Diyadin Turizm Bilgileri

Diyadin Kaplıcaları
Diyadin, kaplıcaları ile tanınan bir ilçedir. Halkın çermik, avagerm dediği kaplıcalar Köprü, Yılanlı Davut ve Tazekent adlarıyla anılmaktadır.

çermikler ilçe merkezine 7km. uzakta ve Murat nehrinin doğu kıyısındadır. çermiklerin bulunduğu arazi engebeli olduğundan, geniş bir alana dağılmıştır. Aralarında 500-1000m. mesafe vardır.

Buradaki sularda radyoaktivite, kalsiyum, sülfür, karbondioksit, magnezyum, kükürt, bikarbonat, ve demir vardır.

Cilt-deri hastalığı, sinir buhranları, mide-bağırsak ve böbrek rahatsızlıkları , kadın hastalıkları, Solunum yolları rahatsızlığı özellikle romatizma ve siyatik gibi hastalığı için çok şifalıdır.

Kaplıca sularından meydana gelmiş çok güzel görünüşlü kalker tüfleri ve traverten , buraları gösterişli yapmıştır.

Bu kaplıcalara halkın akını haziranda başlar, ağustos sonuna kadar devam eder. Yakın köyler ve kasaba halkı diğer aylarda da yararlanır.

Kaplıcaları Diyadin Belediyesi kiraya vermek suretiyle işletmektedir. Buraya gelenlerin çoğu kendi kamp çadırlarında barınmaktadır. Lokanta, otel, pansiyon, kahvehane bulunmaktadır.

Suların sıcaklığı 60-70 derecedir. Ağrı Valiliğinin 2000 yılında faaliyete geçirdiği 3 yıldızlı termal otel Diyadin ilçesine canlılık kazandırmıştır.

Diyadin Kaplıca Sularının Tahlili Suların yapısında genel olarak; kalsiyum,bikarbonat, hidrojen, sülfür, karbondioksit, kükürt, sülfat olduğundan, radyoaktive etkisi fazladır.Yılanlı ve Davut çermiğinde bir miktar magnezyum vardır.

Suyun teknik nitelikleri :
Temperatürleri 39 ile 50 derece arasında, radyoaktiviteleri 1,3 ile 1,6 eman, PH değerleri 6,7 ile 6,85 arasında değişmektedir.

ENDİKASYON: (Banyo Tedavisi) :
Her üç kaynak Romatizma, nevrit nöroloji ve kadın hastalıklarına tavsiye edilir.

Tıbbi Değerlendirme:
Davut ve Köprü çermiği maden sularının terkipleri ufak oynayışlarla birbirine benzemektedir. Her iki suda 2-3 gr. Civarında total mineralizasyon bulunmaktadır. Toprak kalevili, bijen ve karbondioksit ihtiva eder. Termaliteleri 40-53 C arasında değişen sıcak sulardır.Her üç suyun da dış ve iç tatbiklerde endikasyonları hemen hemen aynıdır. Dış tatbiklerde karbondioksitin ve termalitenin sedatif ve vazodilatatör etkileri beklenir. Kükürtlü hidrojenin ise cilt ve endikasyonlara bağlı romatizmal sendromlara keza üst teneffüs yollarının akıntı Kronik iltihaplarında burun yoluyla etkisi görülür. Kronik enfeksiyon ve cilt hastalıklarında karbondioksit bakımından vazodilatatör ve sedatif etkiyi tamamlarlar.

Yılanlı çermiği
Diğer kaplıcaların ortasında, merkezi bir yerdedir. En şifalı olduğu bilindiğinden, modern bir bina içine alınmıştır. çermik tepesinin dibinde, Murat nehrinin kıyısındadır. Suyu alttan kaynar ve serindir; sıcaklığı 37 dereceyi geçmez. Yıllar önce kaynağında yılan görüldüğü için Yılanlı adı verilmiştir.

