Difteri

Difteri Nedir

Difteri, halk arasında kuşpalazı hastalığı olarak da bilinmektedir. Hastalığa neden olan bakterinin adı Corynebacterium diphteria'dır. Korynee Yunanca'da çomak, diphtheria kösele demektir. Boğazda oluşturduğu membranın(yalancı zar) sertliği köseleye benzetilerek, bu isim verilmiştir. Hastalık çocuklarda daha sık görülmekte, yaş ilerledikçe daha seyrek rastlanmaktadır.

Hipokrat'ın yazılarında, boğaz ağrısı, yalancı zar üretimi ve tıkanıklıktan ölüm belirtilmesine rağmen, hastalık 16. yüzyıla kadar tanımlanmamıştır. 1700'lü yıllarda İngiltere'de ilk salgın ortaya çıkmış, daha sonra benzer salgınlar 18. ve 19. yüzyıllarda 25 yıllık aralarla belirtilmiştir.

Pierre Bretonneau, ilk kez 1821 yılında hastalığı tanımlamış, Klebs difteri hastalığı etkeninin yalancı zarlarda bulunduğunu belirtmiştir.

Loeffler 1884 yılında bakteriyi izole etmiş, Roux ve Yersin 1888 yılında difteri toksinini, Emil von Behring ve Kitasato 1890 yılında difteri anti toksinini, Schick 1913 yılında kendi adıyla bilinen deri reaksiyonunu, Ramon 1923 yılında difteri anatoksin aşısını (toksoid) bulmuştur.

1930 ve 1945 yılları arasında, yoğun aşılama programları ile difteri hastalığının görülme sıklığı belirgin şekilde azalmıştır.

Hastalığın asıl yayılma yolu damlacık infeksiyonu şeklinde, hava yoluyladır. Burun akıntısı, deri üzerindeki yaralar, kullanılan eşyalar bulaşmaya neden olabilmektedir. Kapalı, kuru ve sıcak havanın olduğu kalabalık ortamlarda hastalık kolayca yayılmaktadır. Bu nedenle, soğuk kış mevsiminde hastalık daha sık görülmektedir. Belirti vermeden hastalığı taşıyan bireyler, hastalığın sürmesinin en önemli nedenidir. Difteriye neden olan bakteri, %3-5 oranında sağlıklı kişilerin boğazında bulunmaktadır.

Boğaz Difterisi

Hasta veya taşıyıcı kişilerden öksürük damlacıkları ile yayılan bakterilerin, duyarlı kişiler tarafından alınması ile hastalık başlamakta, bakteri üst solunum yoluna yerleşmektedir.

Ortalama 1-5 gün sonra halsizlik, hafif ateş, boğaz ağrısı ve yorgunluk hissi oluşmakta, bir veya her iki bademcikte şişme, üzerinde yalancı zar oluşumu gözlenmektedir.

Başlangıçta yalancı zar parlak ve beyaz renkte olup, daha sonra içerisinde siyah veya yeşil alanların olduğu kirli gri renge dönüşmektedir. Hastalığın şiddeti ile yalancı zarın genişliği birbirine paraleldir. Bademcik bölgesinde sınırlı kalan hastalık, orta şiddettedir. Ancak bazen bu yalancı zar, akciğere kadar uzayabilmektedir.

Boyundaki lenf bezleri şişmekte, boyun dokuları ödemli hale gelmektedir. Ağız fena kokmaktadır. Özellikle nefes borusu içerisini kaplayarak solumada zorluk, tıkanma ve boğulmalara neden olabilmektedir. Şiddetli seyreden hastalıkta, boyundaki şişlik ilerleyerek, boğa boynu görüntüsü oluşmaktadır.

Hastalarda ateş normal veya hafif yüksek olduğu halde, nabız orantısız bir şekilde hızlıdır. Hafif vakalarda 7-10 gün içerisinde yalancı zar dökülmekte, hastalar ek problem olmaksızın iyileşmektedir. Şiddetli seyreden hastalık durumunda ise halsizlik, solukluk, hızlı nabız ve koma gelişmekte, 6-10 gün içerisinde hastalar kaybedilmektedir.

Larinks (Gırtlak) Difterisi

Boğaz difterisinin yayılması ile oluşabildiği gibi, bazen gırtlak bölgesinden de başlayabilmektedir. Ateş yüksekliği, ses kısıklığı, havlama şeklinde öksürük oluşmaktadır. Yalancı zarın hava yolunu tıkaması sonucunda hırıltılı solunum gelişmektedir.

Boğulma sonucunda, ölüm riski bulunmaktadır. Hastalığın seyrinde oluşan diğer organ hasarları, bakterinin salgıladığı toksine bağlı gelişmektedir. Bakteri boğazda kalırken, salgıladığı toksin kan dolaşımına karışmakta ve kanda yayılması ile hastalık belirtileri oluşmaktadır.

En sık etkilenen organ ve sistemler, kalp ve sinir sistemleridir.

