Doğubayazıt Tarihi Bilgileri

Beyazıt uzun süre Urartuların egemenliğinde kaldı. M.ö. 680 yılında Saka Türkleri buraya yerleşti.625 yılında Hazar Türkleri tarafından zapt edilen Doğubeyazıt, M.ö. 250 yıllarında Pers krallığı ile Romalılar arasında birkaç defa el değiştirdi.

Sultan Alparslan ilk batı seferi sırasında Beyazıt ı Bizanslılardan alarak Selçuklulara bağlı Anı şeddadları Beyliği ne verdi. 1231 yılında Doğu Anadolu ile birlikte Timur istilasına uğradı. Bölge 1239 da Cengizliler in kontrolüne girdi, 1358 te Celayirlilere geçti. ilhanlılar ve Celayırlılar uzun süre buraları otlak ve yayla olarak kullandı.

Celayırlı şehzade Beyazid Han 1374 te Aras boyuna saldıran Karakoyunlu hükümdarı Bayram Hoca (1366-1380) ordusuna karşı, şimdiki Beyazıt kalesi yerinde yeni bir kale yaptırdığından, o tarihten sonra buraya Bayezid Kalesi denildi. ilçe adının şehzade Bayezid den geldiği sanılmaktadır.

Beyazıt belli süreler içinde Ersinoğulları, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Safeviler egemenliğinde kaldı. Yavuz Sultan Selim çaldıran a, Kanuni Sultan Süleyman Tebriz e IV. Murat iran a giderken Beyazıt tan geçmiştir.

III. Murat döneminde tutulan Mufassal Tahrir Defterinde Beyazıt Sancağında çoğu köylerin ıssız olduğu belirtilmektedir. Tahrir defterinde sancağın
1.Bayezid
2.Diyadin
3.Eleşgirt
4.şelve (Tutak ile Hamur ilçeleri bölgesi)
olarak 4 kazaya ayrıldığı kayıtlıdır.

Nadir şah ın 1744 te Kars a saldırışı sırasında soyu kesildiği anlaşılan Beyazıt ocaklığı kaldırılmış, yerine istanbul dan atanan sancakbeyleri gelmiştir. Bunların en ünlüsü Atabekli ishak Paşa 1776-1798 yılları arasında Beyazıt ta sancak beyliği yapmıştır.

ishak Paşa şehrin doğusundaki bir tepeyi yontma taşla çevirterek, içerisinde ishak Paşa Camii, saray, hamamı, Külliye medresesi ve diğer bölümleri gibi Anadolu nun son büyük şaheserini Ahıskalı mimarlara yaptırmıştır. Aras vadisine göre Beyazıt ın kışları soğuk, yazları serin olduğundan, Revan ın sıtmalıları şifa bulmak amacıyla buraya gelirlerdi.

Beyazıt birçok kavmin akınına ugramıştır. XV.-XVIII. Yüzyıllarda iranlılar, 1828, 1854, 1856, 1877-1878 ve 1914-1918 de Ruslar işgal etmiştir.Ruslar ilk olarak 1828 de burayı işgel ederek, 1830 ilkbaharında çekildiler. Ruslar 1854 te ikinci kez burayı işgal ettiler. 1856 Paris Antlaşmasına göre geri çekildiler. 1877-1878 Osmanlı Rus Harbinde 15 ekim 1877 de Alacadağ bozgunu Üzerine Türk ordusu Erzurum u korumak Üzere orada toplanınca, aynı ayın sonunda Ruslar Doğubeyazıt ı ele geçirdiler. 30 mart 1878 Yeşilköy Antlaşması ile Beyazıt Rusya ya bırakılmışsa da, Berlin Antlaşması ( 13 Temmuz 1878) ile Türkiye ye geri verilmiştir.

1887 tarihli Erzurum Salnamesinde Beyazıt Sancağı;
1.Merkez (Beyazid)
2.Antap (şimdiki Tutak ki Patnos da bucak halinde buraya bağlı),
3.Karakilise (Karaköse)
4.Diyadin
5.Eleşgirt
ilçelerine ayrılmış ayrılmış gösteriliyor. Bu durum birinci dünya savaşına kadar devam etmiştir

Beyazıt I. Dünya Harbinde Rus işgaline uğradı. 1 Kasım 1914 te Ruslar Beyazıt ı ele geçirdiler. Halkın bir kısmı Van ve Erzurum a doğru kaçmış, kalanlar perişan olmuştur. Beyazıt ile köyleri Rus Askerleri ve Ermeniler tarafından yakılıp yıkılmıştır. işgal sırasında Ruslar, kaçarken de Ermeni çeteleri Beyazıt halkını vahşice katletmiştir. 14 Nisan 1918 de şehir Rus ve Ermenilerin elinden kurtarılmıştır.

