Bronkopulmoner Displazi

Erken doğan bebeklerde, gelişimini tamamlayamamış akciğerler nedeniyle bebekler soluk almada problem yaşamaktadır. Bu bebeklerin çoğu ilk günlerde solunum cihazı (ventilatör) yardımıyla nefes alıp verirler, uzun süre oksijen tedavisi almaları gerekebilir. Bu tedaviler sırasında gelişimini tamamlamamış olan prematüre akciğer dokusunda ve hava yollarında zedelenme ve enflamasyon gelişebilir. Bir prematüre bebek 28 günlük olduğunda oksijen tedavine ihtiyaç duyuyorsa bronkopulmoner displazi (BPD) veya kronik akciğer hastalığı tanısı konur. Bu bebekler ek oksijen ve bazen de solunum cihazı yardımına ihtiyaç duymaktadırlar.  

İlk kez 1967 yılında Northway tarafından tanımlanmıştır. Yoğun bakım ünitelerinin gelişmesinden önce uzun süre solunum cihazında kalan veya çok uzun süre yüksek konsantrasyonda oksijen alan daha büyük preterm bebeklerde görülürken, günümüzde çok erken doğan ve çok küçük doğan bebeklerde daha sık görülmektedir.

Bronkopulmoner displazinin gelişmesi bir veya birden çok faktöre bağlı olabilir ve her bebekte aynı nedenlerle gelişmez. Risk faktörleri olarak, akciğerlerin gelişmemişliği, bebeğe yüksek düzeyde ve uzun süre oksijen verilmesi, bebeğin solunum cihazına bağlanması, bebek anne karnında iken bebeğin plasentasının (eşi) veya suyunun enfeksiyonu, bebeğin doğduktan sonra enfeksiyon veya zatüre geçirmesi veya kalıtımsal faktörler gibi nedenler sayılabilir.

Gebeliğin 30. haftasından önce doğan bebeklerin akciğerleri sıklıkla solunumu sağlayacak yeterlilikte gelişmemiştir. Anne karnında devam eden akciğer gelişiminin doğum ile duraklaması sonucunda akciğer dokusundaki hava kesecikleri tam oluşamaz ve sayıca ve kalite olarak yetersiz kalır. Az gelişmiş akciğerler, havadaki oksijeni kan akımına taşıyacak  ya da kandaki karbondioksitin akciğer yüzeyinden havaya geçmesini sağlayacak yeterli düzeyde yüzey alanı ya da  kan damar ağını sağlayamazlar. Doğumdan itibaren solunum sıkıntısı görülen ve tek başlarına soluyamayan bu bebeklerde solunum yetmezliği vardır. Bunun sonucunda bu bebeklerin kanındaki oksijen seviyesi düşer. Düşük oksijenin yaratacağı hasarlardan beyni, kalbi, karaciğeri, ve böbrekleri korumak ve solunumlarına yardımcı olmak için bu bebekler solunum cihazına bağlanırlar ve solunum cihazı ile ek olarak oksijen verilmesi gerekir. Makine havayı bebeğin akciğerlerine verir. Makinenin havayı akciğerlere verirken kullandığı basınç ve havanın miktarı, akciğerlere ve hava yollarına zarar verebilir ve enflamasyona neden olabilir. Bununla birlikte, yüksek düzeydeki oksijen de akciğerleri hasarlandırıp enflamasyona neden olabilir ve çok erken doğan bebeklerde akciğer gelişimini yavaşlatabilir ya da duraklatabilir. Bu nedenle belli bir süre ve yüksek konsantrasyonda oksijene ihtiyaç duyan bebeklerde BPD gelişebilir.

Bebekler hem anne rahminde hemde doğduktan sonra enfeksiyonlara maruz kalabilir. Enfeksiyonlar erken doğmuş bebeklerin az gelişmiş akciğerlerine zarar verebilir ve akciğerlerde yangıya neden olabilir. Akciğer enfeksiyonları ayrıca bebeğin oksijen ve solunum desteği ihtiyacını artırır.

Erken doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi faktörler bebeğin BPD gelişme riskini artırır. Bu sıklık gebelik yaşı ve doğum ağırlığı küçüldükçe artar. Günümüzde BPD'li bebeklerin çoğu  doğumda 1500 gr ya da altındadır. 1000 gr'ın altında doğan bebeklerde ise risk çok yüksektir ve bu bebeklerde solunum cihazına ihtiyaç duymasalar da BPD gelişebilir.

BELİRTİLER

Bronkopulmoner displazi hastalığı olan bebekler solunum çabası içerisindedirler ve diğer solunum problemleri ile birlikte sıkıntı belirtileri gösterirler. Bu işaretler;

Hızlı, yüzeyel soluma, Kaburgalarında ve göğüs duvarında içeri çekilmeler, Öksürük, Her solumada göğüs duvarının ve karnın zıt doğrultularda hareketi, Hışıltı (bebek soluk alıp verirken ıslık tarzında ses), Boyunda, omuzlarda ve vücudun üst kısmında zayıf duruş, Tekrarlayan morarma dönemleri Apne (solunumun durması)   

TANI

Tanı çoğu zaman, solunum problemleri olan bir prematüre bebeğin 28 günden uzun süre ek oksijen desteğine ihtiyaç duyması ile konur. Bir bebeğin BPD olduğunu ancak doğumundan haftalar geçtikten sonra söylenebilir. BPD'li bebeklerin akciğer filmlerinde sıklıkla kabarcıklarla dolu, süngerimsi görüntüler vardır. 

