Ödem Hastalığı ve Belirtileri

Ödem, dokuların hücreleri arasında sıvı birikmesi ile oluşur. Beyin ödemi ve gözkapağı ödemi gibi belli bir bölgeyle sınırlı kalabileceği gibi yaygın olarak da meydana gelebilir.

Yaygın ödemle birlikte akciğer ve karın zarları gibi sıvı içeren iç zarların boşluklarında da sıvı toplanmış ise bu duruma anazarka tipi ödem denir.

Ödem çeşitli bozukluklara bağlı olabilir. Başlıca faktörleri kılcal damarların geçirgenliğinde artma, kılcal damarlar içindeki kanın hidrostatik basıncında, kanın osmoz basıncında ve dokulardaki sodyum miktarında değişikliklerdir.

Ödemli dokular şişkin ve soluk görünür. Kesildiklerinde bol ölçüde sıvı fışkırır. Deri gergin ve parlaktır. Doğal kıvrımlar kaybolmuştur.

İlerlemiş durumlarda doku yıkımı da meydana gelebilir. Derialtı dokularının ödemi kolaylıkla fark edilebilir; ödemli bölgeye parmakla bastırıldığında bir süre gitmeyen bir çukurluk oluşur.

Bu basit uygulama hafif ödemlerin saptanmasını ve ilerlemeden tedavi edilebilmesini sağlar. Anjiyonörotik ödem, quincke ödemi, anjiyo ödem ve dev ürti-ker adlarıyla da bilinir

Bu tip ödem bazı kişilerde, özellikle de erkeklerde birkaç dakika içinde meydana gelebilir. Deride yuvarlak, geniş bir şişlik belirir.

Bu bölge çevresindeki sağlıklı dokudan yüksek ve daha serttir. Genelde gözkapakları, dış üreme organları, dudaklar veya ağız içi mukozası ve dil gibi yumuşak dokularda bulunur. Hasta önce bir gerginlik ve kaşıntı hisseder.

Daha sonra belirtilen bölgelerdeki deride şişkinliklerin meydana geldiğini fark eder. Hastalık genelde gece başlar. İlk belirtileri sıkıntı verirse de dayanılmaz boyutlara ulaşmadığından hasta ancak sabahleyin durumu anlar.

Ödem Belirtileri

Bazen hastalığa nefes darlığıyla birlikte astım, burun akıntısı, bulantı ve kusma gibi mide ve bağırsak bozuklukları da eşlik eder.

Belirtiler birkaç saat veya birkaç gün sonra kaybolur. Ancak bir süre sonra yeniden meydana gelir ve bazen mevsimlere bağlı olarak yineler.

Anjiyonörotik ödem bazen gırtlakta ses tellerinde ortaya çıkar. Solumayı engelleyerek ani ve tehlikeli boğulma nöbetlerine sebep olur. Bu durumda tıkanarak birkaç saniyede moraran hasta ancak birkaç dakika içinde yapılacak trakeotomi ile kurtarılabilir.