Barsak Hastalıkları

BARSAK APSESİ

Çeşitli infeksiyon ajanlarına bağlı(entomoeba, tüberküloz..) gelişebileceği gibi kolitlerle ilişkili olarak da görülebilen acil klinik tablolardan birisidir. Tanısı için; muayene sonrasında kan testleri, ultrasonografi, direk karın grafileri ve tomografi MR gibi görüntüleme yöntemlerinden faydalanılır. Tedavisi öncelikle ilaçlarla yapılır, yanıtsız durumlarda ameliyat gerekebilmektedir.

 

BARSAK PERFORASYONU

Apandisit gibi sık görülen iltihabi süreçler sonrasında, barsak düğümlenmeleri sonrasında, barsak kanserleri, radyasyona bağlı barsak hasarları, delici-kesici alet yaralanmaları nedeniyle görülen barsak delinmesidir. Acil klinik tablodur. Tanıda; muayene ve karın grafisi genellikle yeterlidir. Tedavisi cerrahi müdahaledir.

BARSAK FİSTÜLÜ

İltihabi barsak hastalıkları, barsak abseleri, barsak tümörleri gibi hastalıkların seyri esnasında gelişebilen barsağın bir bölümü ile başka bir bölümü arasında veya barsakla diğer karın içi organlar arasında, ya da barsaktan karın cildi ve anal bölgeye doğru oluşan tünel şeklinde oluşumlardır. Tanıda muayene, ultrason ve tomografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılmaktadır. Tedavide ilaç tedavisi ve gereğinde cerrahi tedavi uygulanmaktadır.

ANÜS-REKTUM ÜLSERİ

Anal bölge ve kalın barsağın son kısmında, iltihabi barsak hastalıklarına ve ilaç kullanımına bağlı oluşan veya nedeni bilinmeyen-dışkılama alışkanlığındaki bozukluklarla da ilişkili olabilen ülserlerdir(soliter rektal ülser).Tanıda muayene ve endoskopik yöntemler kullanılmaktadır. Tedavide iltihabi olayın baskılanmasını sağlayan ilaçlar kullanılmaktadır.

İLTİHABİ BARSAK HASTALIKLARI-KOLİTLER

Ülseratif kolit 2-10/100.000 sıklıkta rastlanan, en çok 15-30 yaş arasında ortaya çıkan, kadın ve erkekte benzer sıklıkta görülen bir iltihabi barsak hastalığıdır. Crohn hastalığına ise 1–6/100.000 sıklıkta rastlanmakta ve kadınlarda daha sık gözlenmektedir. Her iki hastalık, genetik olarak duyarlı birinde bazı ajanlar tarafından tetiklenen iltihabi olayların meydana getirdiği barsak duvarındaki hasar sonucu gelişir. Ülseratif kolit hastalığında kalın barsaklarda hasar gelişirken, Crohn hastalığında ise tüm sindirim kanalı tutulabilmekle birlikte sadece ince barsak, sadece kalın barsak veya her ikisi birlikte tutulabilmektedir. Ülseratif kolitte kanlı-iltihaplı ishal şeklinde dışkılama olur. Özellikle yemek sonrası ishal sıktır. Karın ağrısı, ateş, halsizlik ve kilo kaybı görülebilir. Crohn hastalığında ise belirgin şikâyet karın ağrısıdır. Karnın sağ alt kesiminde hissedilebilen, yemekten sonra veya dışkılamadan önce olan ve dışkılama ile rahatlayan ağrı vardır. Hastalarda ishal vardır. Kilo kaybı, halsizlik gibi şikâyetler görülebilir. Hastalıkların tanısı esas olarak endoskopik olarak barsakların incelenmesi ile konulabilir. Her iki hastalık da uzun süreli takip ve tedavi gerektiren hastalıklardır. Tedavide barsaklardaki iltihabi olayları engelleyen ilaçlar kullanılmaktadır.

Bunların dışında radyasyona bağlı kolit ve antibiyotik kullanımı sonrası oluşan kolit görülebilmektedir. Karın içi tümörlerin radyasyon ile tedavi edilmesi sonucu kalın barsaklar hasar görebilmektedir. Erken dönemde, ilk radyasyon tedavisinden saatler sonra başlayabilen kolitte bulantı-kusma, karın ağrısı ve ishal görülür. Bazen kanlı ishal görülebilir. Hastalık genellikle 2–6 ay içinde düzelebilir. Tedavi destek tedavisi şeklinde olup, radyasyon dozunun azaltılması, ishal kesiciler ve gerektiğinde antibiyotiklerden oluşur. Radyasyona bağlı geç dönemde de (tedaviden birkaç ay veya yıllar sonra) kolit gelişebilir. Hastalıkta yine karın ağrısı, ishal ve bazen makattan kanama görülebilir.

Antibiyotiğe bağlı kolit özellikle bazı penisilin grubu antibiyotiklerin kullanımı sırasında barsakta çoğalan bir bakterinin yol açtığı hastalıktır. Hastalık belirtileri genellikle antibiyotik tedavisi tamamlandıktan 48 saat geçtikten sonra başlar. Bulantı, ateş, halsizlik, ishal-kanlı ishal görülebilir. Tanı için dışkı tetkikleri ve bazen barsağın endoskopik incelemesi gerekmektedir. Tedavide başka grup antibiyotikler kullanılmaktadır.

