Ekonomi

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Tarhan'dan "sevginin ifade şekilleri" değerlendirmesi:

"Onun için sevgi ve duygu ifade edilmesi gereken bir kavramdır" - "İnsan sevildiği ortamda kendini güvende hissediyor. Eğer kişi ortamda sevilmiyorsa korku ile yaklaşıyor. Korkunun olduğu yerde de kaçınmalar, şüpheler ve kötülükler ortaya çıkıyor. Onun için iyicil ve kötücül özelliklerde sevginin önemli bir rolü var"

İSTANBUL - Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sevginin hayatımızdaki yeri, değeri ve ifade şekilleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Üsküdar Üniversitesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Tarhan, kişilerin sevgisini ifade etmeyip "benim sevdiğimi biliyordur" diye tahminde bulunduğunu belirtti.

Tarhan, "Sözlü ifadesi olmayan o kadar sorunlar yaşıyoruz ki... Örneğin, duygu ifadesi olmayan anne, babaların çocuklarının 'Annem, babam beni sevmiyor' duygusuna kapıldığını, hatta çocuğun 'Ben acaba üvey evlat mıyım' düşüncesiyle DNA testi yaptırmak istediğini bile görüyoruz. Onun için sevgi ve duygu ifade edilmesi gereken bir kavramdır." ifadelerini kullandı.

İnsan ilişkilerinde iki türlü aktarım olduğunu bildiren Tarhan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İnsan ilişkilerinin temeli yüzde 80 duygu aktarımı, yüzde 20'si ancak sözel aktarımdır. Duygu aktarımı, duygunun farkında olmadan ses tonu, vurgular, seçtiğimiz kelimeler, beden dili, jestlerimiz, hatta yüzümüzdeki mikro mimiklerimizle olur. Negatif ve pozitif duygu aktarımını farkında olmadan yaparız. Bu pozitif duyguların içerisinde en önemlisi sevgidir. Sevgiden daha büyük bir duygu vardır. O da şefkattir. Çünkü onun içerisinde koşulsuz bir sevgi vardır. Aynı zamanda saygı da sevgi ile birlikte olması gereken duygudur. Sevgi bir su gibiyse saygı kabıdır onun. Sınırlarını belirler. Ama saygıdan daha büyük bir duygu var. Onun adı da nezakettir. Nezakette saygı duyduğun insanı incitmemeye de çalışırsın. Bu nedenle sevgiye 'Evreni döndüren güç' denilmesi çok haklı bir benzetmedir."

Güvenin olması için sevginin olması gerekiyor

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanın psikolojik varlık olduğunu belirterek, "İnsanın neyi sevip sevmediği, kendini güvende hissetmesi önemlidir. Bunun için toplumları yüksek güvenlikli ve düşük güvenlikli olarak ikiye ayırdılar. Yüksek tehdit, baskı ve korku ile büyütülen toplumlar düşük güvenlikli toplumlar oluyor. Öte yandan, yüksek güvenlikli toplumlarda güven hakim oluyor. Güvenin olması için sevginin olması gerekiyor. Sevginin olmadığı yerlerde korku kol geziyor. Korku ile sevgi ise birbirinin zıttıdır. Korktuğunuz bir insana saygı duyarsınız ama sevmezsiniz." ifadelerini kullandı.

İnsanın sevildiğini hissetmesinin temel psikolojik ihtiyaç olduğunu aktaran Tarhan, "Maslow'un ihtiyaçlar piramidinde en temel ihtiyaçlar yemek, içmek, üremek, barınmak. Daha sonra kendini güvende hissetmek istiyor. Ondan sonra da sevmek ve sevilmek ihtiyacı geliyor. İnsan, sevildiği ortamda kendini güvende hissediyor. Eğer kişi ortamda sevilmiyorsa korku ile yaklaşıyor. Korkunun olduğu yerde de kaçınmalar, şüpheler ve kötülükler ortaya çıkıyor. Onun için iyicil ve kötücül özelliklerde sevginin önemli bir rolü var. Sevgi, iyicil duyguları arttırıyor. Bu nedenle insanın en büyük psikolojik ihtiyaçlarından birisi sevildiğini hissetme ihtiyacıdır. Sevildiğini hissettiği yerde güvende hissediyor insan. Sevgiyi de en iyi kullanan iyilik dilidir." değerlendirmesinde bulundu.

Tarhan, sevginin farklı ifade şekilleri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Hediyeleşmek sevgi ifadesidir. Sıradan değil, düşünülmüş, karşı tarafa değer verildiğini hissettiren hediyeler... Öyle ki eşine hediye olarak deterjan alanları biliyorum. Ya da eşine bir kutu çikolata alıyor, oturuyor, onunla birlikte yiyor. Bu kendi çıkarı olan bencilce bir hediyeleşmedir. Bir diğer sevgi ifadesi de hizmet davranışıdır. Mesela kişi susadığını hissediyor, diğer kişi hemen getiriyor. Kişilerin birbirine hasta olduğu zaman gösterdiği gibi... Karşı tarafın yükünü hafifletmeye çalışan hizmet davranışları, çok değerli. Birlikte kaliteli zaman geçirmek de bir sevgi ifadesidir. Bir diğer sevgi dili de fiziksel temastır. Fiziksel temas da maalesef çok kıymetini bilmediğimiz bir şeydir. Erkek ile kadın beyninin romantik alanlarını harekete geçirmenin yolu, fiziksel temastır. Mesela erkek görsel olarak uyarılır, kadın fiziksel olarak uyarılır. Karşı cinsin kendisine sarılması, ona dokunması sırasında oksitosin hormonu salgılanır. Güzel sözler, fiziksel temas sevgi ifadelerindendir. Diğer bir sevgi dili de iyilik yapmaktır. Yani sessiz iyilikler, hiç beklemediği bir zamanda hizmet davranışının ötesine geçmek... Fedakarlık da çok önemli bir sevgi dilidir. Sevgiyi ifade edemeyen bir kişi fedakarlık yapıyorsa seviyordur ama ifade edemiyordur demektir. Fedakarlık; ihtiyacın olduğu zaman yanında olması, çocuklara sahip çıkması, bunların hepsi bizim kültürümüzde sevgiyi doğrudan gösterir.

Sevgiye yatırım yaparak sevgi havuzunu büyütmek gerekiyor. Sevgi yatırımı, geri dönüşü olan bir yatırımdır. Sevgi büyüdüğü zaman da cömert olacaksınız. 'Sevgi cömerti' olduğunuz zaman emin olun sevgi yatırımınız 2-3 misli büyüyerek size dönüyor. Sevgi cömerti olun, sevin. Yani bir güneş gibi olun. Güneş dünyaya geldiğinde bazı çiçekler çiçek açar, rengarenk çok güzel kokulu çiçek bahçeleri olur. Güneş ışığının olduğu bir başka yerde ise kötü çiçek kokuları olabilir. Güneş hiçbir zaman güneşliğini yapmaktan vazgeçmez. Sevgi vermekten vazgeçmeyelim. Sevgi, insanlığı birbirine yaklaştırır. Toplumsal barışın, aile içerisinde barışın, huzurun en önemli içinde şefkat olan koşulsuz sevgidir." Kaynak: AA

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir