Muhsin Ertuğrul

Çağdaş Türk tiyatrosunun kurucusu Muhsin Ertuğrul kimdir? 28 Şubat 1892 tarihinde İstanbul'da doğdu. Babası, Hariciye Nezareti memurlarından Hüseyin Hüsnü Bey'dir. Annesi ise Alman asıllı Fatma Dilruh Hanım'dır. Tiyatro yönetmeni Muhsin Ertuğrul İstanbul Tefeyyüz Mektebi, Darüledep, Soğukçeşme ve Toptaşı Rüştiyesi'ni bitirdi. Ayrıca Mercan İdadisi'nde eğitim almıştır. Ayrıca çocuk yaşlarında meddah, Hacivat Karagöz ve orta oyunu gibi sahne gösterilerine ilgi duymaya başladı. 29 Nisan 1979'da kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Ertuğrul'un cenazesi, İstanbul'da Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilmiştir.

Muhsin Ertuğrul Biyografisi

1892 28 Şubat 1892'de İstanbul'da doğdu.
1909 Tiyatroyla profesyonel manada 1909'da Erenköy'deki Burhanettin Kumpanyası'nın "Sherlock Holmes" oyununda canlandırdığı "Bob" karakteriyle tanıştı. Türkiye'de ilk kez sahnelenen "Hamlet" piyeslerinde rol aldı.
1911 Muhsin Ertuğrul, kendini geliştirmek üzere 1911'de Fransa'ya gitti.
1914 İstanbul'da Darülbedayi adıyla hayata geçen, sonraki yıllarda Şehir Tiyatroları adını alan merkezin kuruluşunda yer aldı. Ayrıca Kurtuluş Savaşı üzerine ilk belgesel sayılan "Zafer Yolları" adlı filmin yönetmenliğini üstlendi.
1925-1927 Sovyetler Birliği'nde Nazım Hikmet'le tanıştı. Bu nedenle sinema dünyasından pek çok kişiyle tanışma ve çalışma fırsatı buldu. Burada "Tamilla", "Spartaküs" ve "Beş Dakika" filmlerini çekti. ABD'ye seyahat ederek sinema ve tiyatro üzerine çeşitli araştırmalarda bulundu.
1922-1940 Muhsin Ertuğrul, Türkiye'de 1922'den 1940'a kadar tek film yönetmeni oldu.
1928-1941 Türkiye'nin ikinci büyük yapım şirketi İpek Film'in kurulmasına öncülük etti. Ayrıca "Ankara Postası" adlı film büyük ticari başarı kazanmıştır. Ardından İpek Film'de 1928-1941'de yönetmen olarak 20 filme imza attı.
1931-1932 Tiyatro Meslek Okulu açılmasının kurucuları arasında yer aldı. Ayrıca Tiyatro alanında verdiği hizmetler nedeniyle 1932'de Goethe Madalyası ile ödüllendirildi.
1935 İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda Türkiye'deki ilk düzenli çocuk oyunlarını başlattı.
1947-1948 Muhsin Ertuğrul, 1947'de Ankara'da Küçük Tiyatro, 1948'de Büyük Tiyatro'yu kurdu.
1949-1950 Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne getirildi. Ayrıca "Bir Komiser Geldi" oyunundaki müfettiş rolüyle oyuncu olarak son kez sahnede görüldü.
1953 Türk sinemasında tamamı renkli ilk film olan "Halıcı Kız"ı çekti.
1955 Küçük Tiyatro ve Oda Tiyatrosu'nu açtı.
1958-1966 Muhsin Ertuğrul, İstanbul Şehir Tiyatrosu'na başyönetmen olarak görev yaptı.
1971 Türkiye'de ilk kez Devlet Kültür Armağanı'nı aldı.
1974 Tekrar Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliğine atandı. Ertuğrul, tiyatronun yanı sıra Türk sinemasında da çeşitli türlerdeki ilk örneklerini veren 30 film yönetti.
1979 29 Nisan günü kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Ertuğrul'un cenazesi, İstanbul'da Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

Türkiye'de ilk kez sahnelenen "Hamlet" piyeslerinde rol aldı

Daha sonra Odeon Tiyatrosu'nda çalıştı. Muhsin Ertuğrul, William Shakespeare tarafından kaleme alınan "Othello" piyesinde oynadı. Ayrıca Türkiye'de ilk kez sahnelenen "Hamlet" piyeslerinde rol aldı.

