Kırım Savaşı

Kırım Savaşı

Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti içinde gerektiği ilgiyi görmese de Avrupa'da ses getirdi. Bu sıralarda, Tuna boylarında ilerlemeye başlayan Rusya, Osmanlı topraklarına son vermek ve bu toprakları Avrupalı devletler arasında pay etmek istiyordu. Ayrıca Rusya, Osmanlı Ortodokslarının haklarının kendisine bırakılmasını da istiyordu. Ancak Rusya'nın hesabı tutmadı. İngiltere ve Fransa bu planı kabul etmeyerek, Rus saldırısı karşısında Osmanlı Devleti'nden taraf oldular.

Ruslar, İngiliz ve Fransız kuvvetlerinden destek alan Osmanlı kuvvetleri karşısında yenilgiye uğradılar ve Sivastopol ele geçirildi (1855). Osmanlı Devleti karşısında uğradığı yenilgiler yüzünden intihar eden Rus Çarı Birinci Nicolay'ın yerine tahta geçen Çar İkinci Alexander, barış istemek zorunda kaldı. 1856 yılında yapılan Paris Antlaşmasına göre; Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti sayılacak, toprakları Avrupa devletlerinin kefaleti altında olacaktı. Karadeniz'de her iki tarafın da savaş gemileri bulundurulmayacaktı. Taraflar aldıkları yerleri birbirlerine geri vereceklerdi

Kırım Savaşı, 1853-1856 yılları arasındaki Osmanlı-Rus Savaşıdır. İngiltere, Fransa ve Piyemote-Sardinya'nın Osmanlı tarafında savaşa dâhil olmasıyla savaş, Avrupalı devletlerin Rusya'yı Avrupa ve Akdeniz dışında tutmak amacıyla verdiği bir savaş halini almıştır. Savaş, müttefik güçlerin zaferiyle bitmiştir.

1 Savaşın Sebepleri
2 Savaşın Anlam ve Önemi
3 Savaşın Başlaması ve Gelişmesi
4 Savaşın Sonuçları
5 Diğer Önemli Muharebeler
6 Ayrıca Bakınız
7 Kaynakça

Savaşın Sebepleri
Rusya, 1853 yılından itibaren Kavalalı Mehmet Ali Paşa bunalımı sırasında takip ettiği zayıf bir Osmanlı Devleti üzerinde etki alanı kurma politikasını bırakarak, bu devleti yıkma politikası takip etmeye başladı. Bunu gerçekleştirebilmek için de kutsal yerler sorununu kullandı. Osmanlı Devleti, Hıristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve çevresinde Katolik ve Ortodokslar'a çeşitli ayrıcalıklar tanımıştı. 1853 yılına gelindiğinde ayrıcalıklar konusunda Rusya ile Katolikliğin dünya çapında savunuculuğunu yapan Fransa çatışmaya başladılar. Bu durumu bahane eden ve asıl amacı "Hasta adam" gözüyle baktığı Osmanlı devleti'ne ve onun bekasına son vermek isteyen Rusya, İngiltere'ye mirasın paylaşılması teklifinde bulundu. Ancak, Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünün muhafazasından yana olan İngiltere bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine Rusya, tek başına harekete geçerek, Osmanlı Devleti'ne bir ittifak teklifinde bulundu ve bu devletin sınırları içinde yaşayan Ortodoksların koruyuculuğunun Rusya'ya bırakılmasını önerdi. Osmanlı Devleti İngilizlerin de desteğine güvenerek Rus isteklerini reddetti.

Kırım Savaşı(1853-1856)
İngiliz ikmal limanı Balıklava'nın Görünüşü

Savaşın Anlam ve Önemi
kırım Savaşı, Osmanlı devletine yardım etmekten çok, Avrupa'nın siyasal statüsü ile ilgili idi. İngiltere için önemli olan husus, Avrupa'daki güç dengesiydi ve bunun İngiltere aleyhine bozulmasına izin verilemezdi. Bu nedenle, Avrupa'nın statükosu tek taraflı iradelerle değil, "Avrupa uyumu" içinde diplomasi yoluyla yapılmalıydı. Özellikle 1848 yılında çıkan Macar ayaklanmasının Rusya tarafından kanlı bir şekilde bastırılmasıyla yara alan Avrupa özgürlükleri korunmalı ve dengelerin Rusya'nın tek başına bozmasına göz yumulmamalıydı.