Davut çermiği
Merkez kaplıca tesislerine 300m uzaktadır. Davut köyüne yakın ve bu köyden gelen suyun kenarında olduğu için Davut çermiği adını almıştır. Suyun kaynağı havuz, havuz da bina içerisine alınmıştır. üst kısmı açık olan bina, kadın ve erkekler için ikiye ayrılmıştır. Havuzda biriken ve kirlenen su, bir kanalla dışarı akıtılır. Su bol minerallidir. Sıcaklığı 35-60 derece arasındadır. Kapalı ve sulu yaralara, mide hastalıklarına, romatizmaya şifa verir. Romatizmalı kişiler, yakınındaki çamurdan sızlayan yerlerine sürer, güneşte kurutup yıkanırlarsa, daha etkili olur.
Köprü çermiği
Merkezi kaplıca tesislerinin 500 m. kuzey batısındadır. Yılanlı ve Davut çermiklerine göre en sert araziye sahip olan burasıdır. Bunun sebebi, çok sayıdaki kaynaktan çıkan suların hava ile temasa geçmesi sonucunda yapısındaki kireç, kükürt ve benzeri maddelerin taşlaşarak üst üste birikmesidir. Köprü çermiği su sıcaklığı en fazla olanıdır. Su 30 m. açıkta aktıktan sonra bina içine alınmıştır. Havuz ve binası Davut çermiğinin aynısıdır. Sudaki mineral oranı fazla ise de içilebilir niteliktedir. Sular traverten oluşturduğu için Peri bacalarını ve Denizli-Pamukkale’ yi andırmaktadır.

Kudret Köprüsü
Köprü çermiğinin bitişiğindedir. Zaten bu çermiğin adı da buradan gelir. Murat Nehri buradaki toprak ve kaya yığınını sökemediğinden altını delmiş açtığı tünelden akmıştır. Dünyada benzeri olmayan bu köprü, 30m. yükseklik, 30 m. genişliktedir. Aradaki 150m. boşluktan sonra ikinci doğal köprü yer almaktadır. üzerlerinden çevre köylerin yolları geçer. Köprüden Murat nehrinin manzarası ve kaplıcaların görünüşü insana zevk vermektedir. Evliya çelebinin Seyahatnamesinde de adı geçen bu güzel yapı Germ’ab-ı ibretnüma diye adlandırılmıştır.

Meya Mağaraları
Diyadin’in 15km. güney batısındaki Günbuldu Meya köyündedir. Mağaralar ve tarihi kalıntılar, köyün 400m. uzağında yüksek ve sıra kayalıklar içerisindedir. Sıra kayalık ile alt zemin arasında 100-150 metrelik çakıllı bir yamaç vardır. Bu yamacın üst ucundaki dik, yüksek ve sıra kayalara oyularak yapılmış; pek çok ve değişik yapıda barınma yeri , tapınak, ibadethane, oda ve mağaralar vardır.

Bazı odaların kapı ve penceresinin önünde balkonu mevcuttur. Kayalara oyulmuş bu barınak ve ibadethanelerde değişik inançların izleri görülmektedir. Mağara odaları savunma ve tehlikelerden korunma amacıyla, ele geçirilmesi güç kayalara yapılmıştır. Aşağıdaki durak yerinde , önceleri çeşitli hayvan heykelleri, mitolojik izler ve çeşitli binalar olmasına rağmen, onlardan çok azı kalmıştır. Büyük kaya parçasına oyulmuş mihrap, haçlı taşlar, islam ve yezidi mezarları.

Hz.Ali’nin atının ayak izleri olduğu sanılan taşlar, geriye kalanlardır. iki koç heykeli önce Diyadin Hükümet konağı önüne, sonra da Ağrı’ya götürülmüştür. Meya antik kentin yakınındaki Sahabe Mezarlığı da tarihi ve efsanevi izler taşır. Kırmızı, Siyah ve Beyaz şehitler, bunların en tanınmışlarıdır. Burada, şehre su akıtan bir de su kanalı vardır. Ayrıca, rastlanan at, koç ve koyun motifli taş heykeller, mezar taşları, ait oldukları Türk Boyları hakkında bilgi vermektedir. Meya’daki mağaralar uzun ve oldukça geniştir.

Mağaraların gerisinde başka yerlere çıkan tünellerin olduğu söylenir. Tokluca köyündeki kayalardan yer altına inen merdivenlerin buraya çıktığı sanılmaktadır.

Meya kalıntılarının az ilerisindeki sahabe mezarları adı tarihi ve efsanevi izler taşır. Kırmızı şehit (Şehit-i sor), siyah şehit (Şehiti reş) Beyaz şehit (Şehid-i çil) bu şehitlerin en tanınmışlarıdır. Burada şehre su akıtılan bir de su tüneli vardır.