BARSAK EMİLİM BOZUKLUĞU-ÇÖLYAK HASTALIĞI

Çölyak hastalığı; tahıl ve tahıl ürünlerinde bulunan ‘gluten' adı verilen bir maddeye karşı duyarlılık sonucu gelişen, genellikle ince barsakta gıdaların emiliminde bozukluğa sebep olan bir barsak hastalığıdır. En çok çocukluk çağı ve 30–40 lı yaşlarda ortaya çıkar. Gluten özellikle buğday, arpa, yulaf ve çavdarda bulunan bir maddedir. Hastalıkta bu tür gıdaların yenilmesinden sonra 1–2 saat içinde karın ağrısı, şişkinlik, ishal, halsizlik gibi şikâyetler ortaya çıkar. Pirinç ve mısır unu içeren gıda alımında ise bunlar görülmez. Hastalarda inatçı ishal, halsizlik, kilo kaybı, iştahsızlık, şişkinlik, gaz şikâyetleri görülebilir. Ayrıca vitamin eksikliği, kansızlık, solukluk, halsizlik, ağızda yaralar, adale krampları, ellerde uyuşma, adet görememe, kısırlık, gelişme geriliği, kemik erimesi gibi tablolar görülebilir. Tanı bazı kan testleri ve endoskopik incelemelerle konulmaktadır. Tedavide buğday arpa, yulaf, çavdar ve bunları içeren gıdaların yenmesi yasaklanmaktadır.

KABIZLIK

Normal bir insan her gün 1 kez ya da yedikleri ile alakalı olarak günde 2 kez dışkılayabilir. Bununla birlikte yeme alışkanlığına bağlı olarak haftada 3 kez dışkılama bile normal kabul edilebilir. Genel olarak kabızlığın tarifi en az 3 ay süreyle zamanın %25 inden fazlasında ıkınma, %25 inden fazlasında katı dışkılama, %25 inden fazlasında yetersiz barsak boşalması ile birlikte haftada 2 veya daha az dışkılama şeklinde yapılabilir. Hastaların bir kısmında kabızlığa neden olabilecek bir hastalık yoktur. Bu durum fonksiyonel kabızlıktır. Bu hastalarda barsak hareketleri yavaşlamıştır, dışkılama sayısı seyrekleşmiştir. Bunun dışında hastalıklara bağlı kabızlık görülebilmektedir. Bazı nörolojik hastalıklar, şeker hastalığı, tiroid bezinin tembelliği (diğer bazı hormonlarla ilgili hastalıklar), barsak tümörleri, polipler, bazı ilaçlar kabızlık nedeni olabilir. Ayrıca yetersiz lifli gıda alımı, az yemek, dışkılama ihtiyacını ertelemek, hareketsizlik, gebelik, depresyon kabızlığın diğer nedenleridir. Tanıda hastanın hekim tarafından sorgulanması ve muayenesi kabızlık nedeninin (fonksiyonel kabızlık-hastalığa bağlı kabızlık) ortaya konmasında ilk basamaktır. Gerektiğinde endoskopik imcelemeler yapılmalıdır. Tedavi nedene yönelik olarak değişkenlik göstermektedir.

İSHAL

İshal sulu bir dışkının hızla boşaltılması olarak tanımlanabilir. İshale sebep olan mekanizmalar; barsak içinde aşırı miktarda emilemeyen maddelerin bulunması(çeşitli ilaçlar, mide – barsak ameliyatlarına bağlı gıdaların iyi sindirilememesi, doğumsal barsak enzim eksiklikleri gibi),bakteri ve parazitlere bağlı ishaller, çeşitli hormon bozukluklarına bağlı ishaller, barsakta iltihabi hasar oluşturan hastalıklardır. (bakteriler, parazitler, kolitler...) İshal sınıflaması; 3 haftadan kısa süren (akut) ve daha uzun süren (kronik) ishaller olarak da yapılmaktadır. Akut ishaller genellikle enfeksiyöz (bakterilere, parazitlere bağlı) ishallerdir. Bunlardan parazite bağlı olanlardan ikisi giardiaz ve amipli dizanteridir. Giardiaz kirlenmiş içme sularına bağlı olarak ortaya çıkan bir enfeksiyon olup hastada karın ağrısı ve sulu ishal görülür. Tanıda dışkı tetkikleri ve gerektiğinde endoskopik inceleme kullanılır. Tedavi antibiyotik tedavisi şeklindedir. Amipli dizanteride ise kirlenmiş içme suyu ve gıdalarla barsak içine yerleşen parazit sebebiyle hastalık ortaya çıkar. Hastalarda ateş, karın ağrısı, kanlı-iltihaplı ishal görülür. Tanı dışkı tetkikleri, kan tetkikleri ve gerektiğinde endoskopik inceleme ile konur. Tedavi antibiyotik tedavisi şeklindedir. Kronik ishaller bazı pankreas hastalıklarında, çölyak hastalığında, tiroid bezinin aşırı çalışması halinde, barsak-mide ameliyatları sonrasında, çeşitli hormon salgılayan tümörlerde, iltihabi barsak hastalıkları-kolitlerde görülebilmektedir. Tedavileri sebebe yönelik olarak değişkendir.

HAZIRLAYAN; Dr. Kamil ÖZDİL