Beyin Tümörü

Kafa boşluğunda beynin çeşitli bölümlerinde gelişen urlara beyin tümörleri denir. Kafa içinde basınç artmasına ve beyin ödemine bağlı olarak baş ağrıları, baş dönmesi kusma, sara nöbetleri, kol ve bacaklarda güçsüzlük ya da felç gibi genel belirtilerle kendini belli eder.

Beyin tümörleri kafatası içerisinde büyüyerek beyin üzerine baskı yaparlar. Bulundukları bölgeye ve baskı altında tuttukları beyin alanına göre belirtiler verirler. Ancak kafa içinde yer kaplayan bütün vakalarda olduğu gibi öncelikle kafa içi basıncın artmasına bağlı belirtileri gösterirler.

Tümörün tuttuğu beyin merkezlerine göre, parietal (yan) bölgedekiler konuşma bozuklukları, oksipital (ense) ve temporal (şakak) bölgedeki tümörler görme bozuklukları, koku, işitme ve görme halüsinasyonları, ufak veya büyük görme gibi belirtiler meydana getirirler. Beynin frontal (alın) lobunda oluşan tümörlerde ise ruhsal bozuklukların ve kişilik değişikliklerinin görülmesi karakteristiktir.

Bütün bu beyin tümörlerinin ortak belirtileri kafa içi basıncının artmasına bağlı olarak baş ağrısı şeklinde başlar. Birden başlayan ağrı bazen birkaç dakika, bazen 1-2 saat sürüp geçer. Öksürük, ıkıntı, bağırma, baş hareketleri gibi nedenlerle başlayan ağrılarda vardır. Bulantısız kusmalar, nabız yavaşlaması, görme bozuklukları, ruhsal değişmeler bulunabilir.

Beyin tümörlerinin tedavisi çoğunlukla cerrahidir. Ancak bazı durumlarda cerrahi uygulamak mümkün olmayabilir. Şayet tümör beynin çok hassas olan bazı hayati bölgelerine yerleşmişse bu bölgelere dokunmak hayati tehlike yarattığından tümör yerinde bırakılabilir. Tesadüfen tespit edilmiş ve hastada bir olumsuzluğa neden olmayan bazı iyi huylu tümörler de cerrahın kararıyla ameliyat edilmeden takip edilebilir.

Vücudun diğer bölümlerinde oluşan tümörler beyine yayılabilir. Buna metastaz denilmektedir. Örneğin akciğer, meme, deri, bağırsak ve böbrek gibi başka organlarda meydana gelen kötü huylu tümörlerin metastazları beyinde yerleşebilir. Beyinde birkaç tane odak halinde yayılma varsa cerrahi uygulanmayabilir.  Bu durumda hasta kemoterapi ve ışın tedavisine alınır.

Sinir sisteminden kaynaklanan tümörler oluşum yerlerine(beyin zarı, beyin dokusu, omurilik) ve gösterdikleri seyre göre (iyi huylu ya da kötü huylu) çeşitli gruplara ayrılırlar. Tümörün iyi ya da kötü huylu olduğu, tümörden alınan bir parçanın uzman bir patolog tarafından laboratuarda değerlendirilmesiyle belirlenir. Tümörün yerleştiği bölgeye ve iyi ya da kötü huylu olmasına göre farklı tedaviler uygulanmaktadır.

BEYİN VE MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN KÖTÜ HUYLU TÜMÖRLERİ

Kötü huylu beyin tümörleri ile anlatılmak istenen çabuk büyüyen, çevre dokuyu iterek değil içine işleyerek (invazyon) büyüyen, çabuk tekrar eden (nüks) tümörlerdir. Kötü huylu beyin tümörlerinin ortak özelliği çok hızlı üremeleridir. Çamur kıvamındadırlar. Yayılarak büyürler. Bu nedenle ameliyatla çoğunlukla tamamen alınamazlar. Ameliyat sonrası belli bir zaman süresi içinde tekrar büyüyerek beyine baskı yapmaya devam ederler. Kötü huylu tümörleri de üreme hızlarına göre sınıflara ayırmak mümkündür. Ameliyattan sonra 5-6 yıl yaşama şansı veren tümörler olduğu gibi 5-6 ayda yenilenerek hastanın kötüleşmesine neden olan tümörlerde vardır.

Kötü huylu tümörler ya beyin hücresi kaynaklı ya da başka dokudan sıçrayan(metastaz) hücrelerin oluşturduğu tümörlerdir. Beyin (glial) orijinli tümörlerin evrelendirmesi dört grupta yapılır. Evre I ve Evre II "düşük evreli" olarak adlandırılırken, Evre III (anaplastik astrositom) ve Evre IV (glioblastoma multiforme) ise "yüksek evreli" kabul edilir. Bu gruptaki bazı diğer tümörler; ependimom, medulloblastom, oligodendrogliomdur.

Glioblastoma multiforme (GBM) adlı tümör beyin tümörlerinin en kötü huylusudur. Beyin tümörlerinin en saldırgan (invazif) türüdür. Tüm beyin dokusu tümörü vakalarının % 52'si ve tüm kafa içi tümörlerin% 20'sini oluştururlar. GBM Avrupa ve Kuzey Amerika verilerine göre 100.000 kişi başına yalnızca 2-3 kişide görülür.

Glioblastoma tedavisi mümkün olduğunca tümörün cerrahi olarak rezeksiyonu (çıkartılması), aynı anda veya ardışık kemo-radyoterapidir.  (ameliyat sonrası ışın ve ilaç tedavisi) Bu tip tümörlerde; tümörün teorik olarak tamamının çıkartılması mümkün değildir, zira patolojik incelemede beynin karşı tarafında bile tümöre rastlanan vakalar vardır. Çok kötü prognoza(gidişat) sahiptir.

Metastatik (başka yerden şıçrayan) beyin tümörleri: Vücudun başka yerindeki bir tümörün beyne yayılması sonucu gelen tümörlerdir. En fazla akciğer, meme, kalın bağırsak, mide, cilt ya da prostattan kaynaklanırlar. Ancak bazen köken aldığı organ saptanamayabilir. Onkoloji kliniklerinde tanı konup, tedavi amacıyla yatırılmış hastaların %20-40'ında beyin metastazları görülmektedir. Bu oran tüm beyin tümörlerinin %10'unu oluşturur. Olanak varsa önce lokal anestezi ile (hasta uyutulmadan yalnızca ameliyat bölgesi uyuşturularak) yapılabilen stereotaksik cerrahi (beyin dokusuna açık cerrahi yapılmadan bir iğne ile dışarıdan yapılan girişimler) ile biyopsi alınarak kesin tanı konması tedavi seçimini kolaylaştırır.

BEYİN VE MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN İYİ HUYLU TÜMÖRLERİ

Merkezi sinir sisteminin iyi huylu tümörleri uygun tedavi koşulları altında hastanın söz konusu hastalıktan tamamen kurtulabilinmesine olanak veren tümörlerdir. Merkezi sinir sistemimiz beyin, beyincik ve omuriliğimizi içerir. Ancak söz konusu organlar sınırlı bir hacimde yoğun fonksiyon yüklü bir sistemin parçalarıdır. Ayrıca kendini yenileme kapasiteleri oldukça düşüktür. Bunların dışında iskelet sistemi tarafından sıkı bir biçimde kaplanmışlardır. Bu özellikleri merkezi sinir sistemimize, var olan iyi huylu hastalıklarda da son derece dikkatli yaklaşılması gerektiğini göstermektedir.

Kafa içinde oluşan yer kaplayan oluşumlar kapalı bir sistemin içerisinde olduğundan bir süre sonra kafa içi basınç artışına yol açarlar. Bu gelişimin ilk göstergesi başağrısı, bulantı ve kusmadır. Ama bu yakınmalar çok genel yakınmalardır. Ortaya çıktığında “Kesinlikle beyinle ilgilidir” diyemeyiz.

Omuriliğin tümörleri de kol bacaklarda güçsüzlüğe yol açabilirler. Bu yakınmaların herhangi birinin ortaya çıkması halinde doktora başvurmak en doğru hareket olacaktır.

Merkezi sinir sisteminin iyi huylu tümörlerini genel hatlarıyla sıralarsak: 

Kranyal ve spinal sinirlerin nöromaları: Nöromalar sinir kılıfı tümörleridir. Temel olarak iyi huylu kabul edilirler. En sık görülenler işitme siniri (akustik), omurilikte (spinal) yerleşen ve yüzün duyu siniri (trigeminal) nöromalardır.

İşitme siniri (Akustik) nöroması: En çok işitme kaybı, kulak çınlaması, dengesizlik ve başağrısı ile kendisini gösterir.

Trigeminal nöroma: Şiddetli yüz ağrısı ile kendisini gösterir.

Spinal nöroma: Omurilikte yerleşen nöromalardır. Ait olduğu sinire karşılık gelen bölgede (en çok bacaklarda)  uyuşukluk, ağrı ve güçsüzlük yapabilir. Bu gurup tümörlerde cerrahi tedavi sonrası tam şifa sağlanabilir.

Hipofiz adenomları: Hipofiz bezi beyinde yerleşmiş yaklaşık 1 cm büyüklüğünde bir organdır. Beyinle çok yakın bağlantılıdır. Yüksek teknolojili binalarda nasıl ısıtma, soğutma, güvenlik vb fonksiyonların toplandığı bir merkez varsa; Hipofiz bezi de böyle bir eşgüdüm merkezinin çok daha karmaşığıdır. Kadınlık ve erkeklik cinsiyet fonksiyonları, hamilelik sürecinin düzenlenmesi, doğumdan sonra memelerden sütün gelmesi, bebeklikten çocukluğa ve yetişkinliğe geçiş süreci, organların büyümesi ve olgunlaşması, kan basıncı, kalp atımının düzenlenmesi ve daha birçok fonksiyonun düzenlenmesinde hipofiz bezinin rolü vardır. Hipofiz adenomu olan hastalarda adet düzensizliği, hamile kalamama, ya da sürdürememe, bebek olmadığı halde memelerden süt gelmesi, ellerde ve ayaklarda büyüme, uygunsuz boy uzaması, görme bozuklukları olabilir. Beyin cerrahları ile endokrinologların eşgüdümlü çalışması ile tedavisi mümkün bir hastalıktır.

Epidermoid ve dermoid tümörler: Gelişimsel iyi huylu tümörlerdendir. Kafa içerisinde ve omurilik kanalında çeşitli bölgelerde yerleşebilirler. Bulundukları yere göre başağrısı, güçsüzlük, nöbet geçirme, dengesizlik gibi yakınmalar yaratabilirler. Cerrahi tedaviyle tümüyle şifa bulunabilen hastalıklardır.

Rathke kesesi kisti: Embriyonal dönemdeki Rathke kesesi denen yapının kalıntılarından kaynaklanan içi sıvı dolu bir yapıdır. Tedavi kesenin yapısı ve klinik bulgulara göre değerlendirilir.

Kolloid kist: Yavaş büyüyen iyi huylu tümörlerdendir. En çok beyin omurilik sıvısının dolaşım yollarında yerleşir ve yolu tıkar. Buna bağlı beyinde bir tür sıvı toplanması olan hidrosefaliye yol açar. Cerrahi tedaviyle kesin şifa sağlanabilir.

Hemangioblastoma: Beyinin iyi huylu tümörlerindendir. En çok yerleştiği bölge beyinciğin de bulunduğu arka çukur denilen bölgedir. En yaygın yakınma baş dönmesi, dengesizlik, baş ağrısıdır. Daha seyrek olarak omurilik bölgesinde de yerleşebilir.  Cerrahi tedaviyle kesin tedavisi mümkündür.

Koroid pleksus papillomları: Koroid pleksus beyin içerisindeki organlardan biridir. Özellikle beyin omurilik sıvısının düzenli olarak salınımından sorumludur. Koroid pleksus papillomu bu organın iyi huylu bir tümörüdür. Aynı zamanda beyin omurilik sıvısının salınımını arttırabilir. Beynin bir tür su toplaması olan hidrosefaliye ve kafa içi basınç artışına neden olabilir. Baş ağrısı temel yakınmalarındandır.

Santral nörositoma:  Beyinin iyi huylu tümörlerinden kabul edilirler. Ancak kötü huylu tipleri de vardır. Genellikle beyinin ventrikül denilen iç boşluklarında yerleşirler. Cerrahi tedavi temel tedavidir.

HAZIRLAYAN; Dr Halil TOPLAMAOĞLU