Beyin Tümörleri

Günümüzde tüm organların tümörlerinde bir artış gözlenmektedir. Beyin dokusunun tümörleri de daha sık görülmekte, tanınmakta ve tedavi edilmektedir. Bu nedenle beyin tümörleri ile ilgili genel bilgiler ve erken tanıda bize yol gösterici olacak bulgular şu şekilde özetlenebilir:

Beyin tümörleri beynin her bölgesinde (örn. Frontal lob-önde bulunan lob, oksipital lob-arkada bulunan lob, serebellum-beyincik vb.) her yaşta ve her cinste görülebilmekle birlikte tümörlerin cinsine ve yerleşimine bağlı olarak farklı yaşlarda erkek ve kadında farklı oranlarda da görülebilmektedir.

BELİRTİLERİ
İlk ortaya çıkışı bazen yıllar, aylar süren baş ağrısı şikyeti sonrası işitme kaybı olabilmekte bazen de ani gelişen şiddetli baş ağrısı, sabah tekrarlayan fışkırır tarzda kusma, havale nöbeti geçirerek bayılma(-epileptik nöbet), kolunda ya da bacağında kuvvet kaybı-şişme ve ağırlaşma hissi, dengesiz yürüme, ayakta duramama ve hızla gelişen bilinç kaybı ve komaya kadar ağır tablo ile acil ünitesine başvurular da görülmektedir. Bunun dışında tümörün beyin dokusuna yaptığı baskı sonucu gelişen Kafa İçi Basınç Artışı (KİBAS) sendromu bulguları görme bulanıklığı ya da kaybı, tansiyon yükselmesi, düzensiz solunum, nabız sayısının azalması-bradikardi görülebilir.

Hipofiz bezinin tümörlerinde ise daha çok hormon düzeylerinde değişiklik olmakta hasta sadece hamile kalamama şikyeti ile ya da ellerde, ayaklarda, çenesinde ve burnunda büyüme sonucu ya da kalpte büyüme ile başvurabilmektedir.

TANI
Doğru ve erken tanı konması günümüzde gelişmiş radyolojik tetkiklerin rutin olarak kullanımına bağlı olarak hızla artmaktadır. En sık kullanılan ve çoğu sağlık kuruluşunda-hastanelerimizde bulunan Bilgisayarlı Beyin Tomografisi acil olarak bile yapılabilen hastaya zarar vermeyen (röntgen ışınları gebelere zarar verebileceğinden kullanılmaz), çabuk (5 dakikalık çekim süresi) ve pahalı olmayan bir tetkiktir. Kemik dokusunu çok iyi gözlemleyen tomografi travmalarda- çarpma ve düşmelerde ilk seçilecek tanı yöntemidir. Tümör taramasında ise damar yoluyla verilen bir ilaç (İntravenöz kontrast madde-iyot içerir)yardımı ile tümör dokusu ve damarlar boyanarak daha net bir görüntü ortaya çıkar. Ancak en kesin ve kapsamlı görüntü veren tetkik beynin Manyetik Rezonans Görüntüleme (kranyal MRG)'dir. MRG görüntüleme Tomografiye göre daha uzun zaman alır (15 dakika-ilaçlı çekimde 30 dakika), daha pahalıdır, hasta silindir şeklindeki bir tüpün içinde mümkün olduğunca hareketsiz durmak zorundadır. Sonuçta tüm beyin dokusu detaylı görülür.

Yeni kullanılan MR_Spektroskopi, Difüzyon ve Perfüzyon MR tetkikleri, Fonksiyonel MR-hareket ve konuşma merkezinin yerleşimini gösterir- artık her türlü beyin tümörünün ayırıcı tanısında ve cerrahinin planlamasında yardımcıdır.

Primer (beyin dokusunun kendi hücrelerinden köken alan) beyin tümörleri, metastatik (farklı organ tümörlerinin yayılımı ile oluşan) tümörlerinden daha fazla görülür.

Tüm organ tümörleri gibi beyin tümörleri de iyi huylu (benign) ve kötü huylu (malign)olarak ayrılır. Bunların köken aldıkları hücrelere göre tipleri ve iyi ya da kötü huylu olanların da Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO-2007) sınıflandırmasına göre alt tipleri ve iyiden kötüye doğru dereceleri belirlenmiştir. Beyin tümörlerinin %20'si 15 yaş altında görülmektedir. En sık görülen malign bir tümör olan glioblastoma multiforme (GBM) Grade IV olup yaşam süresi 8 ay ile 2 yıl arasında değişmektedir. Erkeklerde daha sıktır.

İkinci sıklıkta beynin iç zarını oluşturan araknoidin kep hücrelerinden köken alan meningiomlar görülür. Kadınlarda daha sıktır.

Çocukluk çağı beyin tümörleri ise lösemilerden sonra ikinci sırada görülmektedir. %75'i infratentoryal (tentoryum denen zarın altında ve beyincik çevresindedir).