Fransa'ya göre başarının anahtarı İngiltere ile anlaşmaktan geçiyordu ve Kırım Savaşı bunun için bir fırsattı. İngiltere ile Fransa'nın ortak düşüncesi ise Rusya'nın Avrupa dışında tutulmasıydı. Böylece Avrupa Büyük Devletleri Koalisyonu şu sonuçlan sağlayabilirdi:

Rusya, Avrupa dışında tutulabilir ve büyük devlet statüsünden indirilebilirdi. Polonya (Lehistan) yeniden kurulabilirdi. Osmanlı Devleti zamansız bir dağılmadan kurtulabilirdi.

Fransa Avrupa'da yeniden üstün duruma gelebilirdi. Tüm bunlara karşı Prusya başta olmak üzere merkezi Avrupa devletleri bu düşüncelere karşıydı. Özellikle Avusturya, savaş sonunda yapılacak antlaşmadan ve ortaya çıkacak yeni statükodan endişeli idi.

Kısacası batılı devletler "neye" karşı savaşacaklarının bilincinde olmakla birlikte "ne" için savaşacaklarını tam bilmiyorlardı. Dolayısıyla, gerçek barış antlaşması hemen hemen hiçbir sorunu çözemedi.

Rusya ile Batı Avrupa'nın arası gergindi.Yani bir nevi Soğuk savaş vardı. O aslında bir Rus-Türk savaşından çok Rus-Batı savaşı idi.JanissrieS

Savaşın Başlaması ve Gelişmesi
Rusya'nın İstanbul'da görevli elçisi Aleksandr Mençikof isteklerinin reddedilmesi üzerine 19 Mayıs 1853'te İstanbul'dan ayrıldı. Rus orduları savaş dahi ilan etmeden 22 Haziran 1853'de Eflak ve Boğdan'ı işgale başladılar. Çar, bu hareketinin bir savaş başlangıcı kabul edilmemesi gerektiğini açıkladı ve bu teşebbüsün bir güvenlik tedbiri olduğunu belirtti. Ancak, bu durum Avrupa'nın statüsünü değiştirmeye yönelikti. Bunun üzerine Avusturya'nın teklifi ile Viyana'da bir konferans toplandı. Fakat toplantıdan sonuç alınamadı. Bu sırada İstanbul'da, Rusya'ya karşı savaş ilanı için halk padişaha baskı yapmaya başladı. Ekim 1853'te Rusya'ya bir nota verildi ve Eflak ile Boğdan'ın 15 gün içinde boşaltılması istendi. Rusya bu notaya kayıtsız kaldı ve tanınan sürenin sonunda savaş fiilen başladı.

Savaşın başlangıcında Osmanlı ordusu Balkanlar'da başarılı oldu. Fakat Batum'a yardım götüren Osmanlı donanması 30 Kasım 1853'te Rus donanması tarafından Sinop açıklarında batırıldı. Rusların bu ani hareketi ve Karadeniz'de durum üstünlüğü sağlamaları Boğazlar'ı ve İstanbul'u tehlikeye düşürdü. Bu durum Avrupa devletlerini endişelendirdi. İngiltere ve Fransa devreye girerek tarafları uzlaştırmak istedi, ancak yapılan teklifi Rusya reddetti. Bunun üzerine Fransa ve İngiltere, Rusya'ya bir ültimatom verdiler ve taraflardan şu isteklerde bulundular:

Eflak ve Boğdan'dan çekilmesi
Osmanlı Devletinin ülke bütünlüğüne riayet etmesi
Ortodoksların himayeciliği iddiasından vazgeçmesi istendi

Osmanlı Devleti'nden
Vatandaşlarına eşit haklar tanıması ve tatbik etmesi
Hıristiyanlara olumsuz muamelede bulunulmaması
Karma mahkemeler kurulması
Hıristiyan tebaadan vergi alınmaması talep edildi.

Çar, ültimatomu ve istekleri kabul etmedi ve Rus ordusuna Tuna nehrini geçerek ilerleme emrini verdi. İngiltere ve Fransa, 12 Mart 1854'te Rusya'ya savaş ilan ettiler.

İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti lehine savaşa girerken Avrupa kamuoyunu tatmin edecek ve özel menfaatler sağlayacak tedbirleri almayı da ihmal etmediler. Bu maksatla 12 Mart 1854'te İstanbul'da; 10 Mayıs 1854'te Londra'da ve 14 Haziran 1854'te de; Avusturya ile antlaşmalar imzaladılar. Avusturya ile yapılan antlaşma Tuna eyaletlerinin Rus ordusundan boşaltılmasını öngörüyordu ve Avusturya, gerekirse asker göndermeyi taahhüt etmekteydi. Bu nedenle 15 Mart 1855'te Sardenya'da ittifaka katıldığını açıkladı.