Ermeniler çekilince, Van dan gelen Alay Komutanı Miralay Hüseyin Hüsnü efendi, Beyazıt ı teslim aldı. Mutasarrıflığa Kethüdaoğlu Abdulvahap Efendi tayin edildi. Daha sonra istanbul dan gönderilen Adil Giray mutasarrıf oldu. Cumhuriyetin ilanından sonra mutasarrıflıklar valiliğe dönüştürüldüğünden, Mutasarrıf Kamil Bey, ilk vali olarak tayin edildi. Iğdır ve Tuzluca Beyazıt a bağlandı.

1927 yılında Bakanlar kurulu kararı ile vilayet merkezi Karaköse ye alınınca, Vali Ziya Tekeli Karaköse ye, Karaköse Kaymakamı Yusuf Ziya Bey de Beyazıt a atandı. 1934 yılında Iğdır ve Tuzluca buradan alınarak Kars a bağlandı. Aynı yıl ilçenin adı Doğubeyazıt olarak değiştirildi.

Kuruluşu tarih öncesi devirlere kadar uzanan Doğubayazıt zengin ve farklı bir tarihe sahiptir.

Ağrı ve çevresi, kalabalık kitleleri Orta Asya ve İran’dan batıya ulaştıran boğazlardan en önemlisi olması nedeniyle ilk çağlardan beri yerleşim merkezi olmuş, fakat stratejik bakımdan önemli geçit olması nedeniyle sık sık kültür tahribatı yaşamasına ve nesil değişimine neden olmuştur.

Ağrı ilinin bulunduğu topraklar, M,Ö. XV. Yüzyılda Hurr-i Mitanni Krallığı’nın Kuzeydoğu ucunu teşkil etmiştir. Ancak bölgenin bilinen tarihi, Urartularla başlamaktadır.

M.Ö. 900-600 yılları arasında Doğubayazıt’ta krallık kurmuş olan Urartular, Sümer kültürünü ve yazısını bu bölgeye taşımıştır. Kalenin saraya bakan tarafındaki kaya kitabeleri, bu bölgeye ait bilinen en eski tarihi belgelerdir. Aynı yerde yer alan tanrılara adanmış bir kurban sahnesi ve kaya mezarlığı bu bölgenin tarihi ve kültürü hakkında bilgi veren önemli kaynaklardır.

Başkenti Tuşpa (Van) olan Urartular, Asuriler’in M.Ö. 734’teki saldırılarıyla, Aladağ ve Tendürek sınırlarına çekilmiştir. M.Ö. 585 yılında ise Med’ler tarafından Urartular’ın hakimiyetine son verilmiştir.

Doğubayazıt Urartular’ın yıkılışından sonra, İran’daki Part Krallığı ile Romalılar arasında birkaç defa el değiştirmiştir. Bu topraklar Romanın ikiye ayrılmasıyla, Doğu Roma (Bizans)’ın egemenliği altındaki bölgesel krallıkların hakimiyetine girmiştir. Daha sonra Aras kıyılarına gelen Hazar Türkleri tarafından işgal edilmiş ve Arapların eline geçmiştir.

Bölgede bulunan küçük krallıklar Selçukluların XI. Yüzyıldan itibaren giderek artan akınları sonucu, önemli derecede zarar görmüş Alpaslan’ın ilk batı seferi sırasında Kars, Ani ve Ağrı etrafındaki bölgeler ve bugünkü Doğubayazıt şehri, 1064 yılında Selçuklu İmparatorluğuna katılmıştır. Daha sonraki yıllarda Selçuklular Anadolu’ya ilerleyerek İznik’i fethederek neredeyse bütün Anadolu’yu ellerine geçirmişlerdir. 1207’de Doğubayazıt çevresi Ahlatlı Sökmenliler’in elinden, Ani Atabekleri eline geçmiş, 1239’da da Çingizliler eline geçen bu yöre 1243 Kösedağ Savaşı’nda Moğollar’ın Selçukluları yenmeleri ile el değiştirmiştir. İlhanlılar döneminde ise Ağrı Dağı’nın etekleri, İlhanlıların yaylağı durumuna gelmiştir.

Ağrı ve çevresi, Azerbaycan ve Irak, 1358 yılında İlhanlılardan Celayirlilerin eline geçmiş, Celayirli Sultan Ahmet, Ağrı ve Doğubayazıt çevresini kardeşi Bayazıt’a vermiştir. 1374’te Ahlat-Van bölgesinde, Aras boyuna saldıran Bayram Hoca ordusuna karşı, o dönemde yukarı Aras bölgesinin hakimi olarak Ani’de oturan Celayirli Şehzade Bayazıt Han, yıkılmış olan eski kale (Daryunk Hisarı) yerine Bayazıt Kalesi olarak anılan yeni bir kale yaptırmıştır.

1382 yılında Karakoyunluların idaresine geçen Doğubayazıt, 1386’da Timur’un saldırısına uğramış, 1406’da yeniden Karakoyunluların hakimiyetine geçmiş, 1469-1502 yılları arasında Akkoyunlulara bağlanmıştır.