Burun Difterisi

Hastalık daha çok küçük yaştaki çocuklarda gözlenmektedir. Ateş düşük derecededir. Sadece burun bölgesine sınırlıdır. Süreğen bir nezle gibi seyretmektedir. Başlangıçta burun akıntısı seröz(berrak) vasıfta iken, daha sonra kanlı veya seröpürülan(katı) hal almaktadır. Burun difterisi hastalığın yayılımı açısından önem taşımaktadır.

Solunum yolu dışı difteriler

Genital bölge difterisi: Difterili çocukların elleri ile genital bölgeye bakteriyi bulaştırmasıyla oluşmaktadır. Yalancı zarların bulunuşu karakteristiktir.

Göz Difterisi: Difteri bakterisi ile kirlenmiş ellerin göze teması sonucu meydana gelir. Gözde ‘yalancı zar' saptanmaktadır. Hastalık ilerlerse körlük gelişebilmektedir.

Yara Difterisi: Çeşitli tipteki yaralara, bakterinin bulaşması sonucu meydana gelmektedir. Deri hastalıkları ile klinik olarak ayrılmaları, güç olabilmektedir.

Her türlü difteri infeksiyonunda, ikincil olarak diğer bakterilerin eklenmesi sonucu, belirtiler şiddetlenebilmektedir.

Difteri Sırasında Etkilenen Organ veya Sistemler;

Bakterinin salgıladığı toksinin etkisi ile hastaların üçte ikisinde kalp kası tutulabilmektedir. Kardiyak etkilenme hastalığın başlangıcından 1-2 hafta sonra ortaya çıkmakta, ilerleyici nefes darlığı, halsizlik, kalp seslerinde azalma ve kalp ritminde bozulma oluşmaktadır. Kalp tutulumu ileri derecede olan hastalarda ölüm oranı, %60-90'lara ulaşmaktadır.

Hastalık ciddi seyirli ise, sinir sistemi dörtte üç oranında etkilenmektedir. Hafif seyirli hastalıkta ise, sinir sistemi tutulumu nadirdir. Hastalığın ilk birkaç gününde yumuşak damakta felç gelişmektedir. Boğazda bulunan kasların felci sonucu yutma güçlüğü, göz kaslarının felci sonucu şaşılık, görme bozuklukları oluşmaktadır. Kollarda, bacaklarda felçler oluşsa da, genellikle bir süre sonra bu felçler iyileşmektedir.

Diğer sinir sistemi ile ilgili belirtiler 10 gün sonra ortaya çıkabileceği gibi, 3 ay sonra da görülebilmektedir.

TEDAVİ

Hastalık, tedavi edilmediği takdirde ölümcül olabilmektedir. Tedavi iki basamaktan oluşur.

Bakterinin öldürülmesi ve salgıladığı toksinin etkisiz hale getirilmesi Toksinin etkisiyle gelişen sonuçların tedavisi Tedaviye, tetkik sonuçları beklenmeden klinik şüphe ile başlanmaktadır. Tedavi tamamlanmasından iki hafta sonra, bakterinin ortadan kaldırılıp kaldırılmadığını anlamak için kültür tekrarı yapılmaktadır. Felç gelişmesi durumunda ise fizik tedavi programı uygulanmaktadır. Hastalık iyileşene kadar hasta, yatak istirahatinde ve hekim gözetiminde tutulmalıdır.

KORUNMA

Aşılama yapılırsa, difterinin kötü sonuçları önlenebilmektedir.

6 hafta ile 7 yaş arası çocuklarda aşı şeması: 4-8 hafta aralıkla üç doz aşı uygulanmakta, dördüncü doz, 6-12 ay sonra verilmektedir.

7 yaş ve daha büyük olanlar için aşı şeması: 4-8 hafta aralıklarla iki doz aşı yapılmakta, üçüncü doz 6-12 ay sonra tekrarlanmaktadır. 10 yılda bir aşı tekrarı önerilmektedir. Dört yaşından önce aşılamayı tamamlayan çocuklara, ilkokula başlarken bir doz aşı yapılmaktadır. Bundan sonra 10 yıl aralarla tekrarlama dozları uygulanmaktadır.

Hasta ile yakın temas edenlerin korunması; Difteri basilinin yayılımını önlemek için, hastalar izole edilmelidir. Tedavi edilmediği takdirde, bulaştırıcı kişiler iyileştikten sonra haftalarca, aylarca bakteriyi yaymaya devam etmektedir. Erken dönemde tedavi, bu riski büyük ölçüde azaltmaktadır.

Difterili hasta ile temas eden kişiler, 7 gün boyunca hastalık belirtileri bakımından izlenmektedir. Boğaz ve burun kültürü yapılmaktadır. Temas eden kişi, önceden aşılanmış, ancak son 5 yıl içerisinde aşılanmamış ise, aşı tekrar yapılmaktadır.

Aşılanmamış veya aşı durumu bilinmeyen kişilerin ise hekime başvurmaları gerekmektedir.

HAZIRLAYAN; Dr. Derya ÖZTÜRK ENGİN, Doç. Dr. Paşa GÖKTAŞ,