Şok Diyetlere Aldanmayın

Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu, zayıflamak isteyenlerin 'şok diyet' olarak nitelendirilen, kısa sürede fazla kilo vermeyi sağlayan diyetlere aldanmamalarını istedi.
Özel bir hastanede görev yapan Sangu, yaptığı yazılı açıklamada, şişmanlığın
birçok kişinin ortak derdi olduğunu, bu nedenle çok sayıda diyet önerisi
bulunduğunu, ancak bilimin bu diyetlerin küçük bir bölümünü doğru kabul ettiğini bildirdi.
Şişmanlığın bir estetik sorun olmaktan öte bir hastalık olarak kabul
edildiğini, artık kilolu olan kişilerin sağlığı için zayıflama çabasında olduğunu
anlatan Sangu, yapılan araştırmaların, kilo vermenin sayısız faydasını ortaya
koyduğunu vurguladı.
Sangu, bir kişinin kilo vermeye başladığı andan itibaren insülin direncinin
düştüğünü, dokuların insülini kullanmaya başladığını, kan şekerinin dolayısıyla
açlığın kontrol altına alındığı belirtti.
Kilo kaybının kolesterol ve yüksek tansiyonu düşürdüğünü, kalp-damar
hastalığı riskini azalttığını, bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, hatta
depresyona yatkınlığın bile azaldığını ifade eden Sangu, 'Ancak tüm bu yararlar
kontrollü ve dengeli bir şekilde kilo verildiği zaman ortaya çıkıyor. Sağlıklı ve
kalıcı kilo vermek için haftada 0,5-1 kilogram kaybı yeterlidir. Vücut
ağırlığının yüzde 10-15'ini kaybetmek pek çok hastalık riskini azaltabilir'
dedi.
Zayıflama diyetlerinin kişinin günlük makro ve mikro besin ögesi
ihtiyaçlarını karşılaması, damak tadına ve sosyal yaşamına uygun, varsa sağlık
problemlerine çözüm getirici tıbbi öneriler içermesi gerektiğini dile getiren
Sangu, kısa sürede kilo vermeyi hedefleten ve bu kurallara uymayan pek çok
diyetin mevcut olduğunu bildirdi.
'Yanlış diyetleri uygulayarak hızla zayıflayanlar aynı hızla kilo alırlar,
üstelik sağlıklarından da olurlar' diyen Sangu, hızlı kilo verdiren diyetleri ve
zararlarını şöyle sıraladı:
-Sihirli şok diyetler: Kısa sürede ağırlık kaybı sağlar, ancak hızlı
kaybedilen ağırlık, yağdan değil yağsız kitleden oluşur. Eski beslenme
alışkanlıklarına geri dönüldüğünde kaybedilen ağırlığın korunması mümkün olmaz, daha fazla kilo artışı olur.
-Çok düşük kalorili diyetler: 500-800 kalori veya daha az enerji
gereksinimine göre düzenlenmiştir. Kaybedilen ağırlığın korunmasına yönelik
değildir. Çeşitli minerallerin kaybı ve ölümle sonuçlanabilir.
-Özel ürünleri öneren diyetler: Kişiler doğru beslenme alışkanlığı
kazanmadıkları için ağırlıklarını koruyamazlar. Yetersiz ve dengesiz bir beslenme türü olduğu için çeşitli sağlık sorunlarına da neden olur.
-Tek besine dayalı diyetler: Monoton ve can sıkıcıdır, besin ögeleri
yetersizliğine neden olur. Çok kısa sürelerde fazla kilo kayıpları sağlansa da
kilo kaybı kalıcı olmaz.
-Su içme diyeti: Yemek yeme yerine acıktıkça suyun tercih edildiği diyette
hiçbir besin alınmadığından hızlı kilo kaybı gözlenmekte, fakat uzun süre
devamında sağlık problemleri oluşmaktadır, kilolar hızla geri alınır.
-Öğün atlama: Öğün atlama ile birlikte vücut çalışma hızı düşer. Kilo verme
hızı azalır veya durur.
-Yağsız yemek yeme: Sağlıksız ve hatalıdır. Yağda eriyen vitaminler vücutta
yeterince emilmez. Uzun süre yağsız diyet uygulaması bağırsakları yavaş
çalıştırır, kabızlık oluşur.
-Kalori hesabına dayalı diyet: Yetersiz ve dengesiz beslenme söz konusudur.
-Yanlış diyetlerle önerilen ilaçlar: Kolay yoldan kilo vermeyi amaçlar.
İlaç, bitkisel diyet takviyeleri doktor kontrolü olmaksızın tercih edilir. Sağlık
açısından risk oluşturur.
-İdrar söktürücü ilaçlar ve saunalar: Su kaybı gerçekleşir, sahte kilo kaybı
olur, sağlığı tehdit edicidir.
-Protein-karbonhidrat ayıran diyetler: Vücudun asit-baz dengesini bozar,
kolesterolü artırır, tansiyon ve kalp-damar hastaları için zararlıdır. Sadece et
ve salata ağırlıklı listeler karbonhidrat ihtiyacını çok düşürür ve vücuda zarar
verir, davranış değişikliği yapmadığı için tekrar kilo aldırır.
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=2471&cat=220&dt=2006/10/09