Güncel

Yer altı sularındaki çekilme, kutup hareketinde önemli bir insan etkisi oldu

Yer altı sularındaki çekilmenin kutup hareketlerinde yılda ortalama 4 santim fazladan kaymaya yol açtığını ortaya çıkaran araştırmayı yöneten Seul Ulusal Üniversitesi Yer Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ki-Weon Seo:
- "Bu kaymanın sonuçlarının iklim değişikliği üzerinde bir etkisi yok, ama iklim değişikliği sebebiyle yer altı sularının aşırı kullanımı kaymaya dolaylı etki etmiş olabilir" - "Yer altı sularını yüzeye çekip kullandığımızda, bu suyun bir kısmı buharlaşma etkisiyle atmosfere yükseliyor, bir kısmı da okyanuslara karışıyor ve kütlenin yeniden dağılımı gerçekleşiyor. Bu da dengeyi etkiliyor"

İSTANBUL - YETER ADA ŞEKO - Yer altı sularının aşırı kullanımının dünyanın ekseninde fazladan 4 santimlik kaymaya neden olduğunu ortaya koyan araştırmanın yöneticisi Seul Ulusal Üniversitesi Yer Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ki-Weon Seo, "Bu kaymanın sonuçlarının iklim değişikliği üzerinde bir etkisi yok, ama iklim değişikliği sebebiyle yer altı sularının aşırı kullanımı kaymaya dolaylı etki etmiş olabilir" dedi.

Güney Kore, Avustralya, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) bulunan pek çok üniversiteden akademisyen, 1993 ve 2010 yılları arasındaki kutup hareketleri üzerine yapılmış iklim modellerindeki verileri inceledi.

Bu yıllar arasında yer altından toplamda 2,15 Gigaton suyun çekildiği ve bunun da 6,24 milimetrelik deniz seviyesi artışına eş değer olduğu belirlendi.

Çalışmada araştırmacılar dünyadaki su dağılımını etkileyen kutup ve dağ buzullarının erimeleri gibi oldukça bilinen etmenlerle birlikte yer altı sularında yaşanan çekilmenin de kutup hareketinde bir insan etmeni olarak ortaya çıktığını vurguladı.

Bu hareketin 64,16 doğu boylamına doğru yaşandığı, çalışmanın odaklandığı yıllar içerisinde yer altı sularının dağılımında yaşanan bu değişimin yaşanan kaymaya yıllık 4,36 santimetre olacak şekilde toplamda 78,48 santimetre etkide bulunduğu belirtildi.

Araştırmayı yöneten Seo, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, çalışmada bahsedilen değişimin daha çok bilinen coğrafi kutuplarla ilgili değil, dünyanın dönme ekseninin kabuğuna göre hareketi olarak bilinen 'kutupsal hareketi' ile alakalı olduğunu kaydetti.

Seo, "Biz buna 'dünyanın kutupsal hareketi' diyoruz ve bu hareket doğal bir olay. Zaten yılda ortalama 10 metre gibi bir kayması var. Biz bu çalışmada 10 metrelik normal hareketin insan etkisiyle ne kadar arttığını gösterdik. Kutup hareketine birçok şey etki edebiliyor ama bunlar arasında en öne çıkan atmosfer ve okyanusların oluşturduğu baskı." diye konuştu.

Dünya üzerinde kütlenin dağılımını değiştirecek her şeyin kutup hareketini etkileyebileceğini ifade eden Seo, şöyle devam etti:

"Biz bu çalışmayı yapana kadar yer altı sularının etkisi göz ardı ediliyordu. Ama yer altı sularındaki bu aşırı çekilme kutup hareketlerini değiştirecek büyüklükte. Yer altı sularını yüzeye çekip kullandığımızda, bu suyun bir kısmı buharlaşma etkisiyle atmosfere yükseliyor, bir kısmı da okyanuslara karışıyor ve kütlenin yeniden dağılımı gerçekleşiyor. Bu da dengeyi etkiliyor. İşte bu, kutup hareketi olarak adlandırılıyor."

İklim değişikliğinin dolaylı etkisi

Yaşanan bu hareketin oldukça küçük bir değişim olduğu ve iklim değişikliğini etkileyecek kadar bir etkisinin olmadığı görüşünü paylaşan Seo, "20 yıl içesinde neredeyse 1 metrelik bir değişimden bahsediyoruz, bu çok küçük bir etki. Düşünün ki oturduğunuz yerden biraz öteye kayıyorsunuz, bu konumunuzdan bir şey değiştirmeyecektir." dedi.

Yer altından bu kadar su çekilmesinin nedenlerinden birinin, iklim değişikliği sebebiyle su kaynaklarında yaşanan azalma sonucu insanların yer altı sularına daha fazla yönelmesi olduğunu anlatan Seo, bu açıdan bakıldığında iklim değişikliğinin kutup hareketleri üzerinde dolaylı bir etkisi olabileceğini işaret etti.

Kutup hareketlerinde yaşanan bu değişimin GPS, uydular ve yer gözlem evlerinin işleyişine olan etkilerini değerlendiren Seo "Bu alanlarda çalışanlar zaten yıllık ortalama 10 metre değişimin olduğunu biliyor. Bu konuda Uluslararası Yer Dönme ve Referans Sistemleri Servisi (IERS) çalışmalar yürütüyor ve her 5- 10 senede koordinatları yeniden tanımlıyorlar. İnsanlar bu konuda bir farkındalığa sahip ve durumu biliyorlar." ifadelerini kullandı. Kaynak: AA

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir