlatilmistir Insanlar sözcügü yerine gönüller sözcügü kullanilmistir. Yani bütünün yerine parça anilarak mecazi mürsel yapilmistir.

Neden yerine sonucun (Bereket yagdi) içindeki yerine kabin (sobayi yaktik) özel yerine genelin (at yerine hayvan) soyut kavram yerine somut adin (gözüme girdi), eser yerine yazar adinin (Shakespeare okuyorum) kullanildigi çesitli türleri vardir
Genellemenin yerine somut ve canli imgeleri geçirdigi için, mecaz-i mürsel siirde yayginlikla kullanilan bir tekniktir. Ayrica gazetecilikte, özellikle de haber basliklarinda sik sik kullanilir. Sözgelimi ABD Baskani yerine Beyaz Saray veya Türk hükümeti yerine Ankara gazete basliklarinda sik sik gördügümüz mecaz-i mürsellerdir.

Haşiv
Esanlamli kelimelere ve anlami açiklamaya yaramayan fazla sözlerin ve birbirinin ayni olan fikirlerin tekrarlanmasi. Anlami bozmayan fazla sözler. Hasiv anlam bakimindan yarari olmamakla birlikte ifadenin akiciligini önlemez. Bazi durumlarda sözün anlamini tamamlar ve cümleyi süsler. Bazi durumlarda ise anlatilmak istenen sözün güzelligini bozar.

Fikir Mecazlarinin Türlerine Gelince Kısaca Şöyle Başliklanabilir

Tesbih
Benzetmeye dayanan mecaz türü. Sözü daha etkili kilmak amaciyla ortak nitelikleri bulunan nesne ya da kavramlar arasinda benzerlik kurma sanatidir. Kiyaslama denilebilir. Iki varlik arasinda benzetme yoluyla baglanti kurulur. Bir nesneden sözederken, baska bir nesneye ait bazi özellikleri yükleyerek anlami kuvvetlendirmek için kullanilir. Örnegin ``Türk askeri aslandir'' gibi. Bu cümlede Türk askerine aslanin yigitligi yüklenmistir. ``Türk askeri yigitlikte aslan gibidir anlamini tasir.'' Bir baska örnek; ``Bizim gemi marti gibi pek oynak'' dizesinde, gemi martiya benzetilerek tesbih yapilmistir.

Tezad
Birbirine karsit iki nesne, iki kavram, iki varlik arainda iliski kurma sanatidir. Tezadda bir tümce veyabeyitti yalnizca karsit anlamli iki sözcügün kullanilmis olmasi yeterli degildir. Karsit özelliklerin de belirtilmesi gerekir. Cahit Sitki Taranci´nin Neden böyle düsman görünürsünüz. Yillar yili dost bildigim aynalar dizelerinde düsman'' ve dost sözcükleri arasinda tezad vardir.

Telhim
Edebiyatta bilinen bir olay kisi fikra atasözü ve benzerini dolayli bir biçimde anlatma sanati Ima ederek anlatmak Örnegin Kendi yasini telmih ederek hissettirdi Telmihin basarili olmasi için okuyucunun dolayli anlatima konu olan düsünceyi kolaylikla anlayabilmesi gerekir. Divan edebiyatinda özellikle dinsel öyküler, Kuran ayetleri, mesnevi kahramanlari telmih konusu olmustur.
Yunus Emre´nin Gökyüzünde Isa ile Turdagi´nda Musa ile Elimdeki asa ile Çagirayim Mevlam seni dizelerinde Isa´nin göge çekilmesine Musa´nin Tur Dagi´nda Tanri ile konusmasina ve asasi ile gösterdigi mucizelere telmih vardir.

Mübalaga
Bir düsünceyi asiriliga vardirarak anlatma sanatidir. Sözün etkisini artirmak için yapilan, oldugundan farkli gösterme sekli. Bu sanatin en asiri örneklerini verenler arasinda Iran siirinde Firdevsi, Türk siirinde ise Nef´i anilabilir.
Mübalaga, özellikle eski edebiyatta kullanilan bir sanatti. Mübalaganin mantik ölçülerini asmamasi gerekli sayilirdi. Eski edebiyatta akla yakin mübalagalara teblig akla yakin gibi görünen fakat yadirganan mübalagalara igrak kesinlikle akil disi kalan mübalagalara gulüv adi verilirdi.
Divan siirlerinde, daha çok medhiyelerde kullanilirdi. Aranan baslica özellik nükteli ve zarif olmasiydi. Sairin düs gücünü göstermesi açisindan mübalaga sanatina çok büyük önem verilirdi.

Teşhiş ü ıntak
Edebiyatta cansiz varliklari ya da hayvanlari insan kimliginde davrandirma, canlandirma, konusturma, onlara duygu ve hareket gibi nitelikler kazandirma sanatidir Bir baska ifadeyle kisilestirme sanatidir Bir tasi bir çiçegi dile getirmek, onun agzindan sözler söylemek için teshis kullanilir.

Bazen bu sanat teshis ve intak olarak ikiye bölünür Teshis cansizlari canlandirma intak ise cansizlari konusturma sanatidir
İntak sanati, Tanzimat´tan sonra Bati etkisindeki Türk edebiyatinda yaygin uygulama alani bulmustur Sinasi´nin Esek ile Tilki Karakus Yavrusu ile Sivrisinek gibi siirleri bu çerçevede yazilmistir
Gül hasretinle yollara tutsun kulagini Nergis gibi kiyamete dek çeksin intizar (yolunu gözleme) Bu dizelerde gül insan gibi özlem duymakta yoldan gelecek sesleri dinlemekte nergis sevgilinin yolunu gözlemektedir.