TEDAVİ

Özel bir tedavisi olmayıp genellikle destek tedavisi verilir. Destek tedavisi, bebeğin yeterli oksijen almasını, düzenli beslenmesini, sıcak tutulmasını, enfeksiyonlardan korunmasını veya tedavi edilmesini ve uygun miktarda sıvı ve besin verilmesini içerir. Bu, bebeğin akciğerlerine gelişmesi için zaman kazandırır. BPD'li bebekler genellikle yeni doğanlara özel yoğun bakım ünitelerinde tedavi alırlar.

BPD'nin en önemli tedavi yolu oluşmasının önlenmeye çalışılmasıdır. Önlem çabaları şöyle sıralanabilir:

Erken doğumun önlenmesi: Erken doğum yapma riski yüksek olan kadınlarda düzenli doğum öncesi bakım, erken doğan bebek sayısını azaltacaktır. Erken doğum yapma ihtimali olan anneye steroid tedavisi verilmesi bebeğin akciğerlerinin olgunlaşmasına yardımcı olacaktır.

Dışarıdan sürfaktan verilmesi: Sürfaktan, normalde sağlıklı, gelişmiş akciğerlerin iç yüzeyini kaplayan özellikli bir sıvıdır. Sürfaktan akciğerlerin kolay açılmasını sağlar ve onların tamamıyla kapanmasını engeller. Normal soluyan bir akciğer daha fazla oksijen alır. Zamanında doğan bebeklerde akciğerlerde yeterli surfaktan yapımı vardır. Erken doğan bebeklerde surfaktan yapımı yetersiz olduğundan hayatın ilk günlerinde solunum sıkıntısı yaşarlar. Bunun önlenmesi ve tedavisi için prematüre doğan solunum sıkıntılı bebeklere bebeğin soluk borusuna (bebeğin ağzından ya da burnundan), surfaktan, oksijen verilir. Solunum makinesi (ventilatör) takılması, özel besinler, mamalar ve fizik tedavinin uygulanması gerekebilir.

Günümüzde BPD gelişen çoğu bebek iyileşir. Bu süreç hastanede geçebildiği gibi hastane ortamında uzun süre yatması bebek açısından sakıncalar yaratacağından ilaç ve/veya oksijen tedavisine evde devam edilmek üzere hekim kontrolü ve onayıyla taburcu edilebilirler.

PROGNOZ

Büyüme hızları daha yavaş olabilir. Bu durum sıklıkla yaşamlarının ikinci yılına kadar sürer. Aynı yaştaki normal çocuklara göre genellikle daha küçük kalırlar.

Akciğer dokusunun kendini yenilemesiyle, bronkopulmoner displazi süt çocukluğu döneminde geriler, hastaların çoğunda akciğer fonksiyonlarında düzelme görülür. Çoğu çocuk gibi, 8 yaşına geldiklerinde akciğer gelişimi neredeyse tamamlanmış olur. BPD hastalığı olan bebeklerde hasar gören hava keselerinin görevini üstlenmek üzere yenilerinin gelişmesi çok önemlidir. Uygun bir tedavi ile zaman içinde yeni hava keselerinin gelişmesi sonucu hastalığın ağırlığı giderek azalır. Tedavide amaç akciğerler büyüyene kadar bebeği dengede tutmak, enfeksiyonlardan korumak ve akciğer büyümesine yardımcı olmaktır.

Ciddi vakalarda, uzun dönemde bazı problemlere sahip olabilirler. Bunlar; koordinasyonda ve kas tonusunda zayıflık, yürümede güçlük, egzersiz yapmada zorluk, görme, işitme ve öğrenme problemleridir. Diğer bebeklere oranla, enfeksiyon hastalıklarına daha yatkındırlar.

KORUNMA

Anne-babaların BPD'nin işaretleri, belirtileri ve tedavisi hakkında bilgi sahibi olmaları önemlidir. Bu durumlarda bebeğin doktorunu aranmalıdır. Bu semptomlar huzursuzluk, ateş, burun tıkanıklığı, öksürük, solunum şeklinde değişiklik ve hışıltılı solunum olabilir.

Soğuk algınlığı, grip ve diğer solunum yolu hastalıklarına yol açacak mikroplardan korumak için bebeğin büyük günlük bakım merkezlerinden ya da kalabalıklardan  uzak tutulması gerekir. Solunum yolu enfeksiyonu olan kişilerle teması önlenmelidir.

Bebek, sigara dumanından, tozdan, hava kirliliğinden ve akciğeri rahatsız edecek havada bulunabilecek diğer maddelerden uzak tutulmalıdır.

Bebeğin ve evdeki diğer çocukların tüm çocukluk aşıları zamanında ve eksiksiz yapılmış olmalıdır. Ayrıca bebek 6 aydan büyükse grip aşısının yapılması önerilmektedir. Aile üyelerine ve varsa çocuğun bakıcısına, grip aşısı yapılması uygun olur.

BPD si olan bebeklerin taburcu olduktan sonra solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle tekrar hastaneye yatış oranları yüksektir. Bu hastalara Ekim – mart ayları arasında ayda 1 kez respiratuar sinsisyal virüs (RSV) enfeksiyonunu önleyen palivizumab adlı ilacın yapılması RSV e bağlı tekrar hastaneye yatışlarını azaltmaktadır.

Ayrıca solunum fizyoterapistine ihtiyaç duyulabilir.

HAZIRLAYANLAR; Dr. Esin ALDEMİR,  Dr. Sultan KAVUNCUOĞLU

KAYNAKLAR:
Mac Donald MG,  Mullett MD, Seshia MMK. Avery's  Neonatology  Pathophysiology & management  of  the  Newborn. 6 th ed. Lippincott Williams&Wilkins comp. O. Neyzi, T. Ertuğrul. Pediatri. Türkan Dağoğlu. Neonatoloji, 2000. Nobel Tıp Kitabevleri.