Karakoyunlular ve Akkoyunlular tarafından sürekli el değiştirerek işgal altında kalan Doğubayazıt’da Akkoyunlular tarafından iki kale işgal edilmiştir. Bu bölgeye gelen Evliya Çelebi bu kalelerden şu şekilde söz eder: “Ziyaüddin Kalesi, Azerbaycan hükümdarı Ziyaüddin yapısı olup, Azerbaycan tarafından, yalçın kayalar üzerinde yüksek, dört köşe renkli bir kaledir… Şuşik Kalesi, Sultan Hasan oğlu Ziyaüddin yapısı olup yalçın bir kayanın tepesinde dört köşe renkli bir kaledir…”. Fakat her iki kalede günümüze ulaşamamıştır.

1502 yılında Şarur savaşında Akkoyunluları yenen Safaviler, burayı da alıp 76 yıl yönetmişlerdir. Ağrı dolaylarının Osmanlı hakimiyetine girişi 1514 yılında Safavilerin yenilmesi ile Yavuz Sultan Selim2in Çaldıran seferi sırasında olmuştur. Doğubayazıt halkı Yavuz Sultan Selim’e, 1514’te Karapınar yakınındaki Karaköy kasabasında Doğubayazıt kalesinin anahtarını teslim etmişlerdir.

29 Mayıs 1555 yılında yapılan barış antlaşmasıyla; 1555 yılına kadar süren Osmanlılarla Safaviler arasındaki savaş sona ermiştir.

Doğubayazıt 1578 yılında Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa tarafından alınarak, Van eyaletine bağlı sancak merkezi olmuştur.

IV. Murat; Osmanlı ordusuyla durmak bilmeyen İran sınır baskınlarını ve akınlarını ortadan kaldırmak için 1635 yılında, Doğu Anadolu’dan Safavilere karşı büyük bir hareket başlatmış, Erivan, Tebriz ve Bağdat’ı almış, bunun üzerine 1639’da Osmanlı Safaviler arasında Kasr-i Şirin anlaşması imzalanmıştır.

Bayazıt sancağı Osmanlı idaresine geçişinden, ilk Rus saldırılarının başladığı 1828 yılına kadar sorunsuz bir dönem geçirmiş, ancak giderek gerginleşen Osmanlı- Rus ilişkilerinin savaşa dönüştüğü , 1828 Osmanlı Rus savaşında Ruslar Doğu Anadolu’yu, Kars, Ahıska, Ardahan, Doğubayazıt ve dokuz Türk kalesini ele geçirmişlerdir. Savaş, Edirne Barış Antlaşması ile sonuçlanmış, Rus askerleri, Osmanlılara bırakılan Doğubayazıt’tan çekilirken saraya ve şehre büyük zarar vermişlerdir.
Ruslar tarafından 1854 yılında ikinci kez işgal edilen Doğubayazıt 1856 yılında Paris anlaşmasıyla işgal edilen diğer şehirlerle birlikte geri alınmıştır.
1877-1878 Türk-Rus Savaşında üçüncü kez Rus işgaline uğrayan Doğubayazıt, Berlin anlaşmasıyla yeniden Osmanlılara iade edilmiştir.
I. Dünya Savaşında da 1914’ten 1918 Nisan’ına kadar Rus işgalinde bulunan Doğubayazıt’tan bu tarihte çekilen Rus ordularının yerine yerleşen Ermeniler, 5-6 ay kadar burada kalmış, daha sonra Kazım Karabekir Paşanın kuvvetleri ile son Ermeni grubu da Sarıkamış yönünden çıkarılmıştır. Böylece Ermeni işgalinden kurtulan Doğubayazıt tekrar Türkiye topraklarına katılmıştır.

Bayazıt kasabası, 1514’te Osmanlıların eline geçtikten sonra, Van hudut Muhafızlığına bağlı, Bayazıt muhafızı adı verilen Derebeylerce bir süre idare edilmiş daha sonra sancak olarak Erzurum Vilayetine bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşının sonuna kadar sancak halinde idare edilmiş olan kente ancak Cumhuriyetin ilanında yapılan idari değişiklikler sırasında, sancaklar il merkezi olunca burası da vilayet olmuştur. 1927 yılında da il merkezi Karaköse’ye nakledilince Doğubayazıt yeniden il merkezi haline getirilmiştir.

Doğubayazıt’ta 1876 yılında Belediye teşkilatı, Bayazıt Sancağı Belediyesi adıyla kurulmuş olup, şehrin ikinci imar planı 1980 yılında uygulanmaya başlanmıştır.
Bayazıt’tan bahseden bir çok Türk ve yabancı kaynaklarda isim benzerliğine adlanılarak bu bölgeye hiç gelmemiş olan Yıldırım Bayazıt, şehrin müessirsi kabul edilmekte ancak Bayazıt adı XIV. Yüzyılda çevreye hakim olan Celayirlilerden Sultan Ahmet’in kardeşi Şehzade Bayazıt’la bağlantılıdır.
Tarihte Taryun, Daryunk, Daruns, Ggohavit, Gokova ve Bayazıt gibi değişik isimler altında anılan eski yerleşim yeri şimdi tamamıyla terk edilmiştir. Sarıova denilen yere yeniden kurulan şehir, bugün Doğubayazıt adını taşımaktadır.