Başarılı tiyatrocu, arkadaşı Vahram Papazyan'ın tavsiyesiyle kendini geliştirmek üzere 1911'de Fransa'ya gitti. Daha sonra 1912'de Türkiye'ye dönerek arkadaşlarıyla kendi topluluğunu kurdu.

Türk tiyatrosuna yön veren Ertuğrul, 1913'te tekrar Paris'e gitti. Bir yandan eğitimini tamamlarken diğer yandan dünyaca ünlü tiyatro topluluklarıyla tanışma imkanı yakaladı.

Aynı yıllarda Comedie Française'de Paul Gravolet'ten özel dersler almıştır. Şehzadebaşı'nda Ertuğrul Sineması'nı açmıştır. Burada film gösterimleri öncesi kısa tiyatro oyunları sahneledi.

Kurtuluş Savaşı üzerine ilk belgesel sayılan "Zafer Yolları"nı çekti

Muhsin Ertuğrul, 1914'te İstanbul'da Darülbedayi adıyla hayata geçen, sonraki yıllarda Şehir Tiyatroları adını alan merkezin kuruluşunda yer aldı. Sanatçı, Darülbedayi'de Reşat Rıdvan Bey ve Andre Antonie ile beraber görev yaptı.

Sinema ve tiyatro incelemeleri yapmak üzere 1918-1921'de yaşadığı Berlin'de İstanbul Film şirketini kurdu. Ertuğrul, aynı zamanda Üstat Film'in ortaklığını ve yönetmenliğini de üstlendi.

Usta tiyatrocu, "Karanlıkta Işık" adlı filmde önemli bir rol aldıktan sonra "Samson", "Kara Lale Bayramı" ve "Şeytana Tapanlar" filmlerini çekti.

Almanya günleri sırasında 1917'de "Edebi Tiyatro Heyeti" adlı bir topluluk da kurmuştur. Sanatçı, o yıllarda Halit Fahri Ozansoy'un "Baykuş" piyesini de sahneledi.

Berlin'de "Beranien Düşesi" filminde ihtilalci bir subay rolünü oynayan Muhsin Ertuğrul, Türkiye'ye döndükten birkaç ay sonra "Temaşa Dergisi"nde çeşitli sinema eleştirileri kaleme aldı.

Robert Kolejinde, Halide Edip'in librettosunu yazdığı, Vedi Sabar'ın bestelediği "Kenan Çobanları" operasını hazırlayan Ertuğrul, Kurtuluş Savaşı üzerine ilk belgesel sayılan "Zafer Yolları" adlı filmin yönetmenliğini üstlendi.

İlk sesli Türk filmi "İstanbul Sokaklarında"yı çekti

Muhsin Ertuğrul, 1925-1927'de bulunduğu Sovyetler Birliği'nde tanıştığı Nazım Hikmet aracılığıyla sinema dünyasından pek çok kişiyle tanışma ve çalışma fırsatı buldu.

Burada "Tamilla", "Spartaküs" ve "Beş Dakika" filmlerini çeken sanatçı ayrıca Moskova'da bütün tiyatrolara girme izni alarak Stanislavski, Nemiroviç-Dançenko, Aleksandır Yakovleviç Tayrov, Vsevolod Meyerhold gibi isimlerle tanışıp onların çalışmalarına katıldı.

Ertuğrul, ABD'ye seyahat ederek sinema ve tiyatro üzerine çeşitli araştırmalarda bulundu. Daha sonra İstanbul'a döndüğünde 1927'de üstlendiği Darülbedayi'nin sanat yönetmenliğini 1949'a kadar sürdürdü.

İlk sesli Türk filmi "İstanbul Sokaklarında" ve "Bir Millet Uyanıyor"u çeken Ertuğrul, "Karım Beni Aldatırsa", "Söz Bir Allah Bir", "Leblebici Horhor Ağa", "Aysel Bataklı Damın Kızı" filmlerinde senarist olarak Mümtaz Osman takma adını kullanan Nazım Hikmet'le birlikte çalıştı.