Meya mağaralarının bulunduğu dağın tepesi düzdür. Ard arda uzayıp giden kayaların uzunluğu yaklaşık bir kilometredir. Bu kayaların yüksekliği ise 30-50 metre kadardır. Mağaralar peri bacaları, odalar, kale, sığınma ve barınma yerleri, vs. Hepsi bu dağın orta kısmında kayaların dibinde ve arasındadır. Kale, kayaların orta kısmına oyulmuştur. Güneye bakan pencereler, bazı odaların kapı ve balkon gibi bölümlerini oluşturmuştur.

Tendürek Dağı
Sönmüş, volkanik bir dağdır. Diyadin’in ve kaplıcaların güney doğusundadır. Dağın üzerinde tandıra benzer sıcak çukurlar olduğundan böyle adlandırılmıştır. Doğal güzelliği ve kaynak sularının yanında, üzerinde buram buram buhar tüten sıcak su gözeleri de vardır. Sıcak ve soğuk kaynak suyu boldur. Murat nehrinin ilk çıkış yeri buradır.

Diyadin Kalesi
Diyadin ilçe merkezindedir. Kasabanın güneyinde, Murat kıyısındaki kayalıklar üzerine kurulmuş kaledir. Yapanı ve yaptıranı belli değildir. Eski adının Ziyaeddin olduğu. Zamanla adının Diyadin’e dönüştüğü sanılan ilçe’nin kalesinden günümüze çok az şey kalmıştır. Evliye çelebi Seyahatnamesinde Diyadin kalesinden bahsederken. Ziyaeddin kalesi Azerbeycan hükümdarı Ziyaüddin’in yapısı olup Azerbeycan toprağında sağlam bir kaledir şeklinde tarif etmektedir. Yani Evliya çelebi’ye göre Diyadin kalesi. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Ziyaüddin tarafından yaptırılmıştır. Aslında Uzun Hasan’ın bu adda bir oğlu yoktur.

Evliya çelebi burayı gezdiği yıllarda, Diyadin kalesinde bir camii. Altı yüz toprak örtülü ev, bir hamam ve kırk-elli dükkan varmış. Diyadin kalesi yapılış tarzı, kullanılan malzeme ve işçilik yönünden Urartu yapılarına benzemektedir. Zamanla Arsaklılar, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Osmanlılar tarafından tamir ettirilmiş, yönetim binaları yapılmıştır. Kale XIX. Yüzyıl ve I. Dünya Harbindeki Osmanlı-Rus savaşlarında zarar görmüş, Ermeni çeteleri tahrip etmiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında ise korunmaya alınmadığı için halk, surları ve binaların duvarlarını söküp ev yapımında kullanmıştır.

Avnik Kalesi Avnik kalesinin hangisi olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, Evliya çelebi’nin tarifine uygun olan Koçbaşı kalesi olduğu sanılmaktadır. Zira Evliye çelebi Seyahatnamesinde Bir yalçın kaya amed, çar köşe kale-i rengidir. şeklinde tamamlamaktadır. Bu, sarp kayalar üzerinde dört köşe küçük bir yer olan Koçbaşı kalesinin yapısına uygundur. Kale Diyadin’e 29km. mesafede Yankaya (Ali Hido) mezrasında ve Aladağ’ın yüksek bir yerindedir. Avnik (Unik) kalesi, Cumhuriyet döneminde taşları köylülerce sökülüp ev yapımında kullanıldığı için, bugün ancak temeli kalmıştır.

Kuje Kalesi
Koçbaşı (Avnik) kalesine yakın bir yerde bulunan küçük çapta bir kale kalıntısıdır. çevre köylüler buraya Miraşe adını vermektedir. Kuje Kalesi tahrip olmuş ve unutulmuş kalelerdendir. Kale kullanıldığı dönemlerde, Gendel ve Murat yolu üzerinden iki arkla buraya su getirildiği anlaşılmaktadar.

Tokluca Kalesi Diyadin’in Tokluca köyündeki kaledir. ilçe merkezine 19km uzaklıktaki Tokluca’da olan bu doğal kalede yer altına inen merdivenler vardır. Kayalara oyularak yapılan merdivenlerin, kalenin başka bir yere giden gizli yolu mu, yoksa Meya mağaralarına ulaşan yol mu olduğu henüz anlaşılmamaktadır.