Kırım'a sevk edilmeyi bekleyen İngiliz Coldstream Muhafız Alayı askerleri Haydarpaşa sırtlarındaSavaş devam ederken Osmanlı ülkesinin Epir, Etolya ve Teselya eyaletlerinde Rum halkının isyan hareketleri başladı. Yapılan ikazlar dikkate alınmadı ve bunun üzerine Fransızlar Pire limanına asker çıkararak Yunanistan'ı abluka altına aldılar. Bu hareket Yunanistan'ı tarafsızlığa mecbur etti ve Rusya da bir müttefikini kaybetti.

Savaş Tuna, Kafkas ve Karadeniz'de yoğunluk kazandı. Tuna cephesinde durum önce Osmanlılar lehine gelişti. Fakat bir süre sonra Rus ordusu Silistre'ye kadar ilerledi. (Bkz. Silistre Kuşatması) Bunun üzerine İngiliz ve Fransızlar Gelibolu yarımadasına asker çıkardılar ve çıkan birlikleri Varna bölgesine sevk edildi. Bu sırada Avusturya'da Rusya'yı baskı altına aldı. Rus ordusu Silistre önlerinden çekilmeye mecbur kaldı. Müteakiben de Eflak ve Buğdan'ı tahliye ederek savunmaya geçti.

Müttefikler, Rusya'yı barışa zorlamak için Kırım yarımadasında da bir cephe açmaya karar verdiler. 20 Eylül 1854'te 30 bin Fransız, 21 bin İngiliz ve 60 bin Türk askerinden oluşan müttefik kuvveti 89 harp ve 267 nakliye gemisiyle Kırım'a çıkarıldı. Ancak Kırım Savaşı düşünüldüğü gibi kısa sürede tamamlanamadı. 1855 ilkbaharında 140 bin kişilik bir müttefik kuvveti daha bölgeye çıkarıldı. Ruslar mağlup oldu ve çekilmek zorunda kaldılar. Kafkas cephesinde ise Ruslar başarı kazandılar ve Kars'ı ele geçirmeye muvaffak oldular. Bu sırada Çar I. Nikolay öldü, yerine geçen II. Aleksandr barış istemek zorunda kaldı. Barış şartlan Avusturya tarafından kendisine verilen bir ültimatomla bildirildi. II. Aleksandr istenen şartları esas tutarak barış teklifini kabul etti. Önce 15 Mayıs'dan 14 Haziran 1855'e kadar Viyana'da barış için hazırlık görüşmeleri yapıldı ve Paris Konferansı esasları tespit edildi.

Savaşın Sonuçları
Kâğıt üzerinde, savaşın galiplerinden olan Osmanlı devleti, aslında savaştan çok büyük zarar alarak çıkmıştır. Çok pahalı olan bu savaşı yürütebilmek için Osmanlı devleti, ödeme yeteneğinin çok üstünde borç almıştır. Endüstrileşmeyi kaçırdığı için ekonomisi çağdışı kalmış olan devlet, bu borçların altından kalkamayacak ve 1881 yılında II. Abdülhamit döneminde Düyunu Umumiye idaresinin kurulmasıyla, Avrupalı devletlerin mali denetimi altına girip, yarı sömürge olacaktır. Özellikle Fransa'daki Yahudi Rothschild Ailesinin sahibi olduğu bankalardan alınan borçlar sonucunda, Yahudilerin vaat edilen topraklara yerleşmesine engel olunamamıştır.

Kırım Savaşı'nın sonunda ilan edilen Islahat Fermanı, Osmanlı reform hareketlerinde çok önemli bir yer tutar. Islahat Fermanı'nın amacı, imparatorluk içindeki herkese Osmanlı yurttaşlığı vererek, yasalar önünde dine bakılmaksızın eşitlik sağlamaktı. Islahat Fermanı ile Batı'da dolaşan liberal düşünceler Osmanlı'ya girmeye başlayacaktır.

Kırım Savaşı, İtalya birliğine giden yolu hızlandırmıştır. Savaşa asker göndererek İngiltere'nin sempatisi ve Fransa'nın etkin desteğini kazanan Sardinya-Piemonte Krallığı, savaşı izleyen yıllarda İtalya birliğini kuracaktır