şok diyetlerin zararları

Gaziantep Primer Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Duygu Bilir Kale, zayıflamak isteyenlerin şok diyet olarak nitelendirilen ve kısa sürede fazla kilo vermeyi sağlayan diyetlere aldanmamalarını söyledi.

Duygu Bilir Kale, yaptığı açıklamada, şişmanlığın birçok kişinin ortak derdi olduğunu, bu nedenle çok sayıda diyet önerisi bulunduğunu, ancak bilimin bu diyetlerin küçük bir bölümünü doğru kabul ettiğini kaydetti. Şişmanlığın bir estetik sorun olmaktan öte bir hastalık olarak kabul edildiğini, artık kilolu olan kişilerin sağlığı için zayıflama çabasında olduğunu anlatan Duygu Bilir Kale, şunları söyledi:

"Bir kişinin kilo vermeye başladığı andan itibaren insülin direnci düşerken, dokular insülini kullanmaya başlar ve kan şekerini dolayısıyla açlığı kontrol altına alır. Kilo kaybı kolesterol ve yüksek tansiyonu düşürürken, kalp-damar hastalığı riskini azaltır. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirir hatta depresyona yatkınlığı bile azaltır. Ancak tüm bu yararlar kontrollü ve dengeli bir şekilde kilo verildiği zaman ortaya çıkıyor. Sağlıklı ve kalıcı kilo vermek için haftada 0,5-1 kilogram kaybı yeterlidir. Vücut ağırlığının yüzde 10-15'ini kaybetmek pek çok hastalık riskini azaltabilir.”

Yanlış diyetin nelere yol açacağına da değinen Duygu Bilir Kale, şöyle devam etti:
"Zayıflama diyetleri; kişinin günlük makro ve mikro besin öğesi ihtiyaçlarını karşılaması, damak tadına ve sosyal yaşamına uygun, varsa sağlık problemlerine çözüm getirici tıbbi öneriler içermesi gerekir. Kısa sürede kilo vermeyi hedefleten ve bu kurallara uymayan pek çok diyet mevcut ancak, yanlış diyetleri uygulayarak hızla zayıflayanlar aynı hızla kilo alırlar, üstelik sağlıklarından da olurlar. Sihirli şok diyetler kısa sürede ağırlık kaybı sağlar, ancak hızlı kaybedilen ağırlık, yağdan değil yağsız kitleden oluşur. Eski beslenme alışkanlıklarına geri dönüldüğünde kaybedilen ağırlığın korunması mümkün olmaz, daha fazla kilo artışı olur. Çok düşük kalorili diyetler ise 500-800 kalori veya daha az enerji gereksinimine göre düzenlenmiştir. Kaybedilen ağırlığın korunmasına yönelik değildir. Çeşitli minerallerin kaybı ve ölümle sonuçlanabilir. Özel ürünleri öneren diyetlerde ise kişiler doğru beslenme alışkanlığı kazanmadıkları için ağırlıklarını koruyamazlar. Yetersiz ve dengesiz bir beslenme türü olduğu için çeşitli sağlık sorunlarına da neden olur."

Duygu Bilir Kale, tek besine dayalı diyetlerin ise monoton ve can sıkıcı olduğuna dikkat çekerek, "Çok kısa sürelerde fazla kilo kayıpları sağlansa da kilo kaybı kalıcı olmaz. Bir başka diyet yöntemi olan su içme diyeti yani yemek yeme yerine acıktıkça suyun tercih edildiği diyet. Bu tür diyette hiçbir besin alınmadığından hızlı kilo kaybı gözlenmekte, fakat uzun süre devamında sağlık problemleri oluşmakta ve kilolar hızla geri alınmakta. Öğün atlama; öğün atlama ile birlikte vücut çalışma hızı düşer. Kilo verme hızı azalır veya durur. Yağsız yemek yeme; sağlıksız ve hatalıdır. Yağda eriyen vitaminler vücutta yeterince emilmez. Uzun süre yağsız diyet uygulaması bağırsakları yavaş çalıştırır, kabızlık oluşur. Kalori hesabına dayalı diyette de yetersiz ve dengesiz beslenme söz konusudur" diye konuştu.

Şişmanlığın en etkili şekilde tedavi edilmesi için bir çok bilim dalının ortak çalışması gerektiğini ifade eden Duygu Bilir Kale, "Sağlıklı zayıflamak için, dahiliye uzmanı ya da endokrinolog, diyetisyen, psikolog ve fizik tedavi uzmanından oluşan bir ekip ile en verimli sonucu alabiliriz. Ayrıca uzman bir diyetisyen tarafından hazırlanan kişinin beslenme alışkanlıklarına uygun bir diyet ve düzenli egzersizle beraber, değişen hayat tarzı ile zayıflamak göründüğü kadar zahmetli değildir. Bu uygulamalara rağmen kilo veremeyenler ilaç ya da cerrahi tedaviye ancak uzman doktorlar kontrolünde başlayabilir” şeklinde konuştu.

Duygu Bilir Kale, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kolay yoldan kilo vermek herkesin hayali, ancak hızlı verilen kiloların aynı hızda geri alındığı unutulmamalı. Zayıflama ilaçlarının pek çoğu hızlı kilo kaybetmeyi vaat eder. Bu tür ilaçlarla verdiğimiz hızlı kilolar bize kalp, böbrek, sinir sistemi, karaciğer ve beyin hastalıkları olarak geri dönebilir. Piyasada içeriği bilinmeyen, bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmamış ve Sağlık Bakanlığı onayı olmayan bitkisel zayıflama hapları, özellikle internet ve televizyonda uzman olmayan kişilerce tanıtılıp yüksek fiyatlarla satılıyor. Ancak dediğim gibi bu ilaçlar, vücuttan su atımını hızlandırır. Diyet uygulamasında su kaybı değil yağ kaybı önemlidir."(İHA)

Bir cevap yazın