Aspergilloz

Yüzlerce tür içeren Aspergillus cinsi mantarların bir kısmı hastalık ile ilişkilidir. Aspergillus fumigatus, A.flavus ve A.niger enfeksiyonların %95'inden fazlasının etkenidir.

Aspergilloz Nedir Aspergilloz, allerji, kolonizasyon veya Aspergillus'un dokulara yayılması ile ilgili hastalıkları tanımlar.

Aspergilloz sık görülmemekle birlikte bağışıklığı baskılanmış hastalarda ağır seyreden yaygın formu çoğu zaman gelişir.

Aspergillus türleri tüm dünyada, hemen hemen her yerde, yaygın olarak bulunurlar. Toprak, gübre, çürüyen bitkiler, depolanmış saman ve hububat üzerinde kolaylıkla ürerler.

Dünya genelinde havadaki sporların %0.1-22'sini oluştururlar. Ev içi havasında ev dışı havasından daha fazla aspergillus bulunur. Aspergilloz yaş, cinsiyet ve ırk farklılığı göstermez.

Genellikle solunum yolu ile, alveollere ulaşacak kadar küçük olan konidyumlar (içinde eşeysiz mantar sporu olan konidyosporların meydana geldiği spor keseleri) alınır. Deri ve kornea mantarın giriş yolları olabilir. Hastadan hastaya bulaş görülmemiştir.

Hastane içinde veya yakınında inşaat çalışmalarının bulunması, nötropenik hastalarda nozokomiyal (hastane kaynaklı) aspergillozun görülmesine neden olur. Enfeksiyonun en önemli belirleyicisi, mantar ile temasın yoğunluğu değil, hastanın bağışıklık durumudur.

Kemik iliği nakli yapılan hastalarda %5.6-%3.8, böbrek nakli yapılan hastalarda %3.9 oranında görüldüğü bildirilmiştir. Aspergillus sporları kışın dış havada sayıca artmaktadır. Kronik alerjik bronkopulmoner aspergillozlu hastalarda, astım atakları kışın artmaktadır.

Yoğun konidya solunması alveolit gelişimine neden olur. Hastane odalarındaki saksı bitkileri konidyum kaynağıdır. Hastane onarımı sırasında spor taşıyan tozların oluşması aspergilloz riskini arttırır.

Akciğer aspergillozisi, dünyanın her bölgesinde görülen bir mantar enfeksiyonudur. Akciğer aspergillozisinin hipersensitivite (aşırı duyarlılık) reaksiyonları, bölgesel üreme ve ilerleyici aspergilloz (aspergillus mantarının enfeksiyonu) olmak üzere üç farklı klinik şekli vardır.

En sık rastlanan şekil bölgesel üreme grubuna giren akciğer aspergillomadır. Pulmoner miçetoma (mantar topu: küf mantarının bir yumak oluşturarak akciğerdeki tüberkülozun yaptığı boşluklara yani kavitelere yerleşmesi) isimlerini de alan aspergilloma, fibrin, mukus, inflamatuar (iltihap) hücreler ve debris (harap doku) artıklarının birikmesi ile birlikte mantarların oluşturduğu yoğun yuvarlak kitlelerdir. En sık Aspergillus fumigatus olmak üzere Mucorales ve Candida türleri de miçetoma (mantar topu) nedeni olmaktadır.

Ancak her zaman histolojik tanı mümkün olmadığından miçetoma yerine aspergilloma ismi de kullanılmaktadır. Akciğerlerde kavite açılmasına neden olan herhangi bir hastalık miçetoma oluşumuna neden olabilir.

Genellikle iyileşmiş açık tüberküloz kaviteleri içinde mantar kolonilerin birikimi ile oluşur. Aspergilloma ikinci sıklıkta sarkoidoz (özel bir tüm sistemleri etkileyen hastalık) ile birliktedir. Daha nadir olarak bronşektazi (bronş genişlemesi), bronşial kistler, kronik (müzmin) bakteriyel abseler, kaviter karsinomlar (kanserler)da oluşabilir.