Yeni doğan ve bebeklerde (0-2 yaş) görülen tümörler ender görülür, doğumsaldır. Erişkinlerde supratentoryal-tentoryumun üstünde- tümörler daha sıktır (%70).

Tümörlerin oluşum nedenleri;
Radyasyon-meningiom, fibrosarkom, gliomlarla ilişkili bulunmuştur. İmmünsupresyon-Lenfomalarla ilşkili bulunmuştur. Virüsler- Epstein-Barr virüsü Burkitt Lenfoma ile ve nazofaringeal karsinom ile ilişkilidir, human papillom virüs ise rahim ağzı-serviks karsinomu ile ilişkilidir. Kemoterapi-Nitrozüre Genetik-Onkogenler: c-myc Burkitt lenfomada, n-myc onkogen 9 nöroblastomda rol oynar. Kromozom 17p'de bulunan tümör supresör genin bulunmaması (P53) ya da mutasyonu gliom oluşumu ile, belli kromozom lokuslarında delesyonlar 1p, 19q oligodendrogliomla,16 ve 22.kromozomlarda kayıp meningiomlarla ilişkili bulunmuştur.

PROGNOZ- HASTALIĞIN SEYRİ
Yaşa Histolojik bulgulara (tümör mikroskop altında bir nöropatolog tarafından histopatoloji, immünohistokimyasal özelliklerine göre kesit alınıp, boyanarak incelenir) Karnofsky skoruna (Hasta tamamen kendine bakabilir durumdaysa 100 puan alır, 70 puanın altı tek başına yardımsız yaşamını sürdüremez durumdadır) Nörolojik defisit (sakatlık): Tümöre bağlı olarak kolu ya da bacağında felç gelişmiştir, göremez, duyamaz, kraniyal sinir felçleri-şaşılık, yüz felci ya da yutkunma güçlüğü vb. olabilir) Tümör rezeksiyon derecesi (tümör makroskopik total-tümörün görünen tamamı çıkartıldıysa hücre tipine bağlı olarak iyi bir seyir beklenir) Tümörlerin incelenmesi

Işık Mikroskobu, elektron mikroskobu, immünohistokimya, in situ mRNA hibridizasyon, foresan in-situ hibridizasyon yöntemleri kullanılır.

İmmünohistokimyasal boyamalar yapılır.

Proliferatif kapasite: Hücrenin çoğalma kapasitesi değerlendirilir.

M(Mitoz fazındaki hücreler mitotik indeksi oluşturur. Akım sitometride DNA boyanır ve çift DNA'lılar sayılır.

TEDAVİ
Tümörün ameliyat ile çıkartılması cerrahinin temel ilgi alanıdır. Cerrahi öncesinde hasta hem anestezi hem de dhiliye ve çocuk hastalarda pediatri doktorları tarafından detaylı muayene ve tetkikler yapılarak ameliyata hazırlanır.

Mevcut diğer hastalıkları ilaçlarla kontrol altına(Hipertansiyon, Diyabet vb.) alınır, ilaç dozları tekrar düzenlenir, genellikle damar yolundan kullanılan iğne türü ilaçlara geçilir. Ameliyat için hastanın kan grubu belirlenerek istenen kan ve kan ürünleri (eritrosit suspansiyonu, plazma vb.) istenilen miktarda hasta yakınları tarafından tedarik edilir ve kan bankasına hasta adına teslim edilir.

Hasta hazır olunca ameliyat gecesi ve sabahı rahatlatıcı (sedatif-hipnotik) ilaçlar verilerek ameliyata alınır. Beyin tümörü ameliyatları hasta genel anestezi altında-hasta tamamen uyuyarak- yapılır. Ameliyat boyunca tüm monitörlerle kalp ve dolaşım, solunum fonksiyonları, sıvı elektrolit ve kan değerleri, arter kan gazları sürekli kontrol altında tutulur.

Cerrahi teknik ve tümörün yerine göre yaklaşım önceden belirlendiği şekilde gerçekleştirilir. Hasta uyandırılır. Ameliyattan sonra bazen yoğun bakım ünitesinde bir süre yakın takibi gerekebilir. Daha uyanık(bilinci açık) ve solunum fonksiyonu tamamen yeterli ise solunum cihazından ayrılarak beyin cerrahi-nöroşirürji servisine çıkartılır. Hemşirelerce yakın bir takibe alınır. İyileşme sonrası taburcu edilir.

Ek tedavi gerekiyorsa Radyasyon Onlolojisi ve Onkoloji Klinikleri ile konsültasyon-danışma yapılarak Radyoterapi(Işın Tedavisi) ve Kemoterapi (Onkolojik İlaç Tedavisi) verilmek üzere ilgili kliniklere yönlendirilir.
HAZIRLAYAN; Prof. Dr. Mustafa BOZBUĞA