Türkiye tehdit altında

Her an AIDS olabiliriz! HIV virüsü taşıyan kadınların sayısı her gün artıyor
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Yıldız, Türkiye'nin nüfusun genç olması, bilinçsizlik ve umursamazlık, turizmin yaygın olması ve Doğu bloku ülkelerinden HIV virüsü taşıyan kadınların artması nedeniyle risk altında olduğunu söyledi.
SAÜ Sağlıklı Yaşam Kulübü üyelerinin düzenlediği 'AIDS Bulaşma ve Korunma' konulu konferansta konuşan Yıldız, AIDS'in 'Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu' anlamına geldiğini belirterek, hastalık açısından Türkiye'nin risk altında bulunduğunu kaydetti.
Türkiye'de 22 yıl içinde 2 bin 73 HIV taşıyıcısı ve 638 AIDS hastası olmak üzere, 2 bin 711 vaka tespit edildiğini ifade eden Yıldız, dünyada 40 milyondan fazla insanda HIV virüsü bulunduğunu vurguladı. Yıldız şu bilgileri verdi: '2006 yılında AIDS nedeniyle 2.9 milyon kişi hayatını kaybetti. Tahminlere göre, dünya üzerinde günde 14 bin kişiye HIV virüsü bulaşmaktadır. Türkiye'de ilk AIDS vakası 1985 yılında görülmüştür. Dünyada ise 1981 yılında keşfi yapılmıştır. Ülkemizde 1 Ekim 1985, 30 Haziran 2007 tarihleri arasında 2 bin 73 HIV taşıyıcısı ve 638 AIDS hastası olmak üzere, 2 bin 711 vaka tespit edilmiştir. Vakaların çoğunu erkekler oluştursa da özellikle üretken çağda bulunan 15-19 yaş gurubundaki genç kızlarda erkeklere oranla daha çok görülmesi dikkat çekmektedir. Enfeksiyonlardan en çok etkilenen nüfus 25 ve 39 yaş arasındaki gruptur.'
HIV virüsü taşıyanların yarıdan fazlasının korunmasız cinsel ilişki yoluyla enfekte olduğunu ifade eden Yıldız, Türkiye'de AIDS'in en çok görüldüğü yerlerin Marmara ve Karadeniz Bölgesi ile Antalya olduğunu söyledi. HIV virüsü alındıktan sonra 3 ila 12 yıl arasında belirtilerin görülmeye başlandığını belirten Yıldız, 'Bireylerin AIDS olup olmadığının anlaşılması için bazı kan testlerinin yapılması gerekiyor. AIDS olan hastalarda koltuk altı ve kasıktaki lenf bezlerinin şişmesi, ishal, ağızda beyaz lekeler, nedensiz kanamalar gibi birçok belirtiyi görebiliyoruz. Bütün bu belirtiler basit bir hastalığın nedeni de olabilir. Çünkü birçok sistemik hastalıkta görülen belirtilerle aynı özellikleri taşır. Kuşkulu bir durum varsa mutlaka eliza testi yapılması gerekir' diye konuştu.
AIDS'in kesin bir tedavisi olmadığını kaydeden Yıldız, ilaç kullanımıyla yalnızca belirtilerin önüne geçmenin mümkün olabildiğini anlattı. İleride genellikle ölümle sonuçlandığını belirten Yıldız, henüz bireyleri AIDS'ten koruyucu bir aşının geliştirilemediğini dile getirdi. Yıldız, şunları söyledi: "AIDS 3 şekilde bulaşır. Cinsel ilişki ve kan yoluyla ve de anneden bebeğe geçebiliyor. AIDS aile yaşantısı, toplumsal yaşam, el sıkışma, kucaklaşma, sosyal öpüşme, kaşık, tabak ve bıçak kullanımı, sinek sokmaları, yüzme havuzu, banyo ve tuvalet kullanımında bulaşmaz. Televizyon ve gazete haberlerinde sık sık ilkokul çağında AIDS mikrobunu kapmış ve diğer çocukların velileri tarafından taşıyıcı çocuğu okuldan uzaklaştırma çabalarını görmekteyiz. Aslında böyle bir bulaşıklık söz konusu değildir. Toplumun da bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor. HIV aynı büroda, aynı yerde ya da aynı havayı solumakla bulaşmaz. Cinsel korunma yolu ile hastalığın önüne geçilebilir. Türkiye'nin nüfusun genç olması, bilinçsizlik ve umursamazlık, turizmin yaygın olması ve Doğu Bloku ülkelerinden HIV virüsü taşıyan kadınların artması nedeniyle risk altında olduğunu söyleyebiliriz.'
Cihan
Kaynak: http://www.haberturk.com/haber.asp?id=47337&cat=220&dt=2007/12/11