BELİRTİLERİ
Pulmoner aspergilloma (akciğer aspergilloması) genellikle asemptomatiktir (belirtisizdir). Semptomatik (belirtili) olanlarda en sık aralıklı ve az miktarda kanlı balgam görülür. Bir seride %55 oranında kanlı balgam bildirilmiş olup, hastaların %21'inde masif (yoğun) kanlı balgam tespit edilmiştir . Değişik raporlarda kanlı balgam oranı %50 ile %85 arasındadır. Diğer semptomlar (bulgular) genellikle prodüktif (balgamlı) veya kuru öksürük, nefes darlığı ve kilo kaybıdır. Fizik muayenenin özelliğinin olmadığı belirtilmektedir .

Akciğerlerin radyolojik tetkiki aspergilloma teşhisinde en önemli metoddur. Değişmez röntgen bulgusu, kavite duvarında hale veya yarımay şeklinde hava ile ayrılmış (Monod bulgusu), sferik veya oval, tek dansiteli solid bir kitledir. Aspergilloma sıklıkla üst loblarda tek bir soliter lezyon olarak yerleşir ve bu görünümü oldukça patognomoniktir (teşhiskoydurucudur). Ayrıca, kavite içindeki fungus topunun değişik pozisyonlarda yer değiştirmesi, yani hareketli olması da tanıda önemli bir özelliktir . Bilgisayarlı tomografi direk grafilerden daha hassas bir şekilde ve hatta fungus topu daha olgunlaşmadan lezyonu göstermektedir .

TANI
Aspergilloma teşhisinde standart laboratuar bulguları çok az faydalıdır. Olguların hemen tümünde serumda aspergillus antijenlerini presipite eden( çökelten) antikorlar mevcuttur (presipitasyon testi). Kesin tanı, balgam kültüründe aspergillus gösterilmesiyle histolojik olmasına rağmen radyoloji, klinik özellikler ve presipitasyon testi ile tanı sağlanabilir.

TEDAVİSİ
Aspergillomanın tedavisi tartışmalıdır. Sadece ciddi ve hayatı tehdit eden kanlı balgamli (kanlı balgamlı) olgularda lobektomi (akciğerin bir lobunun çıkarılması) herkes tarafından kabul edilmekle birlikte, bazı yazarlar tüm olgularda rezeksiyonu önermektedir. Ancak, yayınlanan serilerde çoğu fatal (ölümcül) olan postoperatif (ameliyat sonrası) komplikasyonlar bildirilmektedir. Aspergillomanın medikal (ilaçla) tedavisi başarısızdır. Amphotericin B, fluconazole, miconazole gibi antifungal(mantar ilaçları) ilaçlar denenmiş, ancak başarılı olunmamıştır. Hastaların takibe alınması ve zorunlu olmadıkça cerrahiden kaçınılması en iyi yol gibi gözükmektedir. Ayrıntılı bilgi için aile hekiminize başvurmanız önerilir.

Hastalığın prognozunu (gidişini) önceden tahmin etmek zordur. Ölüm genellikle pulmoner (akciğer) enfeksiyonlar, masif kanama ve postoperatif (ameliyat sonrası) komplikasyonlardan olmaktadır.

KORUNMA
Aspergilloz riski taşıyan kişilerin özellikle hastane ortamında korunmaları sağlanmalıdır. Bunun için;

yüksek etkili partiküler filtreler ile havanın temizlenmesi,
hasta izolasyonunun sağlanması,
hasta odalarından bitkilerin kaldırılması, hastane inşaatları esnasında bariyerlerin kullanılması önerilir.
Bazı özel gıda maddelerinin (buğday, mısır, fındık vs.) aspergillus bulaşması nedeniyle akciğer aspergilloz riski olan hastalara verilmemesi gerekir.

HAZIRLAYANLAR; Dr. Şerife ALTUN, Dr. Cemal BULUT