Türkiye'de 1922'den 1940'a kadar tek film yönetmeni olan Ertuğrul, 1928'de Türkiye'nin ikinci büyük yapım şirketi İpek Film'in kurulmasına öncülük etti ve "Ankara Postası" adlı filmin büyük ticari başarı kazanmasının ardından İpek Film'de 1928-1941'de yönetmen olarak 20 filme imza attı.

Ertuğrul, 1931'de Tiyatro Meslek Okulu açılmasının kurucuları arasında yer aldı. 1933'te İstanbul'a çağrılan Viyana Müzik ve Tiyatro Akademisi başkanı Joseph Marx, Belediye Konservatuvarının öncüsü sayılabilecek bu okulu yeni baştan düzenledi ve Muhsin Ertuğrul bu kurumda da dersler verdi.

1932'de Goethe Madalyası ile ödüllendirilmiştir

Sanatçı, Moskova'da çocuk tiyatrosu üstüne de incelemeler yaptıktan sonra 1935-1936 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda Türkiye'deki ilk düzenli çocuk oyunlarını başlattı. Ertuğrul, tiyatro alanında verdiği hizmetler nedeniyle 1932'de Goethe Madalyası ile ödüllendirilmiştir.

Ankara Devlet Konservatuvarında da bir süre tiyatro öğretmeni olarak görev yapan Ertuğrul, daha sonra 1941'de eşi Handan Ertuğrul'la birlikte "Perde" ve "Sahne" adlı bir dergi çıkardı.

Ertuğrul, 1947'de Ankara'da Küçük Tiyatro, 1948'de Büyük Tiyatro'yu kurdu ve 1949'da Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne getirilmiştir.

"Bir Komiser Geldi" oyunundaki müfettiş rolüyle oyuncu olarak son kez sahnede görülen sanatçı, ayrıca 1950'de Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinden istifa etti.

Ertuğrul, Türk sinemasında tamamı renkli ilk film olan "Halıcı Kız"ı 1953'te çekti ve bu film Ertuğrul'un son sinema çalışması oldu. 1954'te ikinci kez Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü olan Ertuğrul, 1955'te Küçük Tiyatro ve Oda Tiyatrosu'nu açtı.

Daha sonra 1958'de İstanbul Şehir Tiyatrosu'na başyönetmen olarak atanan Ertuğrul, 1966'ya kadar bu görevini sürdürdü. Ertuğrul, bu dönemde Üsküdar Tiyatrosu, Kadıköy Tiyatrosu ve Zeytinburnu Tiyatrolarını açarken, 23 Ekim 1971'de Türkiye'de ilk kez Devlet Kültür Armağanı'nı aldı.

Usta tiyatrocu, 1974'de 82 yaşındayken tekrar Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliğine atanmıştır. Ertuğrul, tiyatronun yanı sıra Türk sinemasında da çeşitli türlerdeki ilk örneklerini veren 30 film yönetti.

"Leblebici Horhor Ağa" filmiyle "2. Venedik Film Festivali'nde" Türk sinemasına ilk uluslararası ödülü kazandıran Muhsin Ertuğrul, Batı tiyatrosunun yorum, sahne tekniği ve yönetim alanlarındaki yeniliklerini Türk tiyatrosunda da uygulamaya koydu ve tiyatronun İstanbul dışındaki şehirlere yayılmasına katkıda bulunmuştur.

Muhsin Ertuğrul Ne Zaman Öldü?

Çağdaş Türk tiyatrosunun temelini atan ve geliştiren Muhsin Ertuğrul'a 23 Nisan 1979'da Ege Üniversitesi'nce fahri doktor payesi verilmiştir. Sanatçı, unvanını almak ve sanat yaşamının 70. yıl kutlamalarına katılmak üzere gittiği İzmir'de 29 Nisan günü kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Ertuğrul'un cenazesi, İstanbul'da Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilmiştir.

"İnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim" adlı bir kitabı da bulunan sanatçı, 1972'de verdiği bir röportajda, "Her deniz teknesinin olduğu gibi, herkesin de bir pusulası vardır. Bu pusulanın ibreleri çeşitli yönleri gösterir. Kiminde banka hesabını, kiminde çıkar sağlamayı, kiminde koltuk hırsını, kiminde ün salmayı. Benim pusulamın ibresi hep tiyatro sevgisini gösterir." ifadelerini kullanmıştı.